Sosyalist Enternasyonal Arap Dünyası Özel Toplantısı’nda konuşan Yorgo Papandreu, Arap Baharı ile şu anda yaşanan bazı küresel konular arasında bağlantı olduğunu belirtti. Demokrasinin önemine de vurgu yapan Pandreu, “Halkın yönetimi çok önemli. Demokrasi her gün yaşatmaya çalıştığımız bir konudur.” dedi. Arap dünyası için güçlünün hukuku değil, hukukun üstüğünlğünün hakim kılınması gerektiğini ifade etti.
Arap Baharı’nın yeni bir gerçeklik olduğunu ifade eden Papandreu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bölgenin yapısını, doğasını çok çeşitli yöntemlerle etkiliyor. Aynı zamanda Arap dünyasındaki durumun karmaşık olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Zorlu bir geçiş sürecinden geçiyoruz ve önümüzde zorlayıcı birçok konu var. Demokrasi seçimler anlamına geliyor ama seçimin ötesine geçen unsurlar da vardır. Etkin ve açık demokrasilerin kökeninde adalet, dürüstlük, diğer insanlara saygı duyma, eşitlik, kadınlara saygı gösterme, gençlere saygı gösterme, herkesin özgürlüklerine ve haklarına saygı gösterme yatar. Demokratik kurumların daha güçlendirilmesi gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü, gücü çok önemlidir. Güçlünün hukuku değil, hukukun üstünlüğü önem kazanmalıdır.”
Arap Baharı ile şu anda karşı karşıya kalınan bazı küresel konular arasında bağlantı kuran Papandreu, kendilerini zorlayan konuların başında demokrasinin geldiğini anlattı. Demokrasinin her gün yaşatmaya çalıştıkları bir konu olduğuna anlatan Papandreu, “Halkın yönetimi çok önemli. Çünkü insanoğlu olarak elimizde müthiş bir kapasite, bilgi, uzmanlık, teknolojiler var. Kullanabileceğimiz bu kadar araç olmasına rağmen bu araçlar, etkin ve adil bir biçimde kullanılmıyor. Hala çok ciddi eşitsizlikler var. Para, kaynak ve güç çeşitli noktalara aşırı konsantre olmuş durumda.” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’NİN, KRİZİ ÇÖZMEK İÇİN ÖNEMLİ ADIMLAR ATACAĞINA İNANIYORUM’
Suriye'de yaşananları da değerlendiren Papandreu, "Birleşmiş Milletler'in verilerine göre şu ana kadar en az 7-8 bin kişi öldü, binlerce kişi yaralandı, cezaevlerine atıldı yada işkence gördü. Özellikle, birçok gazetecinin trajik bir biçimde öldüğünü ve yaralandığını da hatırlatmak istiyorum. Suriye'deki insani ve siyasi krize bir yanıt vermek bizim açımızdan en önemli konudur. BM'nin bu konudaki çabalarını tamamen destekliyoruz. Biz, Suriye rejimi üzerinde uygulanan baskıyı arttırma yollarını bulmak zorundayız. Öncelikle bu krizin barışçı bir biçimde çözülmesi amaçlanmalıdır. Tabi burada sorumluluk rejimin omuzlarındadır. Şiddete son verip, yeni bir demokrasi ve istikrar dönemi açılmalıdır Suriye'de. Sayın Erdoğan'dan anladığım kadarıyla, gelecek hafta, sanırım Nisan'ın başlarında bir toplantı düzenleyecek. Krizi çözme amacıyla önemli adımlar atabileceklerine inanıyorum." şeklinde konuştu.
‘YUNANİSTAN KÖTÜ YÖNETİLDİ’
Arap Baharı'nın amacının demokrasiye ulaşmak olduğunu söyleyen Papandreu, şunları kaydetti: “Aynı zamanda daha çok adalete, eşitliğe ulaşmak, yolsuzlukla mücadele. İşte bu mücadele dünyanın her yerinde devam ediyor. 2008 yılı ekonomik krizinin temel nedenlerinden biri ABD'de ortaya çıkan ciddi eşitsizlik durumuydu. Benim ülkeme Yunanistan'a bakalım, eşitsizlik, saydam olamayan bir düzenin olması, adaletteki zaaflar, ülkeyi zorlu duruma getirdi. Fakir bir ülke değildi ama kötü yönetildi."
‘TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDA OLUMLU İLİŞKİLER KURMAYA ÇALIŞTIM’
Türkiye ile yıllar boyunca farklı görevlerde çeşitli temaslarının olduğunu hatırlatan Papandreu, “Görev yaptığım dönemde Türkiye ile Yunanistan arasında olumlu, barışçıl ilişkiler kurulmasını sağlamaya çalıştım. Türk ve Yunan halkını birbirine yakınlaştırmaya çalıştım. Bu ilişkinin tabanında hep iyi komşuluk ilişkileri, uluslararası hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasiye saygı olması gerektiğine inanıyorum.” dedi.
İşbirliği yapıldığında kazanımların olacağını belirten Papandreu, “İşbirliği yapmayıp düşman veya rekabetçi bir durumla birbirimize yaklaşırsak kaybedeceğimiz çok şey var. Tabi ki sorunlar devam ediyor. Kıta sahanlığı konusunda, Kıbrıs konusunda çeşitli hassasiyetler devam ediyor." diye konuştu. Türkiye ile Yunanistan arasında 1960’tan 2000 yılına kadar neredeyse hiçbir işbirliğinin ve anlaşmanın bulunmadığına dikkat çeken Papandreu, şöyle devam etti: "İki ülke arasındaki yakınlaşma 2000 yılından sonra benim de aktif rol aldığım dönem yaşandı. Bu yıllarda iki ülke arasında 35 anlaşma imzalandı. Söz konusu anlaşmalar çok çeşitli işbirliği alanlarını içeriyor."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la da görüştüklerini kaydeden Papandreu, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdiğini söyledi. Papandreu, "CHP'ye ve Türk halkına mesajım şu: Ben barış ve güçlü işbirliği oluşturmak için iki ülke arasında çalışmalarımı devam ettireceğim." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz