Pavarotti'nin tahtında oturuyor

Tarih 1986… 22 yaşındaki bir opera tutkunu genç yıllarca idol olarak seçtiği ünlü tenor Pavarotti'nin imza gününün yapıldığı mağazanın önünde biriken kalabalığı yararak içeri girmeyi başardı.

Ünlü tenoru karşısında görünce o kadar büyük bir heyecan duydu ki, yere düşmemek için bir yerlere tutundu. Soluğu kesilmişti, konuşamıyordu.

Pavarotti gençle göz göze gelince onun heyecanlı olduğunu anladı ve rahatlatmak için gülümseyerek "Merhaba" dedi.

Genç, sesinin titremesini engellemek için büyük gayret harcayarak "Ben operacıyım ve size hayranım. Beni dinlemenizi istiyorum" dedi. Kekelemek için cümlesini bir solukta söyledi.

Ünlü tenor gencin kendine güvenini ve kararlılığını görünce ondan hoşlandı ve ertesi gün kendisini gelip görmesi için randevu verdi.

Roberto Alagna ertesi günkü randevuya uçarak gitti. Pavarotti'nin beğeneceğini umduğu bir iki parçayı seslendirmeye başladı. Aryaları söylerken o güne kadar öğrendiklerinin tümünü eksiksiz yerine getiriyor, sesinin rengini gösterebilmek için olağanüstü bir çaba harcıyordu.

Pavarotti, Roberto Alagna'nın güçlü sesinin rengini, tekniğini çok beğendi ve kendisine Philadelphia'daki Pavarotti Yarışması'na katılmasını önerdi.

Roberto Alagna yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Ondan sonra da önünde yıllardan beri kapalı duran kapılar bir bir açılmaya başladı.

Parlak, gür ve ışıltılı bir sese sahip olan genç tenor, kısa zamanda opera dünyasında isim yapmaya başladı ve ünlü operalardan davetler aldı.

Roberto Alagna her çıktığı sahnede yeteneğini ve çıldırtıcı sesinin hakkını fazlasıyla verdi ve zirveye doğru tırmanmaya başladı.

Bir kaç yıl içinde New York'tan Viyana ve Londra'ya dünyanın en önemli opera mabetlerinde en büyük şefler yönetiminde söyledi ve binlerce izleyici tarafından ayakta alkışlandı. Artık o da ünlü tenorlar safına yükselmişti.

Genç sanatçı opera yeteneğinin yanında tiyatral yeteneğini de seyirciye cömertçe sunuyor ve büyük ilgi görüyordu.

Yıllar ilerledikçe uluslararası kariyeri de giderek güçleniyor operanın aslarından biri haline geliyordu.

Yıllar önce 22 yaşında Pavarotti'nin karşısında titreyen genç, yıllar süren savaşımından sonra hayranı olduğu ünlü tenorun tahtına oturmayı başardı.

Perşembe akşamı Lütfi Kırdar'da bu uluslararası kariyere sahip eşsiz tenoru Borusan Filarmoni Orkestrası eşliğinde dinleme şansını yakaladı İstanbullu konser severler.

Roberto Alagna'ya Rumen Mezzosoprano Roxana Constantinescu eşlik etti. Bu konser hiç kuşkusuz Roxana'nın kariyerinde önemli bir basamaktı.

İkili Jules Massenet'nin Wether, Georges Bizet'nin Carmen Operalarından aryalar söylediler.

Georges Bizet'nin Carmen'i bir parantez açmak gerekir. Çünkü Carmen dünya sahnelerinde en çok oynanan operadır. İspanya'da geçen ve bir çingene kız ile bir subayın tutkulu aşkını anlatan opera Bizet'in muhteşem müziği ile bütün dünyada büyük ilgi gördü, bu ilgi bugün de hiç eksilmeden sürüyor. Bizet Carmen ile ölümsüzlüğe ulaştı.

Alagna'nın sesi ve tekniği büyüleyiciydi. Contantinescu da kusursuz söyledi aryaları.

Bugün Türkiye'nin en iyi orkestrası olan Borusan Filarmoni her iki operanın uvertürünü mükemmel bir coşku içinde seslendirdi. Sascha Goetzel'i orkestrasının performansını böyle bir çizgiye yükselttiği için kutlamak gerek. Toplama bir orkestra ile böyle bir performansa ulaşmak her şefin gerçekleştirebileceği bir başarı değil.

Burada Roberto Alagna'nın son derece alçak gönüllü, insan sever kişiliğini de özellikle belirtmek gerek. Şefe, orkestraya, sahneyi birlikte paylaştığı sanatçıya büyük bir saygıyla yaklaşmak ünü hak ederek kazanmış insanlara özgü bir özelliktir.

Ayrıca seyircilere konser boyunca sahneden o kadar sıcak yaklaştı ki, salonda ünlü operacıya karşı saygının yanında büyük bir sevgi havası da doğdu.

Konserden sonra Sicilyalı kanı kaynayınca ünlü tenor İtalyanca yöresel şarkıları büyük bir coşkuyla seslendirdi. Bu bölüm gerçekten de büyük ve eşsiz bir şovdu.

Sanırım Türkiye'de kendisine tanıştırılan ama olan bir hayranı genci sahneye çağırması, onu kucaklaması, izleyicilere sunması ve ona şarkı söyleme olanağı vermesi son derece büyük bir insancıl bir jestti.

İstanbullu izleyiciler olağanüstü uluslararası parıltılı bir kariyeri olan Roberto Alagna'yı dinlemeye doyamadılar.

Ama inanıyorum ki Alagna da İstanbul'lu izleyicilere doyamadı. Bundan sonra her fırsatta İstanbul'a gelip bu güzel, takdir yönü yüksek olan izleyiciye doya doya şarkı söyleyecek.

Tufan Türenç - hürriyet