Pencere eş anlamlısı nedir? Pencere kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Cümle içerisinde anlamdaş sözcüklerin kullanılması o cümlenin tekrara düşmesine engel olmaktadır. Ayrıca eş anlamlı kelimelerin kullanımı o cümlenin manasını hiçbir şekilde bozmamaktadır. Yazılışları ve okunuşları birbirinden farklı olsa da anlam açısından aynıdır. Pencere eş anlamlısı olan sözcükler, pencere ile aynı anlamı taşır.

Pencere sözcüğü dilimize Farsça "pencere" sözcüğünden geçmiştir. Cümle içerisinde isim türünde kullanılmaktadır. Evin aydınlanma ya da hava deliği anlamında kullanılsa da zamanla anlamı genişlemiştir. Türk Dil Kurumunda pencere kelimesinin anlamı şu şekilde verilmiştir: "Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık."

Pencere sözcüğü "pencere açmak" birleşik fiilinde kullanılır. Mecaz anlamda kullanılan bu birleşik fiil, yeni bir bakış açısı kazandırmak anlamındadır. Ayrıca "göz pencere", "köşe penceresi", "çift pencere", "dünya penceresi", "pencere kanadı" gibi kalıplaşmış birleşik kelimeler de mevcuttur.

Reklam
Reklam

Pencere kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük

Pencere sözcüğü ile aynı manaya gelen birden fazla kelime bulunmaktadır. Bu kelimeler günlük konuşmada veya yazılı metinlerde birbirleri yerine kullanılabilir. Ancak her kelimenin kullanım yaygınlığı ya da bağlamı aynı değildir. Pencere kelimesinin eş anlamı olan kelimeler:

  • Gözenek
  • Temek
  • Cam

Pencere eş anlamlısı kelimelerden en sık kullanılanı "cam" kelimesidir. Gözenek ve temek kelimesi, cam kadar sık kullanılan kelimeler değildir. Gözenek ve temek kullanımına daha çok halk ağızlarında rastlarız.

Pencerenin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Pencerenin eş anlamlısı olan sözcükler ile ilgili bazı örnek cümleler aşağıdaki listede yer almaktadır.

Reklam
Reklam
  • Güneş açında evdeki tüm saksıları camın önüne dizmişti.
  • Evin salon bölümünün bu kadar aydınlık olmasının sebebi camların büyük olmasıydı.
  • Odamın duvarlarında bulunan küçük camlar ayrı bir hava katıyordu.
  • Yağmur başlayınca camdaki panjurları kapatmıştı.
  • Camdan içeriye giren ay ışığı odanın içini nurla kaplamıştı.
  • Kerpiç evlerin temekleri tamamen kana bulanmıştı.
  • Köydeki binaların gözeneklerine tahta vurmuşlardı.