İzmir Kavram Yüksekokulu Fizyoterapi Programı Öğretim Görevlisi Elif Uzun, duruş bozuklukları hakkında bilgi verdi. Uzun, pandemi döneminde uzun süre evlerde kalınması ve evden çalışmanın yaygınlaşması nedeniyle duruş bozukluklarının arttığını, pandemi stresi sonucu artan anksiyete nedeniyle kasların kasıldığını ve bunun da duruş problemine yol açtığını ifade etti.
Uzun, “Özellikle evde çalışan kişilerin masa düzeni pek uygun olmuyor. Bir yıldır evde çalışıyorlar. İki büklüm çalışmak zorunda kalınca bel ve boyun ağrısı gibi problemlerle bize gelebiliyorlar. Bu yüzden önce ortamdaki ergonomiyi düzenlememiz gerekiyor. Gün içinde pandemi nedeniyle daha az adım atıyoruz ve kalp damar sağlığımız, genel fiziksel sağlığımız azalabiliyor. Duruş problemlerimiz arttığı için ağrılarımız başlıyor. Kaslar hep oturuş pozisyonunda olduğu için kısalıyor. Duruş bozukluğu ve anksiyete nedeniyle boyun ve sırt kaslarımız kasılı kalabiliyor. Pandemi stresi ve iş stresi bir araya gelince kişinin anksiyetesi artıyor ve bu da duruş problemine neden oluyor. Duruşta kasılmaması gereken kaslar, sinir stres sebebiyle kasılı halde oluyor. Bu da boyun ağrısı ve sırt ağrısına neden olabilir. Bunların hepsi egzersizle açılabilir. Egzersiz yaptığımızda insana sakinlik de geliyor, vücut endorfin salgılıyor. Duruş problemlerini engellemek, oluşmuş duruş problemlerini düzeltmek, anksiyetemizi azaltmak için egzersiz yapmalıyız. Özellikle ağrı probleminiz varsa bir hekime, bir fizyoterapiste danışılabilir. Ağrı problemi yoksa bir spor hocasına danışarak egzersiz yapabilirsiniz” diye konuştu.
Pandemi döneminde duruş bozukluklarını engellemek için önerilerde bulunan Uzun, ”Normalden daha çok oturduğumuz için saat başı ayağa kalkmalıyız. Haftada 3-4 gün core bölgesini çalıştıracak egzersizler yapabiliriz. Evin içerisinde yürüyebiliriz, nefes hareketleri yapabiliriz. Ancak hayatında hiç spor yapmamış birinin, çok basit egzersizleri yapması gerekiyor. Sosyal medyadan gördüğü rastgele bir egzersizi yapmamalı. Kişinin seviyesinin belirlenip uygun egzersizin seçilmesi çok önemli. Örneğin ağrılı bir kişiye çok hafif bir spor yaptırmalısınız. Örneğin bir kişi 3-4 yıldır pilates yapıyordur. Bu kişi herhangi bir pilates videosunu izleyip uygulayabilir ama hayatında hiç spor yapmamış kişiler rastgele video açıp uygulamamalı. Bu ciddi yaralanmalara neden olabilir. Kişinin ağrısı varsa hekim ve fizyoterapiste, ağrısı yoksa bir spor hocası ile çalışması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
Duruş bozukluklarının ikiye ayrıldığını belirten Uzun, “İlki, omurganın neden olduğu, çocukluktan ya da genetik faktörlerden gelen bozukluklardır. Bu tip için bazen cerrahi tedavi de gerekebiliyor. İkincisi, genellikle günlük yaşamda yanlış oturma, eksik spor yapma, hep aynı pozisyonda oturmak zorunda kalma ya da yaptığımız işle alakalı duruş bozukluklarıdır. Bunlar daha çok fonksiyonel duruş bozukluklarıdır. Bu tip duruş bozukluklarını, örneğin çalışma ortamını düzelterek, core bölgesini aktive edecek egzersizleri önererek kurtarabiliyoruz” bilgisini verdi.
Duruş bozuklukları önlenmezse omurga problemlerine neden olabileceğini söyleyen Uzun, “Boyun düzleşmesi, sırt ağrıları oluşabilir, bel fıtığını tetikleyebilir. Diz ağrıları ve kalça problemlerine neden olabilir. Ofis çalışanları bazında bakarsak en çok boyun problemleri ve bel problemleri ile karşılaşabiliriz. Çünkü omurgamızın en çok yük altında olduğu pozisyon, oturuş pozisyonudur. Normalde kalça ile dizin 90 derece olduğu, sırtımızın dik olduğu, bel çukurumuzun desteklendiği pozisyonda oturmamız lazım. Kişi bu pozisyonda değilse, kaykılarak oturuyorsa, bilgisayarının pozisyonu uygun değilse, başını sürekli öne eğiyorsa, bu kişinin duruş bozukluğuna sahip olması kaçınılmazdır” ifadelerine yer verdi.
Duruş bozukluğu yaşayan kişilerin, belli bir süre sonra günlük hayatlarında da aynı pozisyona sahip olduğunu dile getiren Uzun, duruş bozukluğu olan kişilerin boyunlarının genelde önde olduğunu ve bel ağrısı problemleri yaşayabildiğini belirtti. Uzun, şöyle devam etti:
"Bu yüzden önce ergonomik düzenlemeler yapmak gerekiyor. Onun dışında kasların kuvvetlendirilmesi lazım. Bir binada kolonlar ne kadar çok ve sağlam olursa o binanın zarar görmesi o kadar zor olur. Bizim kaslarımız da bu kolonlar gibidir. Kaslarımız zayıfsa, omurgamıza binen yük artacaktır. Bu yüzden yanlış duruşta ya da günlük hayattaki faaliyetlerimizde daha çok yaralanma riski ile karşılaşmış olacağız.”
Kaynak: DHA