Suriye’nin Rakka vilayetinde cezaevindeki mahkumlar, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) askerleri tarafından serbest bırakıldı.
ÖSO komutanlarından Ebu Halil, “Yaklaşık üç aydır kuşatma altına aldığımız Rakka Cezaevi'ni nihayet ele geçirmeyi başardık. Onlarca şehit vererek aldığımız bu cezaevinden 600 mahkumu özgürlüğüne kavuşturduk. Bu hapishanede yaşanan insanlık suçunun önüne geçtik. Ancak Esat yönetiminin yaptığı açıklamada sanki bu mahkumları kendi affetmiş gibi dünya kamuoyuna duyurması oldukça manidar buluyorum. Bu tür açıklamalar Esat yönetiminin bitmişliğinin ve tükenmişliğinin bir ifadesi olarak görüyorum. Rakka vilayetimiz çok yakında düşecek, bu sefer de “Rakka’yı ben ÖSO'ya bıraktım diyecekler" dedi. Ceza evinden çıkan yüzlerce mahkum onuruna yemek verildi.
Rakka Cezaevi'nde yaklaşık 12 yıl mahkumiyeti bulunan ve bu mahkumiyetinin yaklaşık 5 yılını tutuklu olarak geçiren Gassam Ebu Ali, “Rakka cezaevinde yaşayan 600 mahkum içinde özellikle rejim tehlike olarak gördüğü Müslüman şahsiyetleri ayrı yerlerde ve tek hücreli tecrit odalarında yalnızlığa terk etti. En zor şartlarda tutsaklık günleri geçirdik. Cezaevinde insanlık suçunun en fazla yaşandığı yer Rakka Cezaevi'dir.
"CEZAEVİNİ EĞİTİM MERKEZLERİNE DÖNÜŞTÜRDÜK"
Cezaevini eğitim merkezine dönüştürdüklerini belirten Ali, "Cezaevinde kaldığımız her gün dayak yemenin çok sıradan bir olay. Zamanımızı genelde Kuran ezberleyerek, kitap okuyarak, geçiriyoruz. Özelikle Kuran okumamıza tahammül edemeyen Esad’ın gardiyanları 'Okuduğunuz Rabbiniz gelsin sizi bizim elimizden alsın' diyerek bizimle alay ediyorlar. Yine de biz buralarda İngilizce, coğrafya, tarih gibi dersleri arkadaşlarımızdan öğreniyorduk. Bu alanları eğitim ve öğretim merkezlerine dönüştürdük. Savaş başladığında ailemizle olan bütün ilişkilerimizi kestiler. Son üç ayda ise yemeklerimiz kısıtlı geliyordu. En son bir ayda ise her gün öldürülmekle tehdit ediliyorduk. Hatta bazı arkadaşlarımızı ÖSO kuşatmayı kaldırılmadığı için dışarıda kafalarına sıkılarak infaz ediliyordu. Son bir ayda öylesine zorluklar çektik ki Allah kimsenin başına getirmesin. Günde iki bardak su hakkımız vardı. Tuvalete gidemiyorduk. Elektrik ve tüp olmadığından yemek yapamıyorduk. Bize günlük iki kibrit kutusu helva dağıtıyorlardı. Hatta daha sonra onu da kaldırdılar. Haftada iki gün pirinç veriyorlardı. Ancak bunu pişirecek hiçbir şey bulamıyorduk. Ayakkabılarımızı ve battaniyelerimizi yakarak yemeklerimizi pişiriyorduk. Velhasıl cezaevi kuşatıldığında son bir ayda ölümü bekledik. Allaha hamdolsun bugün burada yaşama sevincimizi tekrar kazandık. Kuşatma sırasında şehit olan kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyorum” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz