Yunanistan eski Başbakanlarından Yorgo Papandreu, Sosyalist Enternasyonal’de bir grup oluşturarak, açık bir şekilde Kürt konusunu tartışmaya karar verdiklerini belirterek, “Şiddet içermeyen çözümler, müzakerelerle, karşılıklı görüşmelerle ortaya konacak görüşlerin peşindeyiz. Bizim hareketimizin temel taşlarından biri şiddet içermemesidir. Problemler şiddet içermeyen bir şekilde çözülmelidir” dedi.
Yunanistan eski Başbakanlarından ve Sosyalist Enternasyonal Genel Başkanı Yorgo Papandreu, “Sosyal Demokrasinin Günümüzdeki ve Gelecekteki Yolu” konferansında yaptığı konuşmada, “Küresel düzeyde daha güçlü bir yönetişime, daha güçlü değerlere ihtiyacımız var. Eğer bunu refah düzeyinde bakarsak insanileştirmeye çalışıyoruz. Bir takım hareketlerimiz var ve daha iyi yaşam standartlarına, daha refaha kavuşmaya, daha derin demokrasiye ve eğitime ulaşmaya çalışıyoruz. Toplu sözleşme, daha iyi ücretler, bunlar çok iyi adımlar. Bunları şimdi global düzeye taşımamız gerekir ve global düzeyde hepimizin ele getirdiği bazı sorunlar var. Bu sadece Sosyalist Enternasyonal değil. Dünya Ticaret Örgütü de bu konuları inceliyor, masaya yatırıyor” dedi.
“ZENGİNLER VERGİ VERMEKTEN KAÇIYOR”
Zenginlerin vergi vermekten kaçtığına da değinen Papandreu, “Türkiye gibi bir ülkede, bu kadar hızla büyüyen bir ülkede belki bunu fark edemeyebilirsiniz. Ama zaman içinde giderek eşitsizliğin arttığını göreceksiniz. Bunun tabi ki siyaset üzerine, yaşam standartları adına etkileri olacak. Vergi gelirleri ülkemizin geleceği için çok önemli. Bunları göz ardı etmemeliyiz” şeklinde konuştu.
Silahlanma konusuna da değinen Yorgo Papandreu, silahlanmaya karşı bir komitelerinin olduğunu ifade etti. Papandreu, “Bu komite kitle imha silahlarının yayılmasına karşı çalışıyor. Tabi ki bütün dünyanın diğer taraflarında başka türlü silahlar da var. Küçük ateşli silahlar Amerika’da hayatları söndürüyor. Küçük silahların satışı pek çok sivil savaşlara neden olmuştur. Ülke içinde su için olsun, pırlantalar için olsun, savaşlara, organize suçların savaşlara neden olmuştur. Sadece kitle imha silahları değil. Yani Amerika’da da ateşli silahların kullanılması, vatandaşların kendilerini savunması için kullanılması büyük bir tartışma sorunudur. Ateşli silahlar Amerikan demokrasisini hiçe sayarak bunları sürdürüyordu. Dolayısıyla bir komite kurduk. Sosyal Enternasyonal adı altında. Bu komitede özellikle bizim üyemiz olmayan ülkelerden dahi büyük bir iş birliği görüyoruz. Mesela Hindistan. Hindistan’da bizim üyemiz olan bir parti yok. Ama orada komitemizde birlikte çalışan Çin’ler var. Bu şekilde de işbirliği yapıyoruz” diye konuştu.
“ÇOK BÜYÜK PARALAR SİLAHA GİDİYOR”
Dünyayı nükleer silahlardan temizlemek için çalıştıklarını ifade eden Papandreu, “Küreselleşen bir toplumda büyük güçle çok daha güçlü bir şekilde seslerini duyurmak istiyorlar. Özellikle dünyayı nükleer silahlardan temizlemek için çalışıyoruz. İran’daki nükleer silahlardan bahsediyoruz ama nükleer silahlar sadece burada yok. Çok daha geniş bir sorun. Sosyal Enternasyonal olarak çabaların başındayız. Silahlanmayı azaltmak için çalışıyoruz ve işte burada çok büyük paralar silaha gidiyor. Silaha verilen paralar, trilyonlarca dolarlar George Bush yönetimi sırasında Irak savaşına ayrıldı. Büyük bir borç getirdi. Biz burada Obama’dan bahsediyoruz ama o sırada Obama’nın sorumluluğunda oluşmadı bu borçlar. Ulaşımda, trende, enerji şebekelerinde, iletişimde, internette Avrupa tek bir pazar oluşturamadı, henüz birleşemedi. Bu alanda da yatırım yapması gerekiyor. Tabi ki Avrupa Birliği açısından farklı bir bütçe anlamına geliyor. Avrupa’nın görüntüsü içinde bu türlü ekonomiye yatırılacak para yok” dedi.
