Papa’nın Vatikan'a götürdüğü Müslüman mültecilerin hikayeleri

Katolik Kilisesi lideri Papa Francesca'nın Midilli'den uçağıyla Roma'ya götürdüğü 3 Müslüman aile, Suriye'den kaçış hikayelerini anlattı. Bir mülteci, "Denizden değil Türk sahil güvenliğinden korkuyorduk” dedi.

Katolik Kilisesi lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francesco'nun geçen Cumartesi ziyaret ettiği Yunanistan'ın Midilli adasındaki mülteci kampından Roma'ya getirdiği 12 Suriyeli mültecinin hikayeleri ortaya çıkmaya başladı.

Mültecilerle dayanışma sergilemek ve göç krizine dünyanın dikkatini çekmek amacıyla Midilli'ye giden Papa Francesco, Vatikan'a dönüşünde 3 aileden oluşan 12 Suriyeli Müslüman mülteciyi de yanında getirmişti.

'Hepsi Tanrı'nın çocukları'

Reklam
Reklam

Papa, Midilli'den dönüşü sırasında uçakta gazetecilerin "Neden 3 Müslüman aileyi aldınız?" sorusuna, "Hristiyanlarla Müslümanlar arasında bir tercih yapmadım. Bu 3 ailenin belgeleri kurallara uygundu. 2 Hristiyan aile de vardı ama belgeleri uygun değildi. Burada kimseye bir ayrıcalık tanınmadı, hepsi de Tanrı'nın çocukları" diye yanıt vermişti.

İkisi Şam'dan, biri Deir Ez-Zor'dan kaçan bu 3 aile, Papa ile birlikte geldikleri Roma'da ilk aşamada göç konusundaki faaliyetleriyle de bilinen Katolik Sant'Egidio cemaatine ait bir merkeze yerleştirildi.

Roma'nın Trastevere mahallesindeki bir merkezde ağırlanan 12 mültecinin Suriye'den İtalya'ya varan yolculuğuyla ilgili ayrıntılar da da İtalyan basınında yer almaya başladı.

Nur Zahide "Hiçbir Müslüman ülke, hiçbir Müslüman lider bizi Papa gibi kucaklamadı" dedi.

Papa'nın beraberinde getirdiği mülteciler ile aynı uçakla Midilli'den dönen ve daha sonra onları ziyaret etmelerine izin verilen gazetecilerin aktardığına göre, Suriyeli mülteciler Roma'daki ilk günlerinde İtalyanca kursuna başladı, lazanya ve kruvasan gibi yiyecekleri tattı.

Reklam
Reklam

'Denizden değil Türk sahil güvenliğinden korkuyorduk'

Kocası Hasan ve 2 yaşındaki oğlu Riad ile Şam'dan gelen 31 yaşındaki mikrobiyolog Nur Zahide, Suriye'den İtalya'ya gelene kadar yaşadıklarını anlatırken şunları söyledi:

"Her gün bombaların yağdığı Şam'ın El Zabatani mahallesinden kaçtık. Bir gün annemleri ziyarete gittiğimizde, evimizin bombalandığı haberini aldık. Her şey yerle bir olmuştu. Yalnızca üzerimizdeki eşyamız kalmıştı ama hayattaydık. Bir lastik botla Türkiye üzerinden Midilli'ye 18 Mart'ta ulaştık. Midilli'ye kadar gitmek bize toplamda 5 bin euroya mal oldu. Korkuyorduk, ama denizden değil, Türk sahil güvenlik güçlerinden."

Nur Zahide, Roma'daki ilk anlarını ise "Sıcak suya kavuştuk, lazanya yedik. Oğlum Riad bu yemeği çok sevdi. Bu gece huzurlu uyuduk, üçümüz birlikte" diye anlattı.

Zahide ayrıca "Papa biz mültecilere bir baba gibi yaklaştı. Hiçbir Müslüman ülke, hiçbir Müslüman lider bizi onun gibi kucaklamadı" dedi.

Reklam
Reklam

Katolik Kilisesi'nin yönetim merkezi olan Vatikan tarafından ağırlanmalarıyla ilgili olarak ise Nur Zahide, "San Pietro'yu ziyaret etmek bizi nasıl mı etkileyecek? Biz Müslümanız ama içinde başkalarına saygıyı barındırdığı sürece tüm dinler eşittir" diye konuştu.

'İtalyan milli takımını destekliyorum'

Deir Ez-Zor'dan kaçan 51 yaşındaki Rami de, Suriye'deyken kendisinin öğretmen, karısı Suhila'nın da terzi olarak çalıştığını, ancak IŞİD'in kendi evleri de dahil her yeri yakıp yıkması sebebiyle 3 çocuğuyla birlikte kaçmak zorunda kaldığını anlattı.

Rami, "IŞİD üyeleri gerçek Müslüman değil, yalnızca suçlular" derken, Avrupa'ya kaçışlarını da şöyle anlattı:

"Şubat ayında bir gece Türkiye'nin İzmir limanından yola çıktık. Yolculuk çok uzun sürdü, hiç bitmeyecek gibiydi. Tüm aile için 3 bin euro ödedik, hayatımız boyunca biriktirdiğimiz tüm parayı verdik. Sonra Midilli'ye ulaştığımızda ise orası yavaş yavaş bir hapishane halini almaya başladı. Ama neyse ki artık buradayız."

Reklam
Reklam

Suhila (arkada, başörtülü) "Bu dehşet bitince evimize döneceğiz" diyor.

Rami'nin 18 yaşındaki oğlu Raşid de, Suriye'deyken İtalyan futbolunu televizyondan izlediğini söyledi ve "Her zaman sizin milli takımınızı destekledim" dedi.

Rami aslında Almanya'ya gitmek istediklerini ancak şu an İtalya'da olmaktan mutlu olduklarını belirtirken karısı Suhila da "bu dehşet bittiğinde" Suriye'ye dönmeyi umduğunu söyledi.

'Oğlum uzun zaman sonra ilk kez gülümsedi'

Karısı Vefa ile 6 ve 8 yaşlarındaki iki çocuklarıyla birlikte Şam'dan kaçan Usame de şunları anlattı:

Usame, tüm hatıralarının evlerinin enkazında kaldığını söylüyor.

"Bizim tüm hatıralarımız bombalanan evimizin enkazında kaldı. Şimdi kendimize bizi, özellikle de çocuklarımızı nasıl bir gelecek beklediğini soruyoruz. Artık geçmişi düşünmeyi bırakarak Suriye ile bütün köprüleri yıkıp huzura kavuşmanın mı yoksa bir gün geri dönme umudunu diri tutmanın mı daha iyi olduğunu sorguluyoruz."

Usame'nin karısı Vefa ise, evlerini terk etmek zorunda kalmalarının özellikle çocuklar üzerinde ağır etkisi olduğunu söyleyerek "Küçük oğlum Midilli'de geceleri uyuyamıyordu. İlk başlarda konuşmayı bile tamamen bırakmıştı, tamamen sessizliğe gömülmüştü. Biliyor musunuz, uzun zaman sonra ilk kez bugün onun gülümsediğini gördüm" dedi.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: