TRABZON (İHA) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, AK Parti hakkında açılan kapatma davası ve Anayasa Mahkemesi'nin türbanla ilgili düzenlemeleri iptal etmesinin ardından başlayan tartışmaların hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı açısından tehlikeli bir noktaya doğru gittiğini ileri sürdü.
TBB tarafından düzenlenen 'Mesleğe Yeni Başlayan Avukatların Sorunları ve Çözüm Yolları' konulu forum, Trabzon'da yapıldı. Foruma, TBB Başkanı Özdemir Özok, Trabzon Barosu Başkanı Veysel Malkoç, çevre illerden baro başkanları ve genç avukatlar katıldı.
TBB Başkanı Özdemir Özok, açılışta yaptığı konuşmada AK Parti hakkında açılan kapatma davası ve Anayasa Mahkemesi'nin türbanla ilgili verdiği kararın ardından başlayan tartışmalara değindi. Yapılan tartışmaları hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı açısından son derece tehlikeli bulduğunu belirten Özok, herkesi hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığına saygılı davranmaya çağırdı.
TBB olarak şu ana kadar eksiksiz bir şekilde demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletini savunduklarını ve bütün sorunları bu çerçeve içinde tartışıp çözmeyi amaçladıklarını dile getiren Özok, genç avukatlara hitaben "Siz önce kendiniz demokrat olacaksınız. Sizi önce sizi eleştirenlerden rahatsız olmayacaksınız. Uygar olmak, demokrat olmak, çağdaş, aydınlık, uygar bir ülkenin yurttaşı olmak gerçekten son derece zordur. Türkiye'nin çok genç ve yeni demokrasisinin çok ciddi sorunları var. Çok ciddi sıkıntıları var. Türkiye'nin artık bu çağdaş ve aydınlık gelecekten vazgeçmesine imkan yok. Türkiye 85-90 yıldır, Osmanlı'nın son dönemlerinde aydınlanma ve çağdaş dünyada yerini bulma anlamında çok ciddi çalışmalar yapmıştır. Bugün bir sürü eksiğimize rağmen bu yolda yürüyoruz" dedi.
"Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk devletinde kavramlar yerine oturmuştur ve herkes kendi görevini yapar" diyen Özok, şöyle konuştu:
"Ama 14 Mart 2008 günü Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Anayasa Mahkemesi'nde şu anda iktidar partisi olan AK Parti hakkında kapatma davası açtı. Türkiye Barolar Birliği olarak o tarihten bu yana bir hukuk kurumu olmanın sorumluluğuyla asla ve asla herhangi bir beyanda bulunmadık. Eğer bizler yargının, savunma anlamında bir parçası olarak bu gelişmeleri büyük bir olgunluk içinde ve soğukkanlı bir şekilde ve hukuk devletinin gereği olarak kabul etmezsek bunun sonu alınamaz. Ama o günden sonra bilen bilmeyen, anlayan anlamayan çok sayıda kişi acımasız eleştirilirde bulundu. Bunlar hukuk devleti adına son derece sakıncalı şeyler. Sizin inandığınız ya da inanmadığınız şekilde karar verilebilir. Ama gelecekte biz hukuk devletini yerleştireceğiz ve işleteceğiz diye bir iddianız varsa bu kararlara uymak zorundasınız. Siz parlamenter demokratik sistemin temel ilkesi olan kuvvetler ayrılığı ilkesine inanacaksınız. Ama bu sizin gelecekte planladığınız kimi düşüncelerine ters kararlar verebilir. Ama her gün yargı bağımsızlığı adına çok ciddi ve yanlış açıklamalar yapılıyor. Hangi televizyonu açarsanız açın, son kapatma davası ve türbanla ilgili verilen kararla ilgili çok acımasızca eleştiriler yapılıyor ve yargı bağımsızlığını zedeleyecek ve örseleyecek çok ciddi itham ve iddialarda bulunuluyor. Bunlar hukuk devleti için son derece tehlikeli gelişmeler. Bizim önerimiz herkesin hukuka inanması kendilerini hukuka teslim etmesi, yargının bağımsızlığına inanmasıdır. Bunun için ideoloji ve düşüncelerimizi bir kenara bırakıp o kurumsal düzenin işlemesi için yardımcı olmalıyız."
"ÖZELLİKLE SİYASETÇİLER YARGI BAĞIMSIZLIĞINI ZEDELEYECEK EYLEM VE SÖYLEMLERDEN KAÇINMALIDIR" Türkiye'de gerçekten demokratik hukuk devletine inanmış, hukukun üstünlüğüne inanmış barolar ve TBB'nin bu dengeyi kuracağını savunan Özok, "Biz TBB olarak her şeyin demokratik kültür içinde, meşru zeminde ve hukuk içinde çözülmesini, bunun dışında bir yöntemi artık Türkiye'nin tartışmaması, akıllardan dahi geçirmemesini öneriyoruz. Her sorunumuzu, iddiamızı, demokratik zeminlerde birbirimizi anlayarak tartışmalıyız. Herkese, özellikle yöneticilere hukuk devletinin en önemli ilkesi yargı bağımsızlığını zedeleyecek eylem ve söylemlerden kaçınmalarını öneriyoruz. Bu ülkenin geleceği için son derece önemli bir davranış biçimidir.
Biz 14 Mart'tan bu yana insanları hukuka çağırdık, hukukun içinde davranmaya çağırdık. Ama maalesef ülkede siyasete ağırlığını koyan ve gündemini tayin eden siyaset bu konuda iyi sınav verememiştir. Dileğimiz iktidarıyla, muhalefetiyle ülkede siyaseti temsil eden bütün siyasetçilerin hukuk devleti anlayışına, yargı bağımsızlığına, yargıç güvencesine, gerçekten yürekten inanmaları ve buna uygun davranmalarıdır" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin yasamanın kararlarını denetlemesini yargının siyaset üzerindeki gücü olarak görmemek, hukukun üstünlüğü olarak algılamak gerektiğini kaydeden Özok, "Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin yasamanın çıkardığı bir yasayı Anayasaya uygunluk anlamında denetlemesini asla yargının yasama üzerindeki gücü olarak kabul etmemek gerekir. Bu yargı bağımsızlığının ve kuvvetler ayrılığının doğal sonucu, olmazsa olmazıdır. Eğer yasamanın kararları yargı tarafından denetlenmiyorsa orada yargı bağımsızlığından ve hukukun üstünlüğünden bahsetmeye imkan yoktur. Bu ilkeleri lehimize olanlar için alkışlayıp, aleyhimize olanlar için acımasızca eleştirirsek Türkiye'de doğruları yakalamamız imkansız olacaktır. Bizim tavsiyemiz, Türkiye'de toplum lideri olan, siyasi parti liderlerimizin bu ilkelere uygun davranmalıdır. Çünkü demokrasinin olmazsa olmazı siyasi partiler ve onların liderleridir.alınamaz. Ama o günden sonra bilen bilmeyen, anlayan an İnanıyoruz gelecek günlerde daha sakin, daha birbirini anlayan bir şekilde topluma örnek olacak bir davranış sergilerler" şeklinde konuştu.
Özok'un konuşmasının ardından göreve yeni başlayan avukatların sorunlarıyla ilgili foruma geçildi.