Parkta 2 kişiyi bacaklarından vurdu

Trabzon'da bir parkta alacak yüzünden çıkan kavgada iki kişi bacaklarından vuruldu. Yaralılara ilk müdahaleyi olaya şahit olan gazeteciler yaptı.

Olay, öğle saatlerinde, Emniyet Müdürlüğü karşısındaki çay bahçesinde meydana geldi. 70 yaşındaki Yusuf Kurt ve 45 yaşındaki Savaş Şafak ile M.K. arasında alacak meselesinden çıktığı öğrenilen tartışma büyüdü. Sattığı ineğin parasını alamadığı öğrenilen M.K., iki kişiye bağırarak, “Sizden bu parayı bugün alacağım. Bunu herkes görecek" dedi ve belinden tabancasını çekerek iki kişinin üzerine mermi yağdırdı.

Reklam
Reklam

[

](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/parkta-2-kisiyi-bacaklarindan-vurdu-kursuna-dizdi/7933/203009/sayfa/1/)


Tabancasına beline koyan M.K. hızla yürüyerek olay yerinden uzaklaştı. Yusuf Kurt ayağına isabet eden tek mermiyle hafif, Savaş Şafak ise ağır yaralandı.

Olay sırasında bahçede bulunan yerel Günebakış Gazetesi'nin muhabiri Bahadır Öktem ağır yaralı Savaş Şafak’a ilk müdahaleyı yaptıktan sonra ambulans çağırdı.

Olayda ağır yaralanan Şafak, Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, bacağına tek kurşun isabet eden Yusuf Kurt ise Fatih Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yoğun bakıma alınan Savaş Şafak'ın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

Olay yerinden kaçan zanlı M.K.'nın yakalanması için polis ekiplerince çalışma başlatıldı.


Balıkesir'in Havran Kaymakamı Orhan Balcı (40), öğle tatili sırasında kaymakamlık lojmanında göğsüne isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Balcı, tüm çabalara karşın kurtarılamadı. Polis, Balcı'nın intihar mı ettiği yoksa cinayete kurban mı gittiğini araştırıyor.

Reklam
Reklam

Eşi Burhaniye'de bir bankada çalışan Kaymakam Orhan Balcı, öğle tatilinde Yıldız Caddesi'ndeki lojmanına gitti. Öğleden sonra saat 13.30 sıralarında dairesinden silah sesi duyulması üzerine içeri giren görevliler, Balcı'yı ağır yaralı halde buldu. Edremit Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Orhan Balcı, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.


Balıkesir Valisi Yılmaz Arslan olay sonrası Edremit'e hareket etti.

Havran Belediye Başkanı Hasan Lofçalıoğlu ise büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "İlçe halkının sevdiği kaymakamımızın durumuna çok üzüldük. Acımız büyük" dedi.

Kaymakam Orhan Balcı, geçen kasım ayında Gaziantep'in Araban ilçesinden Balıkesir'in Havran ilçesine tayin olmuştu.


Türkiye, evinde silahla vurulmuş halde bulunan Balıkesir'in Havran Kaymakamı Orhan Balcı'yı yaklaşık üç ay önce CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaşadığı protokol krizinde tanıdı.

Kılıçdaroğlu, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma törenleri için Balıkesir’in Havran ilçesine bağlı Kocaseyit köyüne gitmişti. Çanakkale kahramanı Seyid Onbaşı'nın kabri başında yapılan anma töreninde konuşma sırası CHP Lideri'ne en son gelmişti.

Reklam
Reklam

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Kılıçdaroğlu'na en son söz verilmesini "Bunlar nasıl kaymakam, nasıl vali? Ana muhalefet parti liderinin olduğu yerde kaymakam birinci sırada olur mu? Niye oluyor? Çünkü bu kaymakamlar, valiler hükümetin kaymakamları, hükümetin valileri" sözleriyle eleştirmişti.

