Küresel ölçekte olduğu gibi ülkemizde de ölümlerin ilk büyük nedeni olan kalp krizi riski, hafta başı stresin en yoğun olduğu gün olan pazartesileri daha çok artıyor. Konu ile ilgili açıklama yapan Nutrigenetik ve Kişiye Özel Tıp Derneği Başkanı Dr. Serdar Savaş, önlenebilir bir risk olan kalp krizlerinde, genlerden yola çıkılarak hazırlanan kişiye özel koruyucu tıp uygulamaları sayesinde her 5 vakadan 4’ünü önlemenin mümkün olduğunu belirtti.
Dr. Serdar Savaş konu ile ilgili şunları söyledi: “Kalp krizleri, pıhtılaşma, kan yağlarının oksitlenmesi, inflamasyon, damar fonksiyonları, hipertansiyon gibi bireylerin genetik yatkınlıkları ile stres, sigara, genetik yapıya uygun olmayan beslenme ve egzersiz gibi yanlış yaşam tarzının bir araya gelmesi sonucunda damarların tıkanması ile oluşuyor. Kardiyovasküler hastalıklarda genetik yatkınlık, hastalık ortaya çıkmadan bilinirse, başta beslenme olmak üzere yaşam tarzı düzenlemeleri ile kriz tamamen engellenebilir veya geciktirilebilir.”
Check-up Her Zaman Çare Değil
Eğer uygun önlemler alınmazsa dünyada her yıl 20 milyon insanın kalp ve damar hastalıklarından öleceği konusunda yapılan araştırmalara atıfta bulunan Savaş sözlerine şöyle devam etti: “Kimi zaman yapılan sağlık kontrolleri ve check-up’larla krizin yaklaştığını öngörülebiliyor. Çoğu zaman ise sağlıklı olduğu düşünülen kişiler tüm kontrollerine rağmen kısa bir süre sonra kalp krizi geçirebiliyor.”
“Bu bağlamda kalp krizleri başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıklarla mücadele ve ölüm oranlarının azaltılması için koruyucu ve önleyici hekimliğin yayılması gerekiyor. Önemli olan genlerimizden edindiğimiz ve tamamen kişiye özel olan büyük veriyi doğru bir şekilde okumak ve bu doğrultuda yaşamaktır. Sigara, yağ, şekerin her vücuda etkisi farklı farklıdır. Örneğin, aynı gıdaları tüketen ve birbirine benzer bir yaşam tarzı olan iki kişinin kolesterol değerleri çok farklı olabilir. Bu tamamen APOE (Apolipoprotein E) geninin bireye özel çalışma prensibi ile ilgilidir. Gen testler ile bu türden genetik yatkınlıklarımızı öğrenerek ona göre farklı önlemler alabilir ve korunabiliriz” dedi.
Tıp biliminde sessiz bir devrim başlatan koruyucu genetik çalışmaları neticesinde sadece kalp krizleri değil; kanser, inme, diyabet, obezite, Alzheimer hastalığı ve kemik erimesi gibi pek çok kompleks hastalıktan korunmak mümkün.