Özkaya siyasileri uyardı

ANKARA (İHA) - Yargıtay, MİT-Çakıcı-yargı ekseninde ortaya atılan iddialara bir bildiriyle cevap verdi.

Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda alınan kararları içeren bildiriyi okuyan Yargıtay Başkanı Erarslan Özkaya, hem siyasileri hem basını suçladı. Yargı-MİT-Çakıcı ekseninde ortaya atılan iddialar üzerine 52 günlük sağlık raporu alan ve geçtiğimiz günlerde görevinin başına dönen Özkaya, dün toplanan Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda oybirlirliğiyle alınan kararları düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Yargıtay Başkanvekilleri Mater Kaban ve Mehmet Handan Surlu ile kameraların karşısına geçen Özkaya, dün Yargıtay Büyük Genel Kurulu sonrasında hazırlanan 2 sayfalık bildiriyi okudu. Bildirinin objektif bir şekilde hazırlandığını ve Genel Kurul toplantısında konuşulan her şeyin bildiriye yansıtıldığını belirten Özkaya, kendisini ve Yargıtay'ı hedef alan iddialara cevap verdi.

Reklam
Reklam

SİYASİLERİ VE BASINI UYARDI

Anayasa'ya göre yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız mahkemeler eliyle yürütüldüğünü belirten Özkaya, Yargıtay'ın adliye mahkemeleri tarafından verilen ve kanunun başka bir adli merciie bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme yeri olduğunu hatırlatarak konuşmasına başladı. Özkaya, temel hak ve özgürlüklerin, demokratik, laik hukuk devleti ilkelerinin sağlam ve sarsılmaz güvencesi olan Yargıtay'ın ülke düzeyinde adaletin gerçekleştirilmesi, Türk hukukunun geliştirilmesi yönündeki çalışmalarını tam bir özveri ve üstün başarı ile sürdürdüğüne dikkat çekti. Yargıtay'ın 1868 yılından bugüne değin Türk hukukuna yön verdiğini, hukuk düzenin yerleşmesinde, adeletin gerçekleşmesinde etkin rol oynadığını ve öncülük ettiğinin altını çizen Özkaya, böylesine önemli ve anayasal görevler üstlenen Yargıtay'ın bir süredir sistemli ve kararlı bir şekilde sürdürülen karalamaların hedefi haline getirildiğini kaydetti. Bu ortamın Yargıtay mensuplarının çalışma azim ve şevklerini olumsuz bir şekilde etkilediğini dile getiren Özkaya, cumhuriyetin, yargının ve Yargıtay'ın nitelik ve yapısını içine sindiremeyen bazı çevrelerin bunu değiştirme düşüncesi ile erkler arası dengeyi bozma denetleyen vasfından rahatsız oldukları yargıyı yıpratma gayreti içinde olduğunu ifade etti. Özkaya, "Bakan, milletvekili, TBMM Komisyon Başkanlığı gibi önemli devlet sorumluluğu olan kişilerin yargı ve Yargıtay hakkında çeşitli vesilelerle verdikleri yakışıksız ve sorumsuz açıklamalara bir kısım kurum ve kuruluşlarının, basın yayın organlarının da kişisel ikbal ve istikbal ya da ekonomik çıkar uğruna katıldıkları saptanmıştır. Bu olumsuzluklar Yargıtay Büyük Genel Kurul üyelerince esefle karşılanmıştır" dedi.

Reklam
Reklam

'HAKİMLİK TEMİNATI, YASAMA DOKUNULMAZLIĞI GİBİ BİR ZIRH DEĞİL'