Havran Kaymakamı Orhan Balcı ise kendisini "Protokol sıralaması doğrudur. Sayın Gürsel Tekin’le polemiğe girmek istemiyorum. Törenlerde genellikle protokolde en üst düzeyde olan kişiler son olarak konuşur. Bu genellikle böyle olur. Sayın Kılıçdaroğlu’da bir partinin Genel Başkanı olduğu için bizim de üstümüzde olduğu için son sırada konuşturduk. Burada yanlışlık yoktur doğru bir protokol uygulamasıdır" sözleriyle savunmuştu


Olayın ardından soruşturmasını sürdüren polis 27 yaşındaki Fatih Demirel’i, olayla ilgili olduğu gerekçesi ile gözaltına aldı. Daha sonra suçsuz olduğu saptanan Demirel’in gözaltında kaldığı süre boyunca görmediği şiddet kalmadı. Makatına cop sokup 2 ameliyat geçirmesine sebep oldular. KKTC’de geçtiğimiz ay 6 yaşındaki bir kız çocuğa tecavüz ettiği şüphesi ile 27 yaşındaki Fatih Demirel polis tarafından gözaltına alındı. Ancak, çok geçmeden suçsuz olduğu anlaşıldı ve serbest bırakıldı. Ama ne olduysa gözaltı sürecinde oldu. Çünkü iddiasına göre, polisler ona evden aldıkları andan gözaltı süresi dolana kadar şiddet uyguladılar. Hatta bu iddialar o kadar ayrıntılı ki, polisler Demirel’in makatına cop sokacak kadar ileri gitmişti. Gencin yaşadıkları, duyanın kanını donduracak cinsten…

Reklam
Reklam

KAFAMA BERE GEÇİRDİLER

27 yaşındaki Fatih Demirel, çalıştığı işyerine gelen polislerin kendisine birkaç soru sorduklarını ve kendisinin olayla ilgili haberinin olmadığını söyledi. Fakat Polisler, Demirel’in evine geldi ve fotoğraflarını 6 yaşındaki kız çocuğuna göstermek için çektiler. İşte Fatih Demirel başına gelenleri şöyle anlattı: “Kız benim fotoğrafımı görmüş ve korkmuş. Pazar günü geldiler beni aldılar. Ama ben ne olduğunu bilmiyorum. Apar topar beni aldılar. Zaten merdivenlerden inerken 2 polis beni dövmeye başladı. Gözüm falan morardı. Karakola gittiğimizde ise daha hiç ifade almadan aşağıya indirdiler. Kafama bere geçirip soydular ve üzerime battaniye geçirdiler. Elimi ayağımı bantladılar.

‘COP SOKTULAR 10 CM YIRTIK VAR’

Daha sonra beni yere yatırarak vurmaya başladılar. Zannedersem 5 veya 6 kişilerdi. Daha sonra ise beni ranzaya yatırarak arkamdan sopaya benzer bir cop sokmak istediler. Ne kadar zorlasam da yapmak istediklerini yaptılar. Ve benim kalın bağırsağımda 10 santime yakın yırtılma olmuş. Yaklaşık 2 saate yakın dövdüler.”

Reklam
Reklam

YAŞANANLAR ARAMIZDA KALACAK

27 yaşındaki Fatih Demirel yapılanların ardından suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı.


ALİ ÇAVUŞ: ‘KAZA YAPTIĞINI SÖYLE’

Polis karakolunda ifadesini aldıktan sonra evine gittiğini söyleyen Fatih Demirel önce yaşadıklarını umursamadığını, daha sonrasında ise rahatsızlanmaya başladığı için doktora gittiğini söyledi. Doktora gitmeden önce polis karakolunda ifadesini alan görevliye mesaj gönderdiğini belirten Demirel, Ali Çavuş’un kendisini arayarak soran olursa “kaza yaptığını” söylemesini istedi. Girne Akçiçek Hastanesine giden Demirel, bundan sonrasını şöyle anlatıyor:

HEMEN LEFKOŞA’YA SEVK ETTİLER

“Hemşireler bana doktorun görmesinin şart olduğunu söylediler. Genel cerrahi uzmanı erkek biraz şişman kısa boylu gözlüklü biri baktı bana… Ardından ise beni ambulansla Lefkoşa Burhan Nalbantoğluna gönderdi. Oraya gittiğimde, Genel Cerrahi Uzamanı Koray Çağman muayene etti ve bağırsaklarımın birbirine dolaştığını söyleyerek ameliyata aldı. 3 hafta hastanede yattım. Dizlerimden yukarısı tutmuyordu. Ne yersem geri çıkarıyordum. Bunun üzerine tekrardan ameliyata alındım”

Reklam
Reklam

TÜRKİYE VATANDAŞI OLDUĞUM İÇİN!

Yaşadıklarını anlatırken tir tir titreyen 27 yaşındaki Fatih Demirel Türkiye vatandaşı olduğu için ırkçılık yapıldığını ve Polislerin kendisine T.C. vatandaşı olduğu için şiddet gösterdiklerini iddia ederek “Benim yerimde başka biri olsaydı bunlar yapılmazdı” dedi.


