Pankreas kanseri, tüm kanser türleri arasında en düşük sağkalım oranına sahiptir. Bu kasvetli ifade, hayatta kalma sonuçlarınızı iyileştirmek için erken teşhis almanın önemini vurgulamaktadır.
Dr. Deborah Lee, bu ölümcül durumun kilit işareti hakkında konuştu. Pankreas kanseri ile bilgilendirme yapan Dr. Lee, bağırsak hareketlerinin çok önemli olduğunu vurguladı. Dışkıda yaşanan değişikliklerin dikkate değer olduğunu ve akolik dışkıların önemli bir belirti olduğunun altını çizdi.
İngiltere Ulusal Tıp Kütüphanesine göre, akolik dışkı, safra pigmenti olmayan kil renkli bir görünüm ile karakterize edilir.
Dr Lee şunları söyledi: "Pankreasın başındaki pankreas kanseri, ana safra kanalına baskı yaparak, safranın bağırsaklara normal salınımını önleyebilir. Bu tıkanma sarılığına neden olur. Bu nedenle hasta ciltte ve gözlerde sararma, koyu idrar ve soluk renkli dışkı (macun gibi) fark eder. Cilt çok kaşıntılı hale gelir. Pankreas kanseri ilerledikçe pankreasın yapısına daha fazla sızarak yağları sindirmek için özel olarak üretilen pankreas enzimlerinin normal üretimini ve salgılanmasını engeller.
"Bu, bağırsaktaki normal yağ yıkımını bozar ve buna pankreas enzim yetmezliği (PEI) denir. PEI, tuvalette kolayca atılmayan, soluk, yağlı, yağlı, genellikle kötü kokulu dışkılara neden olur. Dışkı açık yeşil, uçuk kahverengi, turuncu, sarımsı ve hatta beyaz renkte olabilir, bazen üstte yağlı bir film olabilir, hatta köpüklü görünebilir. Gevşek, özensiz, büyük hacimli ve sık olma eğilimindedirler."
Uzman, akolik dışkıların pankreas kanserinin “en yaygın görülen semptomu” olduğunu sözlerine ekledi.