Başbakan Bülent Ecevit, Oran'daki çalışma ofisinde CNN Türk'te yayınlanan Murat Yetkin'le Mete Belovacıklı'nın sunduğu Cafe Siyaset programının canlı yayına katıldı. Ecevit, sağlığına ilişkin soruya, "Sağlığım çok iyi. Omurga ile sorun da çözülmek üzere, birkaç güne kadar bütün hareketlerim serbestleşecek" dedi.
"GÖREVDEN ÇEKİLMEYECEĞİM" Görevden çekilmesine yönelik çağrılara ilişkin görüşü sorulan Ecevit, çekilmeye niyetinin olmadığını ve bu çağrılara da anlam veremediğini söyledi. "Çekilme talebinin makul bir nedeni olması için benim Başbakan olarak ciddi bir hata yapmış olmam gerekir. Oysa bunun tam tersi oldu. Bir çok reformlara imza attık. Enflasyonla mücadelede başarılı olduk. Siyasal yaşamım boyunca gerekli gördüğümde kendi özgür irademle görevi bıraktım. Bu bakımdan kimsenin beni 'çekil' diye uyarmasına gerek yok" dedi.
"EKONOMİK GÖSTERGELERİN MANTIĞINI ANLAYAMIYORUM" Ecevit, kendisinin rahatsızlanmasından sonra ekonomik göstergeleri olumsuz yönde etkilemesiyle ilgili bir soruya da, "Bunun mantığını anlamıyorum. Piyasada son yaşananların rasyonel olmayan nedenleri var. Bu konularda daha soğukkanlı olunması gerekir" dedi.
"ÖZKAN'IN KAMPANYAYA SESSİZ KALMASINA ÜZÜLDÜM"
Ecevit, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la ilgili "Hüsamettin Özkan ne yaptı, ne yapması gerekirdi?" şeklindeki bir soruya, "Özkan'la yıllarca birlikte, verimli çalıştık. Son aşamada özellikle son aylarda bana, DSP'ye ve dolaylı olarak hükümete karşı yürütülen korkunç, eşi görülmemiş yoğun bir kampanya açıldı. Özkan, Başbakan Yardımcısı gibi önemli bir görevde, önemli sorumluluğu var. Özkan'ın son aşamada bana ve partimize olan olağanüstü ithamları, iddialara fiilen karşısına çıkma gereği duymaması partilileri üzdü. Sorun budur" diye konuştu.
"ÖZKAN RANDEVU İSTEMEDİ"
"Hüsamettin Özkan'a kırgın mısınız?" şeklinde yöneltilen bir soruya da Ecevit, "Bu bir duygu meselesi değildir. Ben politika da duygusallıktan devamlı kaçınırım. Sayın Özkan, son aşamadaki gelişmelerle ilgili bu davranışı sadece o bildiriyi hazırlayan arkadaşlarımızı değil, örgütümüzde, bütün partililerde üzüntü oluşturdu. Bende bunu inkar edecek durumda değilim" diye cevap verdi. "Bu gelişmelerden sonra Özkan'a istifa etmek düşer mi?" şeklindeki soruya, "Bu konuları tek başıma değerlendiremem. Özkan herhalde bugünlerde gelecektir" dedi. Ecevit, Özkan'ın kendisinden randevu talebinde bulunmadığını da söyledi.
"DERVİŞ KARAR VERMİŞ GÖRÜNMÜYOR" Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in siyasete gireceği yönündeki açıklamalarıyla ilgili bir soruya Ecevit, "Derviş'e siyasete girmesi konusunda bir teklifte bulunmuştuk. Fakat kendisi uygun bulmamıştı. Şimdi tavrında değişikli mi oldu bilmiyorum? Ancak girip, girmeme konusunda kesin ön karara varmış gibi görünmüyor. Çünkü bir gün bir türlü, bir gün başka bir türlü söylüyor. Bunu eleştiri için söylemiyorum. Ama henüz karara varmış gibi görünmüyor" şeklinde cevap verdi.
Derviş'in siyasete döndükten sonraki gelişmelerle ilgili bir soruya da, "Bekleyip, göreceğiz" diye cevap veren Ecevit, eşi ve aynı zamanda DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşat Ecevit'e yöneltilen hücumların kendisini darbe dönemlerindeki olaylardan daha çok üzüdüğünü söyledi.
RAHŞAN ECEVİT'İ SAVUNDU
Ecevit, eşinin kendisine bakmadığı yönündeki eleştirilerle ilgili olarak da şöyle konuştu: "Yardımcım ve eşim Rahşan Ecevit'e yöneltilen hücumlar beni ciddi olarak yaraladı. Rahşan Ecevit, milletine, bana ve evine büyük hizmetlerde bulundu. Partisi ve benim uğruma gece gündüz çalışıyor. Bir askeri yönetim döneminde bir yandan hasta olan annesine bakarken, bir yandan bana hapishaneye gelerek yemek getirdi. Şimdi de evinini her ihtiyacını karşılıyor. Partisine olağanüstü katkılarda bulunuyor. Ecevit'in DSP için yaptığı çalışmalar bir takım kişileri kaygılandırıyor. Eşim parti için dinamik bir çalışma yapıyor. Şimdiye kadar DSP'de örgüt yoktur diyenler, birden bire irkilmeye başladılar. DSP'deki gibi bir parti çalışması şimdiye kadar görülmemiştir. İkide bir Rahşan Ecevit'in DSP'den çekilmesini isterler, bir hanım olarak evine dönmesini istiyorlar. Bu eleştirileri siyasal açıdan da, kişisel açıdan da içime sindiremiyorum. Bu konulardaki kampanyalar, beni son derece üzüyor. Siyasal yaşamımda bir çok eylemli, olaylı darbeli günlerde bile bu kadar insafsız ve çirkin saldırı yapılmadı. Ben böyle çirkin bir kampanya görmedim. DSP'deki dinanizmden kaygı duyan çevreler var. Bütün partiler rahatsızlık duyuyor. Bu doğaldır, haklarıdır. Bu tepkiler gösterilirken, uygarlık ölçülerinde kalınması gerekir. Kamuoyunda yoklamalarında hep bize küçük oy verilirdi, şimdi iktidardayız".