İzmir'de, borçları yüzünden bunalıma giren emekli Albay Ramazan Yiğitler bıçakla bileklerini ve boğazını kesip intihar etti.

Olay, Bostanlı 2016/2 sokakta meydana geldi. Emekli Albay Ramazan Yiğitler (68), borçları yüzünden girdiği bunalım sonucu bıçakla bileklerini ve boğazını kesti. Eşi Leyla Yiğitler tarafından kanlar içerisinde bulunan Ramazan Yiğitler ambulansla Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Yiğitler, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Geride bıraktığı notta borçlarını liste halinde yazdığı belirtilen Yiğitler'in ölümü yakınlarını yasa boğdu.

İki çocuk babası Yiğitler'in kızı A. İzgin'in kocası Ertuğrul İzgin'in geçen yıl trafik kazasında hayatını kaybettiği öğrenildi. Yiğitler'in oğlu A. Yiğitler'in ise Tekirdağ'da binbaşı olarak görev yaptığı belirtildi.

Reklam
Reklam

Çorum'da alkol bağımlısı olduğu iddia edilen 37 yaşındaki Hakan D., yemeği geç hazırlamadığı için kızdığı kızı 11 yaşındaki Pınar D.'yi birinci katta bulunan evlerinin balkonundan attı. Yaklaşık 3 metre yükseklikten beton zemine düşerek kafasından yaralanan Pınar D., komşularının çağırdığı ambulans ile hastaneye kaldılırken, babası gözaltına alındı. Kontrollerde şüphelinin 4.00 promil alkollü olduğu belirlendi.

Hakan D.'nin 8 ay önce boşandığı eski eşinin ödenmeyen kredi kartı borcu nedeniyle 1 aydır cezaevinde olduğu belirtildi.

Çorum'un Meram Mahallesi'nde dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda, iddiaya göre, eve alkollü olarak gelen 5 çocuk babası Hakan D., kızı Pınar D.'den kendisine yemek yapmasını istedi. Pınar D. de babasına yemek yapmak için mutfağa gitti. Bu sırada Hakan D. kanepeye uzanıp kızının yemek yapmasını beklemeye başladı. Bir süre sonra hızla kanepeden kalkıp kızının yanına giden Hakan D., mutfakta yemek yapmaya çalışan Pınar D.'ye "Neden yemeğim hazır değil?" diyerek bağırmaya başladı. Hakan D. ardından da kızı kucağına alıp, birinci katta bulunan dairenin 3 metre yükseklikteki balkonundan beton zemine attı.

Reklam
Reklam

Kafasından yaralanan Pınar D., komşularının çağırdığı ambulans ile Çorum Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, babası da eve gelen polisler tarafından gözaltına alındı.


Hastane polisine ifade veren Pınar D., "Babam yemek yapmamı istedi. İçkiliydi, ben mutfakta ona patates kızartmaya çalışıyordum. Bir süre sonra bana, 'Neden yemeğim hazır değil?' dedi. Bir şey söylememe fırsat vermeden beni kucağına aldığı gibi balkondan attı" dedi.

Babasının eve sık sık arkadaşlarını çağırdığını ve alkol aldığını belirten Pınar D., "Annem 1 aydır kredi kartı borcu nedeniyle cezaevinde yatıyor. Bize babam bakıyordu. Kardeşlerim de tehlikede olabilir. Onları kurtarın" ifadelerini kullandı.

Olayın ardından hiçbir şey olmamış gibi oturduğu evde yakalanan baba Hakan D.'nin kontrollerde 4.00 promil akkollü olduğu belirlendi. Pazarcılık yaparken 2 yıl önce iflas eden Hakan D.'nin aşırı derece alkollü olduğu gerekçesiyle ifadesinin alınamadığı ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

Diğer taraftan, Hakan D.'nin 8 ay önce boşandığı Sibel Kaymaz'ın da 12 bin liralık kredi kartı borcu nedeniyle 1 aydır cezaevinde olduğu ortaya çıktı.


Konya'da Gıda Toptancılar Çarşısı'nda alacak verecek tartışması yüzünden çıkan silahlı çatışma Süper Toto 2'nci Lig Kırmızı Grup takımlarından Konya Şekerspor'un kalecesi 24 yaşındaki Gürsel Yaprakçı öldü, yanındaki arkadaşı 27 yaşındaki Ahmet Marancı ile birlikte 3 kişi yaralandı.

