CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kısaltamazsınız" dediği askerlik süresi projesinin gerekçelerini ve asker-siyaset ilişkisine bakışını anlattı. CHP lideri, "Askerliğin kısaltılmasına Genelkurmay itiraz ederse 'AB'ye bakın' derim" dedi.
Akşam gazetesinin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Askere 'AB'ye bakın' derim"
Siyasette olmayacak diye bir kavram yok. Siyasi otorite karar verirken sorgular. Biz görüşlerimizi beyan ederken kılı kırk yardık. Aile sigortasında ek maliyetleri, geri dönüşleri hesapladık. Askerlikte de benzer bir çalışma yaptık. Askerliği 9 aya indireceğiz ve bu bütçede olağan üstü bir tasarruf sağlayacak. Bunu sosyal devletin gerekleri için harcayacağız. Eğer asker '9 ay olmaz' der karşı çıkarsa, biz de onlara Batı'yı örnek gösteririz. Batı'da 9 ay oluyor da niye bizde olmuyor? Kesinlikle bu konuda kararlıyız. Bununla ilgili olarak şu an görevde olan askerlerle bir görüşmemiz olmadı ama askerde uzun yıllar general düzeyinde görev yapmış emekli askerlerle konuştuk, görüşlerini aldık. Onlar da uygun gördü.
"Yüksek beklentiden memnunuz"
Öncelikle iktidar beklentisi, iktidarın gerçekleşmesinden sonra da demokrasi, özgürlükler sosyal devlet, örgütlü toplum ve en önemlisi yeni Türkiye. Bu hedefi gerçekleştirmemiz için bizim iktidarımıza odaklanan geniş bir kitle var. Bu güzel bir beklenti. Bu beklentiden memnunuz bu beklentiyi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Beklentinin gerçekleşmemesinin yaratacağı kırgınlık bizim için büyük bir risk. Performansımızı bu beklentiye uydurmamız gerekiyor.
"AKP'yi rahatsız ettik"
Partinin belli alışkanlıkları var. Bunu kırmak zor. Yapıyı değiştirmenin zorlukları ve artık aşılması gereken şeyler var. Yeniliğe gençlere ve kadınlara açılmak, partiye ilgi duyanları kulvara çekmek gerekir. En çok aile sigortası ve askerlik süresinin kısaltılması AKP'yi rahatsız etti.
"Kavakçı olayı yaşanmaz"
İnsanlar sokakta istediği kıyafetle gezebilir. Parlamentoda iç tüzüğün getirdiği kurallar var, herkes o kurallara uyacaktır. Ben Meclis'e kravatsız gitmiyorum. Kadın milletvekilleri pantolonla giremiyor. Geçmişte MHP milletvekili geldi, Parlamento'ya girdi, başını açtı, sorun yok. Merve Kavakçı benzeri bir olayın olmayacağını düşünüyorum.
"Kadın adaylar artacak"
CHP'li milletvekilinin bilgili, birikimli, halka yakın ve etki değerlere sahip olması gerekir. Kadın adayların listemizde çok olacağını göreceksiniz.
"Çiftçiye yüzde 100 destek"
Çiftçinin kullandığı mazotu 1.5 liraya düşüreceğiz. Ekemedikleri toprakları ekmeleri için her türlü desteği vereceğiz. Tarım Kanunu'nda milli gelirin yüzde 1'i çiftçiye destek olarak verilir, deniyor. Şu anda yarısı veriliyor. Biz milli gelirin yüzde 1'i oranında destek vereceğiz. Bugün aldıkları desteği iki katına çıkartacağız.Yasal haklarının tamamını vereceğiz.
"Sivil itaatsizliğe hazır olmak gerekir"
Demokrasi ve özgürlüğü istiyorsak sivil itaatsizlik benzeri protestolara hazır olmamız gerekir. Siyasi iktidarın, o insanlarla 'neden böyle yapıyorsunuz' diye konuşması gerekir. Bir kamu görevlisini tokatlamak bir milletvekiline yakışmaz. Biz de zaman zaman polisten şikayet ediyoruz ama hiçbir zaman şiddet uygulamayı uygun göremeyiz.
"İstismarı önleriz"
Aile sigortasında istismar tabii ki olabilir. Bu istismarları önlemek için yine yoksul aileden bir kişiyi görevlendireceğiz. Belirli aralıklarla ailelerle ilgili rapor verecekler. Haksız yere ödeme yapılmışsa o ödemeyi yapan kamu görevlisinin maaşından keseceğiz. İstismar olacak diye işin yapılmaması diye bir şey kabul edilemez.
"Hedefimiz 'mavi bölge'ler"
Yaptırdığımız anket çalışmalarında sürekli yükselen bir ivme kazandığımızı görüyoruz. Zaman zaman duraklamalar oldu ama şimdi hep yükselişteyiz. Bunda aday listeleri önemli. Bursa, Balıkesir, Manisa, Antep, Mersin bizim normalde oylarımızı çok yükseltmemiz gereken yerler. Buralar önceden ANAP, DP'nin kalesiydi. DYP ile ANAP tabanının bize gelmesi gerekiyor. Bu tabana hitap edecek adaylarımız olacak listede. Yüksel Yalova Aydın için başvurdu ve ön seçime girecek. İl ilçe ve sandık bazında harita üzerinde çalışmalar yaptık. Ne yaparsak yapalım oy alamayacağımız yerleri kırmızı, biraz yüklenirsek oy alabileceğimiz yerleri maviyle işaretledik. Mavi işaretli yerler de Türkiye'nin her yerinde.
"Hitler'in aklına gelmedi"
Daha yayınlanmayan bir kitapla ilgili sadece bir toplatma kararı değil aynı zamanda bir imha kararı var. Böyle bir olayı Türkiye dışında duymadım. Ne Mussolini'nin ne Hitler'in aklına gelen bir olay Türkiye'de meydana geldi. Eğer Türkiye'de yargı basılmamış bir kitabın peşine düşüyorsa, bu siyasi otoritenin almış olduğu kararın yargı tarafından yerine getirilmesidir. Bu olay, Ergenekon soruşturmasının ne kadar yapay ve önyargılı olduğunu bize gösteriyor. Belli merkezlerde belli kararlar alınıyor, belli kişiler seçiliyor o kişilerle ilgili deliler hazırlanıyor. Daha sonra bu deliller, kişiler gözaltına alındıktan sonra yaratılan ek delillerle besleniyor. Kişiler yargıcın önüne çıkartılıyor. Eğer bir yargıç bilgisayara birkaç saniye için gelen ve kendisini imha eden bir bilgiden ötürü bir gazeteci ya da bir internet sitesini yazarı tutuklanıyor.