ANKARA (İHA) - Başbakan Bülent Ecevit, TRT-1'de yayınlanan Pazar Panaroma programına katıldıktan sonra TRT'den ayrılırken gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Ecevit, bir gazetecinin, "AK Parti ile HADEP konusunda kaygılarınız oldu. Türkiye'de bir rejim sorunu yaşanabileceğini söylediniz. Hemen akabinde de demokrasi içinde bir takım önlemler alınması gerektiğini söylediniz. Eğer bir başka durum söz konusu olmazsa seçim olacak. Nasıl bir önlem, bunu açar mısınız?" sorusu üzerine şu karşılığı verdi:
"Demokrasi içinde... Bir de parti olarak hassas olduğumuz, duyarlı olduğumuz konularda görevimizi yapma kararlılığındayız. Biz ve diğer partiler bu iki parti üzerinde durmuyorlar, durmazmış gibi görünüyorlar. Fakat DSP bu konuda üzerine düşeni yapacak. Ama dediğim gibi demokrasi kuralları içinde. 'Şu kapatılsın, şu yasaklansın' demeden görevimizi yapmaya çalışacağız".
"Erken seçimin koalisyon partilerine zarar vereceğini söylüyorsunuz. Erken seçimin gereksiz ve sakıncalı olduğunu da belirtiyorsunuz. Hükümetin salt çoğunluğunu yitirdiğini düşünürsek, hükümetin görevde kalmasının 1 yıl veya 1.5 yıl daha ya da seçimlerin zamanında yapılması güçlüğü ortaya çıkmıyor mu?" sorusuna Ecevit, "Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. 57. hükümet çok sayıda reformist yasalar çıkardı. Bunların uygulanışını gözetlemek ve eksiklerini tamamlamak bu hükümete düşen vazifeydi. Meclis izin verir vermez, yeterli çoğunluk sağlanır sağlanmaz o başka bir şey. Biz üzerimize düşen görevi yapmalıyız. Ben erken seçime partim açısından karşı çıkıyor değilim. Türkiye'de kesintisiz olarak yerine getirilmesi gereken bazı görevler vardı. O görevleri yerine getirmek için daha çok bu hükümetin görevde kalabilmesini isterdim. İnşallah sağlanır" karşlığını verdi.
Ecevit, "AB değişiklikleri mi yoksa HADEP ve Tayyip Erdoğan sorunu mu?" sorusuna ise, "Avrupa Birliği ilişkileri. Tayyip ve HADEP bizim siyaset alanımızda vereceğimiz mücadele. Bunun yasa çalışmalarıyla alakası yok" diyerek cevap verdi.
Ecevit, Wolfowizt'in temasları sonrasında, Türkiye'nin Irak'a yapılacak operasyona destek vermesi karşılığında Kıbrıs sorununun çözülmesini istediği şeklindeki iddiaların hatırlatılması üzerine, "Hiçbir pazarlığa kesinlikle girmedik" demekle yetindi.