Olay, saat 19.00 sıralarında merkez Selçuklu İlçesi Ferit Paşa Mahallesi Gıda Toptancılar Çarşısı Göker Sokaktaki Çakar Toptan Gıda adlı işyerinde meydana geldi. Konya Şekerspor Kalecisi Gürsel Yaprakçı ile arkadaşı Ahmet Marancı, iddiaya göre aralarında alacak verecek konusu olan 60 yaşındaki Sadık Çakar, oğulları Selahattin Çakar ve Cannur Çakar'ın işyerine gitti. Burada iki grup arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine çıkan silahlı çatışmada Gürsel Yaprakçı olay yerinde arkadaşı Ahmet Marancı, kaldırıldığı Konya Numune Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.


Vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanan Sadık Çakar ve oğlu Selahattin Çakar Meram Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne, diğer oğlu Cannur Çakar da Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi'ne kaldırıldı.

12 GÜN ÖNCE BABA OLMUŞTU Olayda hayatını kaybeden genç kaleci 12 gün önce baba olmuştu. Balıkesirspor'a transfer olan genç kaleci Türkiye Kupasında 5, TFF 2'nci ve 3'üncü liginde toplam 84 maçta forma giymişti.


İzmir Emniyet Müdürlüğünün Konak ilçesindeki hizmet binasının 6'ncı katında açık olan pencereden uçup havalandırma boşluğu üzerinde duran evrakı almak isterken aşağı düşen polis memuru 38 yaşındaki İbrahim Yardımcı yaşamını yitirdi.

Olay, bugün öğle saatlerinde Konak İlçesi'ndeki hizmet binasında meydana geldi. İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru İbrahim Yardımcı, 6'ncı kattaki odasında çalışırken, masanın üzerinde bulunan bir evrak, rüzgardan uçarak havalandı.

Açık olan pencereden dışarı çıkan evrak, havalandırma boşluğu üzerindeki plastik tenteye düştü. Yardımcı, evrakı almak için pencereden tentenin üzerine çıktı. Ancak çürük olan tente bir anda kırıldı. Beton zemine çakılan Yardımcı, olay yerinde yaşamını yitirdi.

Evli ve 2 çocuk babası olan Yardımcı'nın cesedi, otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumuna götürüldü.

Yardımcı'nın ölüm haberini alan meslektaşları, olay yerinde gözyaşı döktü.


Sakarya'nın Akyazı İlçesi'nde 16 yaşındaki A.K.'ye, cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 48 yaşındaki Çetin Kardeş, dövülerek öldürüldü.

Akyazı İlce Emniyet Müdürlüğüne gelen A.K., ağabeyi R.K. (17) ile arkadaşı M.B. (18), Gazi Süleyman Paşa Mahallesi’nde oturan ve bir süre önce eşinden boşandığı için yalnız yaşayan Çetin Kardeş’i, dün evine gidip onunla birlikte alkol aldıktan ve iyice sarhoş ettikten sonra dövdüklerini söyledi.

Poliste ifade veren gençlerden A.K., Çetin Kardeş’in bir ay kadar önce kendisine içki içirip cinsel istismarda bulunduğunu, durumu ağabeyine anlatınca eve gidip onu bu nedenle dövdüklerini öne sürdü.

EVDE KANLAR İÇERİSİNDE BULUNDU
Bunun üzerine Gazi Süleyman Paşa Mahallesi Pazarköy Caddesi’ndeki eve gelen polis ekipleri evde Çetin Kardeş’i kanlar içerisinde buldu.

Adapazarı’na hastaneye sevk edilen Çetin Kardeş yapılan müdehaleye rağmen kurtarılamadı. Poliste sorguları yapılan 3 genç bu akşam saatlerinde adliyeye sevk edildi.

Çetin Kardeş’in cesedi ise kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.


Zonguldak'ta, 17 Mayıs 2010'daki grizu patlamasında hayatını kaybeden 30 madenci arasındaki Kadir Ötgüç'ün eşini taciz ettiği öne sürülen kayınpederinin yargılanmasına başlandı.

Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın duruşmasında, mağdur F. Ötgüç ile sanık Muhittin Ötgüç ve avukatı hazır bulundu.

