Pankreas kanseri tedavisinde sevindirici haber ise pankreas kanseri tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde hastaların yaşam kalitelerinin artmasının yanı sıra yaşam sürelerinin de uzuyor olması. Yani bilimdeki ilerlemeler ve araştırmalar sayesinde pankreas kanseri tedavisinin daha olumlu sonuçlar vereceği düşünülüyor.
Pankreas kanseri tedavisi ile ilgili halka yönelik olarak düzenlenen “Umut Her Zaman Vardır” başlıklı söyleşide konuşan uzmanlar, pankreas kanseri belirtileri ve pankreas kanseri tedavisi konusunda merak edilenleri anlattılar. Acıbadem Maslak Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Özlem Cankurtaran’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Bahattin Çiçek ile Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı söz aldı.
Pankreas kanserine özgü bir şikayet olmadığına dikkat çeken Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Bahattin Çiçek, pankreas kanseri belirtileri konusunda bilgi verdi. Prof. Dr. Çiçek, pankreas kanseri hastalarının genellikle çok sayıda hastalıkla karışabilen gaz, şişkinlik, hafif sırt ağrısı, erken doygunluk ve kanser ilerlediğinde kilo kaybı gibi belirtilerle doktora başvurduklarına dikkat çekti. Sadece safra kanalını tıkaması nedeniyle pankreas başı tümörlerinin sarılık belirtisiyle daha erken evrede teşhis edilebildiğini belirten Prof. Dr. Bahattin Çiçek, “Bu nedenle yakınmalar ilaç aldıktan sonra geçip ardından yine devam ediyor ve sürekli hale geliyorsa mutlaka bir hekime görünmek yaşamsal öneme sahip” dedi. Prof. Dr. Bahattin Çiçek sigara, aşırı kilo, diyabet, alkol kullanımı, kronik pankreatit ve genetik yatkınlığın pankreas kanseri gelişimi için risk faktörlerini oluşturduğunu da sözlerine ekledi.
Pankreas kanserinde olduğu gibi birçok kanser türünde beslenme çok önemli bir faktör. “Yapılan araştırmalar kırmızı et, işlenmiş hayvansal gıdalar ve fazla nişastalı, şekerli gıdalara dayanan batı tipi beslenme alışkanlığının pankreas kanseri riskini kesinlikle artırdığını gösteriyor” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı, sebze, meyve ve posalı, tahıllı yiyeceklerin ağırlıklı olduğu Akdeniz tipi beslenmenin ise pankreas kanserinden korunmak için kritik önemi olduğunu vurguladı. Fazla yağlı gıdalardan ve alkolden de uzak durulması gerektiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı antioksidandan zengin renkli sebze ve meyveler ile kuru baklagillerin daha çok tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bunların yanı sıra işlenmiş beyaz gıdaları beslenme alışkanlığından çıkarmak ve düzenli olarak egzersiz yapmak da diğer önlemler arasında yer alıyor.
Pankreas kanseri günümüzde ömrün uzaması nedeniyle daha sık görülüyor, fakat geç belirti verdiği ve bu belirtiler genelde başka hastalıklarla karıştırıldığı için erken evrede teşhis edilemiyor. Ancak tedavideki gelişmeler bu alandaki umutları artırıyor. “Tedaviyi belirlemek için öncelikle tümörün hangi evrede olduğunu bilmemiz gerek” diyen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, tümörün safra gibi çevre organları etkileme durumunun da dikkate alındığını söyledi. Cerrahi ve kemoterapi başta olmak üzere radyoloji, nükleer tıp, hatta beslenme düzeninin de dahil edildiği çoklu bir tedavi yaklaşımının pankreas kanserinin tedavisinde büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Özlem Er sözlerine şöyle devam etti: “Bu kanserin tedavisinde kemoterapi ilaçlarının etkinliği artıyor. Günümüzde geliştirilen ilaçlar sayesinde çok yoğun tedavileri bile her yaş grubunda hastalarımızın yaşam kalitelerini de koruyarak rahatlıkla uygulayabiliyoruz.”
Pankreas kanseri tedavisinde cerrahi yöntemin tümörün niteliklerine göre uygulanabilir olması durumundan bahseden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan pankreas kanseri ameliyatının, pankreas kanseri tedavisinde önemli bir payı olduğunu dile getirdi. Pankreasın vücutta bulunduğu yer itibarıyla çok kritik bir bölgede olduğunu belirten Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, gelişen teknikler ve tedavi yöntemleri sayesinde sadece pankreasa odaklanarak o bölgeyi çevreleyen dokudaki tümörü temizleyebildiklerini vurguladı. Tedavi yöntemlerindeki gelişmeler doğrultusunda günümüzde pankreas kanserinden ölüm oranında yüzde 20’lik bir düşüş olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, “Cerrahide geliştirilen teknikler ve yeni kemoterapi ilaçları tümörlerin cerrahi sınırlarının temiz olma şansını artıyor, bu sayede erken evrede tespit edildiğinde, hastaların yüzde 30-40’ında, 5 yıllık sağ kalım sağlanabiliyor. Genel cerrahi, tıbbi onkoloji, gastroenteroloji ile radyasyon onkolojisi uzmanlarının birlikte planlayacakları multidisipliner yaklaşımla pankreas kanserinde tedavi şansı yükseliyor, böylece hastalar daha uzun süre yaşayabilme şansına kavuşabiliyor” şeklinde konuştu.
Pankreas kanserinde radyoterapi tedavisi de çok önemli bir rol üstleniyor. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar konuşmasında, tümörün niteliğine göre, cerrahiden önce ya da sonra, tek başına veya kemoterapiyle birlikte radyoterapi uygulanabildiğine dikkat çekerek “Hastalığın sadece pankreasta olduğu tespit edildiyse en yeni yöntemlerden biri olan MR Linac sayesinde sadece tümörü hedefleyerek ışın tedavisi yapabiliyoruz. Tümörü anlık ve net olarak görüntüleyebiliyoruz. Hastanın istemsiz hareket etmesi durumunda bile hareketli organlardaki tümörleri tam isabetle ışınlayıp, yok edebiliyoruz. Tümör ışınlanırken çevresindeki sağlam dokuları da büyük hassasiyetle koruyabiliyoruz” dedi.