Yargıtay'ın soruşturmaya konu olan dosyaların hangisinin kötü niyetli kişilerin istekleri doğrultusunda karara bağlandığının açıklanamadığına işaret eden Özkaya, bu durumda müvekkil-vekil arasındaki telefon görüşmelerinde oluşan ilişkilerin tek mağdurunun hakimler olduğunu bildirdi. Yargıtay ve mahkemelerin cumhuriyeti, devleti ayakta tutan temellerden en önemlisi olduğunu vurgulayan Özkaya, bu temeli sağlam ve itibarlı tutmanın herkesin görevi olduğunu söyledi. Bağımsızlık, hakimlik teminatı ilkelerinin bütün gönüllerde yerleşmesi gerektiğini ifade eden Özkaya, "Bir hakimden, mahkeme kararından söz edilirken saygılı olmak gerekir. Hakim de bir insandır ve mahkemeler de insanlardan oluşur. Hakimi, teminattan ve bağımsızlıktan yoksun kılmak, teminatı zedeleyecek, bağımsızlığı giderecek hükümler getirmek, teminatı ve bağımsızlığı kötüye kullanan tek hakimin mevcudiyetine katlanmaktan çok daha sakıncalı, hatta tehlikelidir" uyarısında bulundu. Özkaya, hakim teminatının hakimlere tanınan bir imtiyaz olmadığını, bu teminatın sadece yargılanan kişiler için güvence olduğunu kaydetti. Siyasal gücün etkisine maruz kalmış bir yargının, objektifliğini, saygınlığını, temel hak ve özgürlükleri etkin bir şekilde koruyabilme yeteneğini yitireceğini belirten Özkaya, yargı mensuplarının söz ve eylemlerinden dolayı sorumlu olmayacakları ve yargılanamayacaklarına dair Anayasa'da, yasalarda hiçbir hüküm bulunmadığını açıkladı. Oysa seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen milletvekilinin Meclis kararı olmadığı sürece tutulamayacağını, sorguya çekilemeyeceğini, tutuklanamayacağını ve yargılanamayacağını anlatan Özkaya, bu düzenlemelerin yasama organı temsilcileri için bir imtiyaz hatta bir zırh olduğunu hatırlattı. Özkaya, hakimin teminatı ile böyle bir yasama dokunulmazlığını birlikte mütaala etmenin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacağını dile getirdi. Özkaya, bu yönde düşünce ortaya koyanların yargı bağımsızlığına ilişkin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararlarını bir kez daha okumalarını istedi.

Reklam
Reklam

'REJİM' UYARISI

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu konusunda basına yansıyan tartışmalar ve bu kurula ait yetkilerin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na verilmesi biçimindeki düşüncelerin hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağına işaret eden Özkaya, "Bu tutumun Anayasa ile Yargıtay'a verilen yetkilerin gaspından başka bir anlamı olamaz. Böyle bir beklenti rejimi demokratik çizgiden çıkarma tehlikesini de beraberinde taşır. Her demokratik, hukuk devletinde saygın olan ve herkesin saygı göstermesi gereken unsurlar vardır. Bunların başında yargı ve onun temsilcileri yer alır" uyarısını yaptı. Özkaya, yargının daima en güçlüye karşı, en zayıfı koruyabilecek kudret ve kuvvette tutulmasını isteyerek, halkın yargıya güvenini sarsacak davranışlardan özenle kaçınılmasını talep etti.

"Güçlüler yargıdan çekinmeli, zayıflarsa ona güvenmelidir" diyen Özkaya, yargının onur ve saygınlığının şahsi veya siyasi çıkarlara vasıta yapılmaması gerektiğini bildirdi. Özkaya konuşmasının sonunda siyasilere gönderme yaparak, şunları söyledi: "Güçlü ve mütecaviz karşısında kaldığımızda sığınılabilecek ve güvenilebilecek bir yargı gücü yoksa gerçekten ülkemiz yaşanabilecek bir ortam olmaktan çıkar. Bugün devletin önemli kademelerinde görev yapanların yarın adaletin şefkatine sığınmak zorunda kaldıklarında yaşamak isteyecekleri ortamı onlara bağımsız, tarafsız ve adil yargı sağlayacaktır. Yüce Yargıtay'ın kendisine ve yargıya yapılan haksız ve çirkin saldırılara, bugüne kadar sessiz kalmasının nedeni aczinin değil, vakarının, hakimlerin kararları ile konuşması ilkesi ve üstlendikleri sorumluluklarının gereği olduğu gözden uzak tutulmamalıdır".

Reklam
Reklam