Mahkemede, mağdur ve sanığın, olayın ardından Çaycuma Cumhuriyet Savcılığı ve jandarmaya verdiği ifadeleri okundu. Sanık Ötgüç, savunmasında, ''Ben oğlumu patlamada kaybettim, acısı halen içimde. İftira atıyor, vallahi böyle bir olay yok, suçlamaları kabul etmiyorum'' dedi.

F. Ötgüç de halen kayınpederinin evinde ikamet ettiğini, evlerinin ikinci katının tapusunun kendisinin üzerine yapılması durumunda şikayetçi olmayacağını belirtti.

Mahkeme başkanının, ''Biz buna karışamayız. Bu kendi aranızdaki sorun. Sen şikayetçi misin?'' diye sorması üzerine Ötgüç, şikayetçi olmadığını söyledi.

F. Ötgüç, kayınpederine dönerek, ''Evin tapusunu üzerime yapmazsan, bana saldırırsan, seni öldürürüm'' demesi üzerine mübaşir tarafından uyarıldı.

Duruşma sırasında salon dışındaki kayınvalidesi Behice Ötgüç'ün yanına bıraktığı çocuklarının ağladığını duyan F. Ötgüç, ''Çocuklarım ağlıyor, ben yanlarına gidiyorum'' diyerek salondan çıktı.

Mahkeme başkanının ''ifaden alınacak biraz bekle'' demesine rağmen F.Ötgüç, aynı durumu iki kez tekrarladı. Daha sonra salona giren F. Ötgüç, mahkeme başkanının, ''Çaycuma Devlet Hastanesi, tacizden dolayı ruh sağlığının bozulduğu yönünde rapor verdi'' demesi üzerine, ''Ne bozulması ya... Çocuklarımı koruma hakkı varken niye deli raporu alayım? Ben deli değilim'' diyerek tepki gösterdi.


F. Ötgüç, kayınpederinin kendisini mutfakta, odada sıkıştırdığını iddia ederek, şöyle konuştu:

''Kayınpederim, eşim sağken de bana tacizde bulunuyordu. Ama eşime bir şey diyemedim. O öldükten sonra daha fazla taciz etmeye başladı. Bir gün mutfakta bana arkadan sarıldığı sırada kayınvalidem gördü, hemen panikleyip kaçtı. Bir gece uyurken yanağımdan öpmeye kalktı, uyanınca odadan kovdum. Pantolonunun fermuarını indirerek bana cinsel organını gösteriyordu. Kayınvalideme başıma gelenleri anlattım, o bana sahip çıktı.''

Tanık olarak çağrılan kayınvalide Behice Ötgüç de gelininin kendisine, eşinin ''Ben seni oğlum için değil, kendim için aldım' dediğini anlattığını belirterek, ''Mutfakta oldukları sırada kocamın gelinimin arkasından doğru sarıldığını gördüm, ben içeriye girince hemen kaçtı'' ifadelerini kullandı.

Sanık avukatının tahliye reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı 28 Temmuz'a erteledi.

F. Ötgüç, adliyeden ayrıldığı sırada görüntü almak isteyen gazetecilere tepki gösterdi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıs 2010'da meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden madencilerden Kadir Ötgüç'ün (32), 23 yaşındaki eşi F. Ötgüç, Çaycuma ilçesinde birlikte yaşadığı kayınpederi hakkında cinsel taciz iddiasıyla şikayette bulunmuştu.

Patlamadan 17 gün sonra Çaycuma Devlet Hastanesinde erkek çocuğu dünyaya getiren F. Ötgüç'ün şikayeti üzerine gözaltına alınan eşinin babası Muhittin Ötgüç (65), jandarma tarafından sorgulanmasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.


Hatay’ın merkez Harbiye Beldesi’nde 27 yaşındaki Davut Sayhan, otomobil içinde sevgilisi 19 yaşındaki Pınar Altun’u başına tabancayla ateş ederek öldürüp üzerine battaniye örttükten sonra, aynı silahla kendi başına ateş ederek yaşamına son verdi. Sevgililerin, evlenmelerine izin verilmediği için Muş’tan kaçtığı anlaşıldı.

Merkez Harbiye Beldesi Jandarma Karakolu’na yaklaşık 100 metre uzaklıktaki Seyir Tepesi mevkiinden saat 06.15’de silah sesi geldiğini duyan vatandaşlar, durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine harekete geçen jandarma, yol kenarında park halindeki 67 ZR 459 plakalı otomobilde bir kadın ile erkeğe ait ceset buldu.