Suriye ile de, muhalefetlerle de iletişim halinde olduklarını belirten Papandreu, “Filistin, İsrail ile olduğumuz gibi Ortadoğu’yla da sürekli diyalog içerisindeyiz. Suriye ile de, muhalefetle de iletişim halindeyiz. Bunlarla da görüşmelerimiz sürüyor. Biz Kürt sorununu tartışmaya karar verdik. Ve şiddet içermeyen müzakerelerle yapılacak süreçlerin peşindeyiz. Çünkü bizim hareketimizin temel taşlarından birisi, problemleri şiddet içermeyen bir şekilde çözmektir. PKK’nın geçmişinde Türkiye’de şiddet eylemi de görüldü. Şiddetle bağlantılarını da biliyoruz. Bizim bölgedeki deneyimimize baktığımızda şunu görüyoruz. Avrupa çerçevesinde oluşturulan değerler, çözüm bulma süreci içerisinde çalışılıyor. Türkiye’de olduğu gibi bu sorunlar her ülkede olabiliyor. Önemli olan bu süreçleri en kısa zamanda azaltmak” şeklinde konuştu.
Sosyal Demokrasi’nin gelecekte partnerlerinin kimler olacağı ve parti olarak emekçiler, işçi sınıfını güçlendirmek için nasıl çalışmalar gerçekleştirdiklerinin sorulması üzerine ise Papandreu, “Bizim toplumlarımız da değişti. Bazılarınınki daha farklı bir baz içindeyiz. İnsandan çok makineler var. Teknoloji ve robotik devreye girdi. Fiziksel değil, yazılım ve bilgilendirme, bu da emeğin türünü değiştiriyor. Ama yeni bir hareketi de beraberinde getiriyor. Sendika hareketini de zayıflattı. Üstüne küreselleşme de geldi. Bizim hareketimiz bütün bunları anlamak zorunda. Teknolojik ilerleme küreselleşmede diyebiliriz, bu yüzden siyasal partilerimizin değişiklik yapması gerekir. Kendi hareketimizin kendi değerlerine bakmamız gerekiyor. Bugün belli konularda vatandaşların hareketlerini görüyoruz. Azınlık haklarını savunanlar var. Korsancılık, internet hareketçiliğine erişim. Değerler çerçevesi sağlayabiliriz” dedi.
"PROBLEMLER ŞİDDET İÇERMEYEN BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLMELİDİR"
Papandreou, 'Kürt sorununa nasıl bakıyorsunuz?' sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Sosyalist Enternasyonal’de farklı Kürt partileri de var. Suriye'deki muhalefetle temas halindeyiz. Biz bir grup oluşturarak, açık bir şekilde Kürt konusunu tartışmaya karar verdik. Şiddet içermeyen çözümler, müzakerelerle, karşılıklı görüşmelerle ortaya konacak görüşlerin peşindeyiz. Bizim hareketimizin temel taşlarından biri şiddet içermemesidir. Problemler şiddet içermeyen bir şekilde çözülmelidir. PKK'nın geçmişinde Türkiye'de pek çok şiddet eylemi görüldü. Bu konunun detaylarına girmek istemiyorum. Avrupa değerleri, Avrupa çerçevesi bu tür problemlere çözüm bulmak için kullanılır. Türkiye' de azınlıklar da var, her yerde olduğu gibi. Bunlar sorunlara neden olabiliyor. Birkaç yıl önce her şey çok daha zordu. Bugün Türkiye'de insanlar ikinci kimliğini de söyleyebiliyor. Bu tür insanlar sadece Türkiye'de değil, Balkanlar'da da böyle insanlar var. Müslüman azınlıklar var. Her azınlık grubunun etrafına bir sınır çizerek onları ayrıştırırsak, etnik olarak arındırılmış devletler kurmaya çalışırsak Avrupa düşüncesine aykırı olur. Biz ortak değerlere inandığımızı söylersek, o zaman bu sınırları değiştirmeyiz. O zaman sınırlara saygı gösteririz. İnsan haklarına, azınlık haklarına, inanç özgürlüğüne saygı gösteririz. Bu Avrupalılaşmaktır. Bu tür bölgelerde sınırlar devam edebilecektir ama önemini kaybedecektir. İşte bu konuda çözümler bulunabilir. Biz Balkanlar'da etnik arındırma konusunda kötü tecrübeler yaşadık. Kosova ve Arnavutlar arasında, Sırplar arasında bugün bir barış varsa Avrupa nedeniyle mümkün olmuştur. Kıbrıs'ta Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında yeni Avrupa emelleri olduğu için birlikte yaşam olabiliyor. Türkiye'nin Avrupa'ya yönelimi çok önemli. Ama özelikle Kürt sorunu açısından da çok önemli" şeklinde konuştu.
Konferansı CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP Parti Meclisi Üyesi Ercan Karakaş, tarihçi İlber Ortaylı ve çok sayıda davetli izledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz