Fifi Haroon
BBC Dünya Servisi
Humaima Malik, Pakistanlıların kalplerinin kraliçesi ve ülkenin en yüksek ücret alan beyaz perde oyuncusu belki ama son romantik rolünün kitleler tarafından nasıl karşılanacağı konusunda kaygılı, çünkü bu ilk Bollywood rolünde Hindistanlı jön İmran Haşmi ile öpüşürken görülecek.
Bu öpüşmeyle Malik, sınırı geçerek Hindistan sinemasıyla işbirliği yapan Pakistanlı kadın oyuncular kervanına katılmış oluyor. Ama ülkesinde bunu utanç verici bir şey olarak görenler var.
Bir başka Pakistanlı aktrist Veena Malik Hindistan'da yayımlanan bir erkek dergisine kolunda ISI (Pakistan İstihbarat Servisi) dövmesiyle çıplak poz verme cesaretini gösterdiğinde büyük tepki almıştı.
Malik bu olaydan sonra Londra'da BBC Urdu Servisine mülakat vermeye gelirken görüldü. Bu kez çok daha muhafazakar bir tarz benimsemiş, bol bir burkaya bürünmüştü.
Fakat muhafazakar Pakistan, sınırın öteki tarafında şöhret ve servet arayışına çıkan "kızlarımız" konusunda hep aşırı "hassas" oldu.
İnsanlar "düşmanı" öpmenin ve Hindistan erkek dergilerinde poz vermenin caiz olmadığını düşünüyor. Diğer yandan zaten öpüşme de problemli. Yakın zamana kadar Pakistan sinemalarında gösterilen bütün filmlerde öpüşme sahneleri sansürleniyordu.
Benim gittiğim, Karaçi'deki İngiliz modeline göre kurulmuş lisenin öğrencileri Pakistan filmlerine gitmezdi.
Biz kendimizi bir şekilde Batılılaşmış sayardık ve Pakistan sineması Hollwood'un parlak filmlerinin yanında biraz ucuz ve kaba saba görülürdü.
Kuşkusuz o yıllarda Pakistan'ın dört bir yanında sinemaları doldurarak o vıcık vıcık aşk hikayeleri ya da toplumcu filmleri gibi izlemelere doyamayan kitleler için aynı şeyi söylemek mümkün değildi.
'Babam film yapardı'Fakat bütün arkadaşlarımın babaları sabah kalkıp iş çantalarını alarak çalıştıkları bankalara giderken, benim babam film yapmaya giderdi.
Çocukluğumda, yakışıklı jön Vahid Murad'ın kırsal bir arka planda masum kızlara serenad yaptığı Pakistan sinemasının aşırı romantik filmlerinin bitmez tükenmez ayrıntılarına balıklama dalışımın sebebi buydu.
1980lerde VHS teyplerinin ortaya çıkışı ve yaygınlaşması ile Pakistan, Hint sinemasıyla tanışma fırsatı buldu. Vahid Murad hemen unutuldu ve aileler hevesle büyük oturma odalarında ve bahçelerde televizyonlarının karşısına yerleşip Mumbai sinemasının o sıradaki yıldızı Amitap Bakçan'ın onlarca adamı patakladığı filmleri seyreder oldular.
1990'larda sinema seyircisindeki düşme etkisini artık iyice göstermişti. Gelen filmler artık ya alelacele sansürlenmiş bayat Hollywood filmleri ya da koca göğüslü kadın kahramanların Rambo benzeri bir jön olan Sultan Rahi'nin çevresinde dansettikleri, üçüncü sınıf kanlı Pencap maceralarıydı. Eski sinemaların eprimiş köhne koltuklarına yerleşen erkek işçi sınıfı bu filmlerin takipçisiydi.
Sinemaya dönüşFakat Batıdaki gibi çok salonlu sinemaların açılışıyla herşey değişti. Son Bollywood ve Batı filmlerinin, dünyada gösterime girdiği an Pakistan'da da oynamaya başlaması sinema hevesini canlandırdı.
Sadece yabancı filmler de değil. Artık küçük bağımsız Pakistan filmleri de ilgi görüyor. Pakistan sineması geçen yıl uzun zamandır ilk kez çok parlak bir yıl yaşadı.
Humaima Malik'in öpüşme sahnesinin, Hindistan'la yakınlaşmaya dair her zaman "milli" duyguları şahlanan Pakistan sansürcüsünün makasından kurtulması ihtimali pek yok.
Bollywood istediği kadar parlak ve büyük olsun, Pakistan sineması ve sansürünün "kızlarımızı" yuvaya Lollywood'a (Lahor merkezli Pakistan sineması) döndürme kararlılığını aşamaz.