Cumhuriyet Savcısı ile jandarmanın yaptığı incelemede, üzeri battaniye ile örtülü olan kadına ait cesedin Muş nüfusuna kayıtlı Pınar Altun’a, erkeğin de yine Muş nüfusuna kayıtlı Davut Sayhan’a ait olduğu belirlendi.

Olay yerinde yapılan incelemenin ardından otopsi için Antakya Devlet Hastanesi morguna götürülen Sayhan’ın, Altun’u öldürdükten sonra üzerine battaniye ile örtüp, aynı tabancayla kendi başına ateş ederek yaşamına son verdiği belirlendi.


Yapılan araştırmada ailelerinin evlenmelerine izin vermediği için birlikte kaçtığı anlaşılan Sayhan ile Altun’un Adana’nın Ceyhan İlçesi’ndeki yakınlarına sığındığı belirlendi.

TÖREDEN KAÇMIŞLAR
Sevgililerin Ceyhan’da olacağını belirleyen ailenin 25 Mayıs’ta, Pınar Altun için Ceyhan Şehit Reşat Coşkun Polis Merkezi’ne kayıp dilekçesi verdiği ve Davut Sayhan tarafından da kaçırıldığının öne sürüldüğü anlaşıldı. Töre baskısı altında kalan Sayhan ile Altun’un, dün akşam saatlerinde Ceyhan’da otomobil kiralayıp, Hatay’a geldiği de saptandı.

Sevgililerin cesetleri yapılan incelemenin ardından ailelerine teslim edilecek.


Bolu Ticaret Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi 16 yaşındaki B.Y., iddiaya göre erkek arkadaşı yüzünden tartıştığı aynı sınıftaki arkadaşı aynı yaştaki Ö.S.'yi arkadaşlarıyla birlikte tekme tokat dövdü.

Olay, bugün saat 12.00 sıralarında, Semerkant Mahallesi'nde bulunan Ticaret Meslek Lisesi'nin önünde meydana geldi. Daha önce kavga ederek Çocuk Şubesi'nde ifadeleri alınan Ö.S. ile B.Y., okulun karşısında bulunan Karabacak Sokak üzerinde karşılaştı. B.Y., iddiaya göre erkek arkadaşıyla konuşmasına kızdığı Ö.S. ile kavga etmeye başladı.

B.Y. yanındaki arkadaşlarıyla birlikte Ö.S.'yi aralarına alarak tekme tokat dövdükten sonra kaçtı. Kızların kavgasını gören vatandaşlar, polisi arayarak ihbarda bulundu. Arkadaşları, Ö.S.'yi yerden kaldırıp koluna girerek okulun önüne kadar taşıdı.

Ayakta durmakta güçlük çeken Ö.S., okulun önünde kaldırıma oturarak arkadaşlarının kucağına uzanıp ağladı. Olay yerine gelen 112 Acil ekibi Ö.S.'ye ambulansta müdahale ederken, arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. İzzet Baysal Devlet Hastanesi'nde kaldırılan Ö.S.'nin kolunun incindiğini öğrenildi.


Konya'da, 24 yaşındaki sevgilinin halıya idrarını yaptı diye sıcak su döküp yaktığı 3 yaşındaki çocuğu annesi nacağın sapıyla kafasına vurarak öldürdü.

Olay, dün akşam saatlerinde merkez Selçuklu ilçesi Şeker Murat Mahallesi Hamzaeli Sokak No 28'deki evde meydana geldi. İki kez evlenip ayrılan ve üçüncü bir kişiyle sevgili hayatı yaşayan 4 çocuk annesi Fadimana T. (33), 112 Acil Servis'i arayarak, "Oğlum sara hastası merdivenlerden düştü nefes almıyor" diyerek yardım istedi.

Sağlık ekipleri ambulansla aldığı 3 yaşındaki Fırat Perker'i hastaneye kaldırdı. Hastaneye giderken kalbi duran 3 yaşındaki Fırat, geri döndürme ünitesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Doktorlar bebeğin vücudunda yanık ve ekimoz izleri bulunca polise haber verdi.

HALIYA İDRARINI YAPTI DİYE ÖLDÜRMÜŞLER Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne giden Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği dedektifleri, ölen 3 yaşındaki çocuğun vücudundaki izleri fark edince ailesine ulaşmaya çalıştı. Hastaneye gelen annenin çocuk öldükten sonra ortadan kaybolduğunu öğrenen polis ekipleri harekete geçti.

