Liderler geçerken sahilden sessizce...
Özal’ın turizm politikasını geliştirmek için tatil beldelerinde verdiği pozlar... Demirel’in vücudunu saklarken objektiflere yakalanması… Deniz Baykal’ın Antalya’da attığı kulaçlar… Liderler deniz kenarındayken, fotoğrafçılar hiç durmadı.
1980’ler Türkiye için hep “Turgut Özal’lı yıllar” olarak anılacak. Özal döneminin temel politikalarından bir tanesi dövizin serbest bırakılması ve ekonomik olarak dünyayla bütünleşme oldu.
Dolayısıyla Özal’ın en önemli ekonomik silahı turizmdi. Özal, hem başbakan hem cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde, yaz tatillerini Türkiye’nin turizm merkezlerinde geçirir, rahat kıyafetleri ve cesur pozlarıyla dikkat çekerdi. Şortuyla askeri selamlaması dönemin büyük olaylarından biriydi.
90’lı yılların başında Türkiye siyasetinin en çok konuşulup tartışılan ismi Tansu Çiller’di. Ülkenin ilk ve şimdilik son kadın başbakanı olan Çiller, 1993 yılının yazında Antalya’da tatil yaparken mayolu fotoğrafıyla görüntülenmişti.
Bundan 15 yıl sonra Çiller, siyasetten elini eteğini çekmişken yatında tekrar mayoyla görüntülendi. Böylelikle Çiller “önce-sonra” fotoğraflarına malzeme oldu.
Müzmin muhalif Deniz Baykal, Antalyalı bir siyasetçi. Dolayısıyla meclisin her tatil döneminde Baykal soluğu kendi seçim bölgesi olan Antalya’da alır. Kışları Ankara’da yürüyüş yaparken, yazları da Antalya’nın serin sularında objektiflere görünmeye sanki özel bir çaba gösterir gibi, her yıl Baykal’ın bu tür fotoğraflarıyla karşılaşırdık. CHP’nin yeni döneminde bu görüntüler “nostalji albümüne” girecek gibi görünüyor.
12 Eylül darbesiyle beraber siyaset yapması yasaklanan Süleyman Demirel, siyasi yasağının kalkmasından bir yıl önce, yani 1986 yılında gazetecilerin objektifine şortuyla yakalanmaktan pek de hoşnut görünmüyor. “Baba” 1987 yılında yapılacak olan referandum için tatilde enerji depoluyor anlaşılan.
Gördüğünüz fotoğrafta Atatürk, Florya Plajı’nda denizin ve kumsalın keyfini çıkarıyor. Atatürk, denizlerin önemini fazlasıyla vurgulayan ve denizlerin kullanılmasını teşvik etmek için birçok defa kendini suda görüntülettiren bir lider oldu. Atatürk, daha sonraları ona dinlenme köşkü olarak tahsis edilmesi teklif edilen Fenerbahçe burnunu gördüğünde, bu teklifi reddetmiş burada bir yelken kulübü kurulmasını istemişti. Akabinde burada İstanbul Yelken Kulübü kuruldu.
Türkiye’nin 10’uncu cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dışarıda çok fazla görünen, çok fazla konuşan bir lider olmadı. Neredeyse yazlık köşkü bile hiç kullanmadı. Çok kısa bir süreliğine İstanbul’daki Huber Köşkü’nde çalışmalarını yürütürken gördüğünüz fotoğraf arşivlere kaydedildi.
ABD’li liderler hem seçim kampanyalarında hem de görev süreleri içinde “hayatın içinden” pozlar vermeye özen gösterirler. Spora düşkünlüğüyle tanınan Obama, seçim kampanyası döneminde Hawai sahillerindeki şortlu ve kaslı pozlarıyla ABD gündeminin en önemli maddesi hâline gelmişti.
Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy ise eşi Carla Bruni’yle yaşadığı ilişki, ardından gelen evliliğiyle beraber, tüm dünya medyasının ilgisini o kadar üstüne çekti ki, ha mayolu görüntülenmiş, ha sahilde görüntülenmiş hiçbir önemi kalmadı.