ANKARA (İHA) - Türkiye, 3 Kasım seçimlerine doğru giderken partilerin meydanlardaki kalabalıklara verecekleri mesajlar da ortaya çıkmaya başladı. 18 Nisan 1999 seçimine 20 parti katılmıştı. Seçimlere katılan partiler şu isimlerle sıralanmıştı: DSP, MHP, FP, ANAP, DYP, CHP, HADEP, BBP, Bağımsızlar, ÖDP, DTP, LDP, MP, BP, İP, EMEP, YDP, SİP, DEPAR ve DBP.
Nisan seçimlerinde bu partiler 37 milyon 566 bin 93 seçmene hitap etti. 32 bin 645 bin 653 kişinin oy kullandığı ve 31 milyon 160 bin 436 oyun geçerli sayıldığı seçimler sonucunda, DSP 6 milyon 884 bin 643 (yüzde 22.09), MHP 5 milyon 604 bin 538 (yüzde 17.99), FP 4 milyon 799 bin 312 (yüzde 15.4), ANAP 4 milyon 121 bin 440 (yüzde 13.23) ve DYP 3 milyon 740 bin 443 (yüzde 12.0) oy alarak Meclis'e girdi.
Bu seçimlerde Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin özellikle DSP ve MHP oylarında artış sağladığı görüşleri ağırlık kazanırken, MHP ve FP ise 'türban'ın serbest olacağı mesajını seçmenlere iletti.
DSP, MHP, FP, ANAP ve DYP, 18 Nisan seçimleri öncesi Türkiye'nin AB üyeliğini de meydanlara taşıdı. MHP Türkiye'nin AB üyeliğini 'onurlu bir birliktelik' olarak seçmene aktarırken, diğer partiler Türkiye'nin 'mutlaka AB'ye girmesi görüşünü savundular.
SLOGANLARLA NELER VAAT EDİLDİ Aynı partiler enflasyonun 2 haneli rakama indirileceği, istihdamın artırılacağı, işsizliğin önleneceği, gençlere yeni iş imkanlarının yaratılacağı, kadın erkek arasında eşitliğin sağlanacağı, 12 Eylül Anayasası olarak bilinen 1982 Anayasası'nın değiştirileceği, işkencenin önleneceği, yoksulluğun ve yolsuzluğun ortadan kaldırılacağı, devletin küçültüleceği, bakanların sayısının azaltılacağı, kalkınmanın hızlandırılacağı, yasamanın (TBMM) daha hızlı ve verimli çalıştırılacağı, sağlık ve eğitim başta olmak üzere fırsat eşitliği sağlanacağı, kimsenin diline, dinine, başını örtmesine veya açmasına karışılmayacağı, bölücülüğe fırsat verilmeyeceği, bölücülerin ve elabaşlarının cezalandırılacağı, köye dönüş projelerinin hayata geçirileceği, IMF'nin politikalarına geçit verilmeyeceği, insanların onurlu bireyler olarak yaşamasına yönelik bütün düzenlemelerin gerçekleştirileceğini sloganlaştırdılar.
VAATLER GERÇEKLEŞMEDİ
Ancak, 18 Nisan seçimlerinde sloganlarla ortaya atılan vaatlerin hemen birçoğu gerçekleşmedi. Aksine 57. Hükümet döneminde yaşanan krizler, sorunları daha da derinleştirdi. İşsizlik artarken, bölgeler arasındaki uçurum daha da derinleşti. Enflasyon ve faizler değil 2 rakama düşmek, 3 haneli rakamlara ulaştı. Sağlıktan eğitime, yolsuzluktan yoksulluğa sorunlar her geçen gün biraz daha ağırlaştı. Devlet küçülmek yerine daha da büyüdü, 3 adet başbakan yardımcılığı koltuğu ihdas edildi. Kamuda savurganlık azalmak yerine artarken, Türkiye'deki fakirleşme giderek geniş kitleleri etkilemeye başladı. Son yıllarda yaşanan doğal afetler ise 'Devlet' ve 'sistem' sorununu daha da tartışılır hale getirdi.
İktidar açısından bazı olumlu adımlar da atıldı. Örneğin Anayasa'da 100'e yakın madde değiştirilirken, reform olarak ortaya konulan Medeni Kanun değiştirildi, kadın erkek eşitliği alanında yeni adımlar atıldı, AB yasalarının önemli bir bölümü kanunlaştırıldı, idam kaldırılırken, Kürtçe öğrenim ve Kürtçe yayın serbestisi sağlandı. Yine iş yasalarında bazı önemli ve yeni düzenlemeler getirildi, İşsizlik Yasası çıkarıldı. Ancak, yaşanan ekonomik ve sosyal krizler, bu çerçevede milletvekillerinin kendi maaşlarına yaptıkları zamlar, TBMM'ye olan halkın öfkesini daha da artırdı ve bu reformların birçoğu halk nezdinde karşılık bulamadı.
ESKİ SLOGANLARA CİLA İşte bütün bu olumsuzluklar, parti genel merkezlerinde değerlendiriliyor. Şu anda siyasetteki parçalı yapının ortadan kaldırılmasına sağda ve solda birlik-ittifak sağlama çalışmaları sürerken parti genel merkezlerindeki hareketlilik de had safhaya çıktı. Henüz milletvekili aday adaylarının kayıtlarını yaptırdığı parti genel merkezlerinde, artık meydanlara çıkma hazırlıkları son safhada. Alınan bilgilere göre, bütün partiler önümüzdeki günlerde tamamen seçim meydanlarına inecek ancak; seçim otobüsleri üzerinden halka verilecek slogan mesajlarda bir değişiklik yok. Seçime girecek 30'a yakın partinin hemen hemen hepsi, enflasyon 2 haneli rakama indirilmesi, işsizliğin önlenerek istihdamın artırılması, faizlerin düşürülmesi, türban sorunun ortadan kaldırılması, eşitlilik, özgürlük ve demokratik açılımların sağlanması, devletin küçültülmesi, tasarrufun sağlanması, bakan sayısının azaltılarak kamuda tasarrufun hakim kılınması vb. konuları sloganlaştırmaya çalışıyor. Dolayısıyla 3 Kasım öncesi meydanlarda parti isimleri farklı olsa da, sloganlar eski ama cilalanmış olacak.