Fenerbahçe'nin unutulmaz yıldızlarından Pierre van Hooijdonk, beIN Sports'a bir röportaj verdi ve Türkiye'de yaşadığı şampiyonluğu anlatırken, koronavirüs salgınıyla ilgili de konuştu.
Fenerbahçe şu anda şampiyonluk yarışının içinde değil. Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan şey, yeniden gelecek sezonu inşa edebilmek. Bu, onlar için önemli. Yeni sezona odaklanmaları gerekir. Umarım ve eminim ki, Fenerbahçe ve Türkiye için iyi günler çok yakın.
Gaziantepspor'da attığı gol, en iyi frikiğim değildi ama çok önemli bir goldü. İyi frikik gol olur. Mükemmel frikik gol olur. Frikiği durdurmaya odaklanmış olmak yeterli değildir. İstediğiniz kadar odaklansanız da mükemmel frikik gol olur.
İlk günden itibaren Alex ile çok iyi bir iletişimim vardı. Birlikte muhteşem bir hikaye yazdık. Çok yaratıcı ve kaliteli, herkesin oynamak isteyeceği seviyede bir oyuncuydu. Çok yaratıcı, kaliteli, herkesin birlikte oynamak isteyeceği seviyede bir oyuncuydu. Gerçekten oynadığım en iyi oyunculardan bir tanesiydi. Birlikte oynamaktan çok keyif aldım."
Fenerbahçe'de yaşadığım şampiyonluk, benim için inanılmaz bir deneyimdi. NAC Breda ve Nottingham Forest'tayken de şampiyonluk yaşamıştım. Ama bu şampiyonluklar, Fenerbahçe de yaşadığım şampiyonlukla kıyaslanamaz. Samandıra'dan Bağdat Caddesine yola çıktığımızda çok fazla taraftar vardı. Bu gerçekten çılgınca bir durumdu. Bu kadarını beklemiyordum.
Fenerbahçe'ye geldiğimde 33 yaşındaydım. Ne bekleyeceğimi bilmiyordum açıkçası. Takımın, ben gelmeden önceki sezon, kötü bir sezon geçirdiğini biliyordum. Geldiğimde kadroda çok fazla oyuncu vardı. Bazıları, iştaha ve hırsa sahip olmayan oyunculardı. Çok genç, yetenekli çocuklar vardı ve onlar şansa hazırlardı. Ben geldiğimde, sezon öncesinde oynama şansı, tecrübeli ve yaşlı oyunculara veriliyordu.
Daum, geldikten 7-8 maç sonra bunun farkına vardı. Yavaş yavaş genç oyuncular devreye girmeye başladılar. Genç kalecilerimiz vardı, Volkan ve Recep. Tuncay takıma geldi, forvet hattında çok şey katmasına rağmen yedek bekliyordu. Nobre'nin ara transfer döneminde takıma katılması, baskıyı ortadan kaldıran unsurlardan biriydi. Birlikte oynadık ve benim gibi çok fazla gol attı.
Tüm bunlar yoluna girse de, ocak ayında Beşiktaş 11 puan önümüzdeydi. Onları geçmemiz lazımdı ve birçok kişi için bu imkansız görünüyordu. Yanılmıyorsam, Samsunspor'a karşı bir maç kaybettiler, 5 kırmızı kart gördüler, cezalar aldılar ve önemli eksikleri vardı. Böylece takımları biraz zayıfladı ve puan kaybettiler. Beşiktaş'ın puan kayıplarında iştahlandık ve sona doğru elimizden gelenin en iyisini yaparak Beşiktaş'ı geçtik.
Bana sorarsanız futbol açısından gelecek farklı olacak. Daha az para harcanacak ve bedelsiz oyunculara yönelim artacak. Oyuncular tamamen hedef haline geldi. Oyuncuları hedef göstermek kolay ancak birçok oyuncu var ki, gerçekten minimum ücret alıyorlar. Kesin olan bir şey var ki, alışık olduğumuz bonservis bedelleri ödenmeyecek. Futbol değişecek.
Bu gerçekten çok sıradışı bir durum. Hollanda'da başlarda işler yolunda gitmedi ama sonrasında işleri yoluna koyduk diyebiliriz. Tamamen karantinada değiliz. Sürekli evde oturmak zorunda değiliz. Alışverişe gidebiliriz, koşmak için sokağa çıkabiliriz yani tamamen evde oturmak zorunda değiliz. Ama devletimiz şu anda olabildiğince evde oturmamızı istiyor.