İSTANBUL (İHA) - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Kopenhag kararları ile Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerine başlama perspektifinin netleştiğini bildirdi.
12 - 13 Aralık'ta gerçekleştirilen Kopenhag zirvesi ile ilgili bir açıklama yapan TÜSİAD, çıkan kararın Türkiye'nin müzakere tarihi konusundaki beklentilerini tam anlamıyla karşılamamakla beraber üyelik süreci ile ilgili kesin ifadeler ihtiva eden ve Türkiye'yi AB'nin geleceğinin bir parçası olarak gördüğünü resmi olarak teyit eden bir karar olmasının önemine değindi.
Karar ile Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerine başlama perspektifinin daha da netleştiğini belirten TÜSİAD açıklamasında, "Türkiye, Kopenhag siyasi kriterlerinde adım atmakta gecikti. İnsan hakları ve demokratik standartlar konusundaki olumsuzlukların Türkiye'nin uluslararası saygınlığını etkilediği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Son demokratik reformların henüz yakın bir zamanda gerçekleştirilmiş olması, AB kamuoyu nezdinde Türkiye'nin görüntüsünü düzeltmek için yeterli zamanı vermemiştir. Bu durum, AB siyasetçilerinin Türkiye'ye yaklaşımlarına da yansımış ve değerlendirmelerinin olumlu yönde değişmesini engellemiştir" denildi. Üyelerine avantajlar sağlayan bir topluluğa giriş sürecinde, dışarıdaki ülke olmaktan kaynaklanan zorlukların yaşanmasının yadırganmaması gerektiği belirtilen açıklamada, "AB ülkeleri bu süreci, aday ülkeler ile ikili sorunlarını çözmek için bir fırsat olarak değerlendirmektedirler. Bu nedenle, Yunanistan ile Kıbrıs ve Ege sorunlarımız AB dosyamızın bir parçası haline gelmiştir. Türkiye, AB içi dengeleri değiştirecek büyüklükte bir ülkedir: AB içi güç dengelerinde demografik ağırlığın tek kurumsal kriter olduğu, bu nedenle nüfusu büyük ülkelerin AB'ye girmesinin sancılı bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Üyelikleri 2004'de gerçekleşecek olan on ülkenin toplam nüfusunun 75 milyon olduğu ve Türkiye'nin üye olduğu zaman, Almanya'nın, Fransa'nın ve İngiltere'nin AB içi kurumsal gücüne kavuşacağı düşünülecek olursa sürecin sancılı olmasının altında yatan nedenler daha iyi görülebilir" ifadeleri kullanıldı.
Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde önemli bir dönemece geldiği, söz konusu tarihsel dönemecin yoldan çıkmadan alınabilmesi için kararlılık ve direncin gerekli olduğu hatırlatılan açıklamada, "Bu bağlamda, Avrupa politikamız duygusallıktan uzak, soğukkanlı, akılcı ve gerçekçi olmalıdır.
Siyasi dengelerin AB üyeliği yolunda belirleyici önemine rağmen, aday ülkeler için tesis edilmiş olan Katılım Ortaklığı mekanizması ve Kopenhag siyasi kriterleri temel referanslardır. Diğer aday ülkeler bu kriterlere uyarak müzakerelere başlamışlardır" ifadelerine yer verildi.
AB ile krizden uzak, makro-ekonomik istikrarın sağlandığı, piyasanın ve yabancı sermayenin güven duyduğu bir büyüme eğiliminin kalıcı kılınması, ekonomik dengelerin tesisi açısından önemli olduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıs konusunda da barışçı ve çözüme yönelik çizginin korunmasına, hem Kıbrıs sorununun süratle çözümü, hem de AB - Türkiye ilişkileri açısından dikkat edilmesi gerektiği kaydedildi.