Soru: Sevgili Sue, Perhiz yapmak sağlıklı mıdır? Ciddî ciddî bir likit perhizine, çoğunlukla şişe suyu içerek, başlamayı; böylece bedenimi temizleyip toksinlerden arındırmayı düşünüyorum. Bu yolla belki midem de küçülür ve eskisi gibi acıkmayacağım için, fazla da yememeyi umuyorum. Bu konudaki önerileriniz çok makbule geçecek. Leyla
Cevap: Sevgili Leyla, Perhiz yapmak sizin yemek alışkanlıklarınızda kalıcı bir değişiklik yaratmaz. En etkili yol, fazla yememeyi öğrenmektir; bu da yemek alışkanlıklarınızda yavaş yavaş netice verir.
James Ferguson’un “Diyet değil, Alışkanlık” isimli kitabını şiddetle tavsiye ederim. Bu kitap, sizin yemek alışkanlıklarınızı kalıcı bir kilo kaybı yaratacak şekilde tamamen değiştirmenizi sağlayacak bir alıştırma rehberi.
Perhiz çeşitli sebeplerle tavsiye edilen bir yöntem değil.
Bir kere, perhizin bedeni temizlediği iddiası bir efsaneden ibarettir. Aslında, toksinler perhiz zamanı açığa çıkar. Ömrünüz boyunca, sindirdiğiniz ve vücuttan atamadığınız toksinler karaciğerde ve yağda depolanır. Perhiz yaptığınızda vücuda enerji sağlamak için yağlar seferber olur – ve, vücudunuzun başa çıkıp dışarı atamayacağı miktarda toksin açığa çıkar. Yağların yavaş bir süreç içinde serbest kalması yerine perhiz sırasında yaratılan stresle vücudunuzun süreçle başa çıkma yeteneği azalır.
Vücut proteini, su ve gıda kaybı da perhiz yapılmaması için başlı başına bir sebep. Perhiz nedeniyle hızlı kilo kaybı, genellikle su ve kas kaybı anlamına gelir. Vücudun kan ve beyini takviye etmek için, sürekli glikoza, enerji için gerek duyduğumuz glikoza, ihtiyacı vardır. Perhizde geçen uzun saatler boyunca kandaki glikoz kullanılır tükenir, eldeki glikojen karaciğerden ve kaslardan çekilir ve onlar da kısa sürede tükenir.
Çoğu hücrelerin aksine, beyin ve sinir hücreleri yağ asitlerini enerji için kullanamazlar; düpedüz glikoza ihtiyaçları vardır. Karaciğer ve kas hücreleri de bir dereceye kadar çöker, çünkü amino asitleri hasar görür. Bu da vücudun büyük ölçüde protein kaybına uğraması demektir. Proteinde görülen büyük miktarlardaki kayıp nitrojen ifratını arttırır; bu da, böbreklerin nitrojenle başa çıkma kapasitesini zorlar ve vücuttan çok miktarda su çekilir.
Proteindeki çöküş hücrelerdeki potasyumun ürede ifraz edilmesine yol açar, bu durum da halsizlik, yorgunluk, ve yeterince ciddî boyutlara varırsa, kalpte ritim bozukluğuna sebep olur.
Yağ moleküllerinin yalnızca yüzde 5’i glikoza dönüşür; ve glikoz yapmak için yağ kullanımı vücusa serbest yağ asitleri yükler (bu yağ asitlerinin yüzde 95’i kullanılamaz). Birkaç gün sonra, vücudunuzda keton birikmesi başlar. Bu durumda, birikmiş yağ asitleri ve bazı amino asitleri ketona dönüşür, glikoz alternatifi enerji kaynağı olarak.
Perhiz sırasında, vücut karaciğerin ürettiği ketonu kullanamaz, o zaman kanda inşa edilir. Güçlü asitler vardır, asidoz denen, şeker hastalığında görülen kanın asitli hâline sebep olup bedenin birçok işlevini bozarlar. Gene, aseton ciğerlerde ifraz edilir ve bu yüzden nefesiniz meyveli gibi kokar.
Gördüğünüz gibi, bu değişikliklerden hiç biri, vücudunuzu temizlemez. Ve perhiz, sizin fazla yemenize sebep olan alışkanlıklarınızı değiştirmenin adresi değildir.
Bu nedenle, perhiz yapmak yerine, şişede suyunuzla beraber uzun, güçlü yürüyüşlere çıkın. Zihninizi temizleyin; yavaşça çalışarak, istikrarlı ve olumlu bir bakışla yeni yemek alışkanlıklarınıza ayak uydurmaya çabalayın. İyi şanslar.
Sue Gilbert