Türkiye'de milli beslenme politikalarının oluşturulamadığını belirten Prof. Dr. Fethi Doğan, "Tarım kesiminde hangi ürünlerin hangi bölgelerde ve ne miktarda üretileceği, bu bölgelerdeki toprak analizlerinin yapılıp, gübrelemelerin hangi türden olacağı, hangi pestisitlerin ne oranda hangi tür ziraatta ve hangi dönemlerde kullanılacağı konusunda topluma bilgi verilememiştir. Bu çerçevede gözlenen yanlışlıklardan birisi de azotlu gübrelerin yüksek miktarda ve kontrolsüz kullanıldığıdır" dedi.
Azotlu gübrelerin taşıdığı kirleticilerin toprakta, deniz suyunda ve en önemlisi yer altı suyunda birikerek sonuçta besinler ya da içme suyu yoluyla insana ulaştığını açıklayan Prof. Dr. Doğan, "Bu gübrelerdeki kirleticilerden en önemlisi nitrat olup, gelişmesinde kullanıldığı gıdaya sınırlı düzeyde geçme riskini taşır. Bu gıdalar toprağa yakın yeşil yapraklı türdense nitrat birikimi daha yüksek, yumrulu meyveli türdense nitrat birikimi azdır. Patates yumrulu sebzedir ve ne kadar nitratlı ortamda da yetişse, onun genetik programının izin verdiği üst sınıra kadar nitrat yüklenebilir. Ki bu miktar, nitratın bireyin günlük alımı için kabul edilen miktarı hiçbir zaman aşamaz ve kanser riskini arttıramaz. Esas tehlike ise, aşırı azot gübrelemesinden sonra yağmur sularının yer altına taşıyıp, yer altı suyuna ulaştığı nitrattır. Bu durumda azotlu gübrenin tarımda yaygın kullanılması sonucu içme suyunda yüksek nitrat tehlikesi oluşur. Bu tür bir beslenmenin hep aynı nitrat kirliliğiyle yıllarca sürmesi ise kanser sayılarını artırıcı etkiyi ancak sağlayabilecektir" diye konuştu.