Evinde yakalanan Fadimana T. çocuğun düşerek öldüğünü iddia etmesinden bir süre sonra suçunu itiraf etti. Oğlunun halıya işediği için rahatsız olduklarını belirten anne, "Nikahsız yaşadığım eşim Koray, bir gün önce sıcak suyu çocuğun üzerine döktü. Bir gün sonra da aynı şeylere devam edince ben de nacakla kafasına vurdum. Bayılınca sağlık ekiplerini aradım. Koray daha önce de çocuğuma işkence yapıyordu" dedi. Polis kadının ifadesinin ardından gözaltına alınan sevgilisi Koray K. (24) suçlamaları reddetti. Sevgilisiyle birlikte gözaltına alınan anne, niye öldürdünüz sorusuna ağlayarak, "sana ne" cevabı verdi.


Üç yaşındaki oğlunu öldüren Fadimana T.'nin daha önce iki kez evlendiği ve bu evliliklerinden 3 çocuğunun olduğu öğrenildi. Son olarak Koray K. ile dost hayatı yaşayan Fadimana T.'nin ondan da bir çocuğu olduğu belirlendi.

ÇOCUKLARI MAHMEKE KARARI İLE ALMIŞLAR Biri bedensel engelli 3 çocuğuna, cinayetten tutuklanan ikinci kocası K.P'nin babasının baktığı, ancak Fadimana T.'nin 3 ay önce mahkeme kararıyla çocukları üzerine aldığı belirtildi. İkinci eşinden olan 3 yaşındaki çocuğunu öldürmek suçundan adliyeye sevk edilecek anne ve sevgilisi, "kendi soyundan birini kasten öldürmek" suçundan mahkemede yargılanacak. Çocuk polisi tarafından evden alınan diğer 3 çocuk ise Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'na verildi.

Çocuğunu öldüren Fadimana T'nin annesi ve babası Asayiş Şube Müdürlüğü'ne gelerek kızı ve sevgilisi adli işlemler için götürüldüğü sırada gözyaşı döktü. Fadimana T'nin annesi, "Kızım nasıl öldürdün" diyerek sinir krizi geçirdi.


Büyükdere Caddesi, Kireçburnu mevkisi sahilinde, vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanmış iki ölü yunus bulundu. Birbirinden, yaklaşık 500 metre arayla bulunan ve vücutlarının çeşitli yerlerinde zıpkın yarasına benzer izlere rastlanan yunuslardan birinin, iplerle bağlandığı diğerinin ise gözlerinin oyulduğu görüldü.

Sahilde sabah sporu yapan vatandaşlar, yunusların öldürülmesine tepki göstererek, ''Çamaşır ipiyle kayalara bağlanan yunus adeta işkence yapılarak öldürülmüş. Bir diğerinin ise gözleri oyulmuş. Bunu yapanların insan olmasından şüphe duyuyoruz. Elleri kırılsın. İnsan dostu olan yunuslara bu işkenceyi yapanların yakalanarak adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz'' dedi.


’Dondurmam Gaymak’ filminde ’Zeynep’ karakterini canlandıran ve Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal adayı olan 39 yaşındaki Burcu Tuna Uruk, bu kararla eşinin mirasından pay alamayacak. Ahat Uruk’un annesi ile 3 kardeşi, Burcu Tuna Uruk’un daha önce aldığı ve mirasçı göründüğü ’veraset ilamı’nı iptal ettirdi.

TRT Sanatçısı Ahat Uruk, 2002 yılında evlendiği oyuncu Burcu Tuna Uruk ile evliliğinde sorunlar yaşamaya başlayınca 2007 yılında boşanmak için mahkemeye başvurdu. Ahat Uruk, eşinin kendisinden maddi çıkar sağlamayı düşündüğünü ve aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu belirterek, İzmir 11’inci Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı.

’KANSER OLDUM BANA BAKMADI’

Uruk, dava dilekçesinde kansere yakalandığını, hastalandıktan sonra eşinin kendisine kötü muammelede bulunduğunu, ’Eşek gibi çalışacaksın, bana bakmak zorundasın’ diyerek psikolojisini bozduğunu iddia etti. Ahat Uruk, boşanmak istediği eşinin hastalığıyla ilgili kendisine hiç yardımcı olmadığını, aksine ’Sen öleceksin, araban, evin ve her şeyin bana kalacak’ sözleriyle tüm hayati umutlarını bitirdiğini öne sürdü.

