Paris Yeraltı Mezarlığı

700'lü yıllarda Paris'te meydana gelen veba gibi salgın hastalıklardan ölenler kilisenin kararıyla, kireç ocaklarında yakıldı. Bu maksatla yerin altına yapılmış odalarda binlerce insan kireçlenerek ortadan kaybedildi.


Ta ki 1844 yılında ilk kazılarda odalar ortaya çıkarılıncaya kadar bu konu gizli kaldı.


Ardından yapılan Paris Metrosu'nun inşaatı sırasında bütün Paris altının mezar odalarıyla dolu olduğu görüldü.


Bu ada, taştan oyulmuş dev heykelleriyle ünlü. Heykeller merhamet diler gibi gökyüzüne bakıyorlar. Tuhaf olansa, 20 metre yükseklikte ve 90 ton ağırlıkta bu dev heykelleri kimin yaptığını kimsenin bilmemesi.

Reklam
Reklam

Adada heykeltraşlık sanatından anlayan bir kişi bile yok!


Çernobil faciasından sonra binlerce insan evlerini terk etti.


Parklarda öylece bırakılmış oyuncaklar, masaların üzerinde günlük gazeteler...


Japon donanmasının büyük kısmı şu anda Hawai takımadalarının güneydoğusundaki Truk lagününün derinliklerinde yatıyor.


Dalgıçlar için çok çekici olan bu hayalet donanmayı görmeye giden dalgıçların nerdeyse hiçbiri geri dönemedi.


Sonora’da, küçük barakalarda kalan cadılar, yoksulluk ve kafirliğin pençesine düşmüş insanları 10 dolara kurtaracaklarını vaad ediyorlar.


Cadı pazarı, geleceklerini öğrenmek isteyen Meksikalı yolcular ve turistlerle her gün dolup taşıyor. Burada gizemli iksirler, yılan kanı, ve şans getirdiğine inanılan kurutulmuş sinekkuşları da satılıyor.


Bu yer aynı zamanda “hayalet bataklık” olarak da biliniyor.


Efsaneye göre bataklık 1920'lerde tutsak edilen bir Voodoo kraliçesi tarafından lanetlenmiş.


Bataklıkta kurulmuş 3 küçük köy,1915’teki fırtına yüzünden yok oldu.


Doktorları anatomi ve anormal durumlar konusunda eğitme amaçlı kurulan müze, geniş kafatası koleksiyonuyla ünlü.

Reklam
Reklam

Müzede ayrıca, gömüldüğü yerde sabuna dönüşen bir kadın cesedi, 2 kafalı bir çocuk iskeleti gibi diğer korkunç şeyler görmek de mümkün.


Bir cephanelik fabrikasının varisi olan Sarah Winchester’a bir gün falcıya gider.


Falcı, Sarah’ya hayatı boyunca hayaletlerin peşini bırakmayacağını, batıya gidip orda bir ev inşa etmesini ve evin inşaatının ölene kadar devam etmesi gerektiğini söyler.


1884’te başlayan inşaat 38 yıl boyunca, Sarah’nın ölümüne kadar devam eder.


Bugün eve ziyarete gelenler, hayaletlere inanmasalar bile, evde hayalet gördüklerini iddia ediyorlar.


Pagan freskleriyle dolu bu manastır, bir zamanlar dünyanın en ünlü “satanist seks partisi” mekanıydı. Film yapımcısı Kenneth Anger, manastırın bir filmini yaptı fakat bu film gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Manastır bugün yıkılmanın eşiğinde.


17. yüzyılda veba hastalarının içinde ölüme terk edildikleri bu kiliseyi ziyaret edenler, kollarına ve bacaklarına görünmez bir yaratığın dokunduğunu iddia ediyorlar.


Yöre sakinleri bunun anne babası tarafından 1645’te burada terk edilen Annie isimli bir kızın hayaleti olduğuna inanıyorlar.

Reklam
Reklam

İskoçyanın en büyük turist cazibe merkezlerinden bu kalede çok fazla hayalet olduğu söyleniyor. Bunlardan en ünlüsü kaleye saldırı düzenlediği anda ortaya çıkan hayalet davulcudur.


Pennsylvania eyaletinin Philadelphia kentinde bulunan bu bina mahsupların kendilerini ve dindarlıklarını sorgulamaları için yapılmıştı. Ancak çoğu mahkum tam tersine akli dengesini kaybetti. Bu fasilite kapatıldıktan sonra içerisinden garip sesler duyulduğu da söylentiler arasında.


San Diego, Coronado'da bulunuyor. 1982 yılında genç bir kadın California Körfezi'nde bulunan bu lüks otele kocasını beklemek üzere kaydını yaptırmış. Kocası otele hiç gelmemiş ve birkaç gün sonra da kadın merdivenlerde ölü olarak bulunmuş. O günden beri otelin çalışanları ve konukları siyah giysili ve soluk bir kadın silüetine rastladıklarını söylüyorlar.


1944 yılında kendini asarak intihar etmiş bir arp sanatçısının hayaleti batı İskoçya'da bulundan bu kasrın koridorlarında dolaştığı ve kütüphanede arp çaldığı söyleniyor. Şato bugünlerde 13. Argyll Dükü'nün evi ancak bazen de cesur ziyaretçilere açmakta.

Reklam
Reklam

Avustralya'nın doğu kıyısında bulunan bu deniz fenerinin koruyucusu 1947'de gizemli bir şekilde kaybolur. Sonraları bir çok ziyaretçi geceleri korucunun bot seslerini duyduklarını iddia etti.


Kulese idam edilen yüzlerce insandan ikisi olan Anne Boleyn ve Lady Jane Grey'in hayaletleri İngiltere'nin en lanetli binasında sık sık görülmekte. Ayrıca 1816'da bir gardiyanın kendisine yaklaşan bir ayının korkusundan ölmesi de anlatılanlar arasında.


Amityville, New York' ta bulunan evin eski sahipleri gece vakti çalınan bando sesi, cızırtı, garip kokular bazen de siyah bir yaratığın varlığından söz ediyorlar.


St. Francisville, Louisiana' da bulunan bu ev ''Amerika' nın en lanetli evi'' olarak da bilinir. Canlanan yağlıboya tablolar, kanlı el izi ve kendi kendine açılıp-kapanan kapıları fenomen lanetleri arasında.


Bir zamanlar dünyanın en sıkı güvenliğine sahip, Al Capone ve Capone ve George Kelly gibi ünlü suçluları barındırmış bu hapishane San Fransisco Körfezi'nde ki adada bulunuyor. Hapishane faaliyeti sonlandırılan mekanı ziyaret edenler çığlıklar, aniden kapanan hücre kapıları veya ayak sesleri duyduklarını iddia ediyorlar.

Reklam
Reklam

**[**

](http://twitter.com/#!/HaberMynet)****

Anahtar Kelimeler: