‘Özürlü’ Kelimesinin Yerine Niçin ‘Engelli’ Kelimesi Tercih Edildi?

Sakat insanları tanımlamak için kullanılan özürlü (handicapped) kelimesi, 20. yüzyıl içerisinde kullanımı bakımından hem sükse yapan hem de düşüş yaşayan bir kelime olup, ilk olarak 1800lü yılların sonralarında bir dizi olumsuz özelliği belirtmek için masaya yatırılmıştır. Bu dezavantajlar, içinde bulunulan herhangi bir durumun ekonomik, sosyal ve hatta ahlaki olarak getirdiklerini içermiştir.

Özürlü (handicapped) kelimesi bir yarış pistinden çıkmıştır. Yarışmaya katılacak olan iki attan biri diğerine göre daha kuvvetli ve hızlı olduğu için bu ata yarışmanın durumunu eşitlemek adına, yarışa daha geç başlama, daha uzun süre koşma gibi bazı handikaplar verilmesi gündeme getirilmiştir. Bunu durumu kabul edenler ellerini bir şapkanın içine koymuş, kabul etmeyenler ise yatırdıkları hisseleri çekmiştir. Kabul edecek olanların ellerini bir şapkaya götürmesi (hand in cap), özürlü (handicapped) kelimesinin ilk olarak ortaya çıkışıdır.

Reklam
Reklam

Handikap, 1900'lerin başında, sosyolojinin ve sosyal hizmetlere ilişkin yeni alanların, insanların toplum içerisindeki yerlerine bir bütün olarak bakmaya başladığında, fiziksel ve mental değişikliklere uygulanmaya başlamıştır. Daha öncesinde kişisel başarısızlık veya kusur olarak ne görülmüşse daha büyük bağlamlara göre dezavantaj olarak yeniden biçimlendirildi. Çünkü, eğer hayat bir at yarışı olsaydı, fiziksel engele sahip olanlar doğanın vermiş olduğu ya da doğuştan gelen kusurdan dolayı değil, şu zamana kadar taşıdıkları bu yükten dolayı, fiziksel engeli olmayanlar kadar iyi yarışamazlardı. 1900'lerin başından itibaren gelecek yıllar içerisinde, sakatlıkları kişisel kusur olarak gösteren eski kelimeler (sakat, topal, ahmak, malul vb.) toplum tarafından saldırgan ve uygunsuz olarak bulunmuş olup 1970'li yıllara gelindiğinde sosyal hizmetler ve mevzuatlarda özürlü (handicapped) kelimesi kullanılmaya başlanmıştır.

İşte tamda bu zamanlarda, bir takım şeyler engelli haklarının ortaya çıkışıyla değişmeye başladı. Daha fazla özgürlük ve özerklik için mücadele eden bir topluluk 'engelli’ kelimesi dururken 'özürlü’ kelimesinin kullanılmasını reddetti. Bu ilk başta mantıksız gelebilir çünkü ilk bakışta ‘özürlü’ kelimesi daha aydınlatıcı olarak görünebilir. Nihayetinde asırlarca aşağılayıcı anlam taşıyan eş ve benzer anlamlılarının kullanımını neredeyse bitirmişti. Ve ‘engelli’ kelimesi de bu aşağılayıcı kelimelerden birisi olarak düşünülebilir, çünkü etimolojik olarak ‘aciz hale getirilmiş’ anlamına gelmektedir. Bu çokta özgürleştirici olmayan kelime 200 yıl öncesine kadar, ortada henüz özürlü (handicapped) kavramı yokken, bunun yerine kullanılan kelimelerden birisiydi. Fakat yeni kampanya ve kuruluşlarına atıfta bulunmak için yeni yollar arayan eylemciler için ‘engelli’ kelimesi daha uygun bir seçenek haline geldi.

Reklam
Reklam

Kelimenin asıl kaynağı olmasa da, bazıları için özürlü (handicapped) kelimesi elinde kapak olan bir dilenciyi anımsattı. İşte bu zamanlarda 'engelli’ kelimesi daha soğuk ve klinik çağrışımlar için oldukça cazip durdu. Fakat özürlü (handicapped) kelimesi ile ilgili asıl problem, o kelimenin kullanılacağı insanlar tarafından seçilmemiş olmasıydı.

Gazeteci ve sakatlıklar alanında bir bilim adamı olan Jack A. Nelson’un yazdığı gibi; özürlü (handicapped) kelimesi, engelli hakları hareketlerinin durum analizleriyle (kişi bu kelimenin kullanılmasıyla ilgili bir sorun görmese de toplum bu kişiyi dezavantajlı duruma sokuyor) örtüşse de, engelli insanların sosyal hizmetlerin dâhilinde olan bazı programların gücünü elde etmeye başladıktan sonra, 'özürlü’ (handicapped) kelimesinin kullanılmasını reddettiler ve kendi programlarını yapmaya başladılar. Ve eğer ortada başka bir neden yoksa bu kelimeyi reddetmeleri acenteler tarafından yapılan dayatmalardan ibarettir.

Reklam
Reklam

1990 yılında Amerikan Engelliler Yasası yürürlüğe girdiğinde, özürlü (handicapped) kelimesi çoktan eskimişti ve bunun uğruna savaş veren eylemciler hangi sözcüğü kullanacaklarını kendileri seçti.