SUÇLAMALARI REDDETTİ, TAZMİNAT VE NAFAKA İSTEDİ

Mahkemeye cevap dilekçesi veren tiyatro sanatçısı Burcu Tuna Uruk ise, eşinin rahatsızlığında hep yanında olduğunu, ancak kocasının evliliklerinin ilk günlerinden itibaren kendisine sadık bir eş olmayıp, sürekli aldattığını öne sürdü. Dondurmam Gaymak filminde ’Zeynep’ karakterini canlandıran ve Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal adayı olan Burcu Tuna Uruk, eşinin sağlığıyla yakından ilgilendiğini, onun ise biraz iyileştiğinde hep başka kadınlarla ilişki kurmaya yeltendiğini iddia etti. Kendisinin, Ahat Uruk’un üçüncü eşi olduğunu belirten Burcu Tuna Uruk, hasta olduğu dönemlerde ’onur konseri’ düzenleyip, gelir sağladığını anlattı. Boşanmak için 200 bin TL maddi, 35 bin TL manevi toplam 235 bin TL tazminat ile aylık 700 lira yoksulluk nafakası istedi.


Bağırsak kanseri tedavisi gören Ahat Uruk, boşanma davası sürerken, 11 Eylül 2007’de öldü.

Uruk’un ölümünden sonra yasal mirasçısı olan annesi Meliha Uruk, kardeşleri Nihal Uruk, Nevzat Uruk ve Hakan Uruk açılan boşanma davasına katılarak, gelinleri Burcu Tuna Uruk’a karşı davayı sürdürme kararı aldı. Davayı devam ettirmek için 11’inci Aile Mahkemesi’ne katılma dilekçesi veren Uruk Ailesi, Ahat Uruk’un hastalığı döneminde onunla hiç ilgilenmediğini belirttikleri gelinlerinin, ölümünden sonra da kendilerine, ’Bana bakmaya mecbursunuz, ya anlaşırız ya da mahkeme kararıyla istediklerimi zorla alırım’ diyerek tehdit ettiğini ileri sürdü.

Mahkeme hakimi, Ahat Uruk ile eşi Burcu Tuna Uruk’un eşit kusurlu olduğuna karar verip, davayı bitirdi. Uruk Ailesi, davayı temyiz etti. Dosyayı inceleyen Yargıtay 2’inci Hukuk Dairesi, Burcu Tuna Uruk’un daha fazla kusurlu olduğunu belirtip kararı bozdu.

MİRASÇILIKTAN ÇIKARILMASINI İSTEDİLER

Bunun üzerine anne Meliha Uruk, çocukları Nihal Uruk, Nevzat Uruk ve Hakan Uruk, Türk Meddeni Kanunu’nun 181’inci maddesine göre kusuru ispatlanan Burcu Tuna Uruk’un mirasçı olmayacağını ileri sürdü. Aile, boşanma davası sürerken Ahat Uruk’un ölmesi üzerine alınan ve davalı Burcu Tuna’nın da mirasçı olarak gösterildiği, İzmir 13’üncü Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21 Eylül 2007 tarihili veraset ilamının iptali, Ahat Uruk’un mirasçılarını gösterir yeni veraset ilamının düzenlenmesi için, İzmir 8’inci Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Burcu Tuna Uruk’un avukatı davanın reddini istedi.


Dosyayı inceleyen İzmir 8’inci Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi Nuran Yörük, kusur tespitine yönelik olarak, Uruk Ailesi fertelerinin katılımıyla devam ettirilen boşanma davasında, Burcu Tuna Uruk’un daha fazla kusurlu olduğu yönünde karar verildiğini belirtti. Bu kararın da 23 Şubat 2011 tarihinde kesinleştiğini vurguladı. Kusurlu eşin mirasçı olamayacağına dikkat çekti. Davalı Burcu Tuna Uruk’un 12 pay üzerinden 6 pay sahibi olarak mirasçı gösterildiği veraset ilamını iptal etti. Ahat Uruk’un mirasını 6 pay kabul edip, annesi Meliha Uruk’a 3 pay, kardeşleri Nevzat, Nihal ve Hakan Uruk’a da 1’er pay verilmesine karar verip davayı bitirdi.

’KARDEŞİMİN VASİYETİ YERİNE GELDİ’

Kardeşinin sağlığında, boşanma davası devam ederken ölmesi halinde, kendisine hastalığında bakmayan eşi Burcu Tuna Uruk’a karşı hukuk mücadelesinin sürdürmelerini istediğini belirten Nihal Uruk şöyle dedi: