Pınar Et, alt markalarını geliştirmeye devam ediyor

Pınar Et Genel Müdürü Tunç Tuncer, yeni alt markalar geliştirmeye odaklanacaklarını dile getirdi.

Bu bağlamda en son gurme serisine yeni ürünler eklediklerini kaydeden Tuncer, “Kalitede sağladığımız süreklilik ve güvenle özdeşleşen markamızla ülkemiz için değer yaratmayı sürdüreceğiz. Bulunduğumuz kategorilerde liderliğimizi güçlendirmek için sektörümüzü geliştirmeyi ve tüketicileri en iyiyle buluşturmayı sürdürüyoruz. En son lezzet düşkünleri için geliştirerek, gurme serisine eklediğimiz Pınar Gurme Salam ve Pınar Gurme Parmak Sucuk’u tüketicilerin beğenisine sunduk” diye konuştu.

Şarküteri, dondurulmuş et ürünleri, unlu ürünler, deniz ürünleri, pişmiş tabaklı ürünler ve taze et ürünleri kategorilerinde dünya standartlarında üretim yaptıklarını anlatan Tuncer, ürün portföylerini tüketici talep ve beklentilerini karşılayan yeniliklerle geliştirmeye devam ettiklerini dile getirdi. “Bir yandan tüketicilerimize sağlıklı, lezzetli ve hijyenik ürünler sunmaya devam ederken; pazara getirdiğimiz yenilikler ve ilkler ile sektördeki öncü kimliğimizi koruyoruz” diyen Tuncer, 1985 yılında kurulan Pınar Entegre Et Tesisleri’nin Türkiye’nin ilk kurulan özel entegre et tesislerinden biri olduğunu hatırlattı. Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin ilk özel entegre et tesisine sahip olmamızın yanında bugün işlenmiş et ürünleri pazarında lider konumda bulunuyoruz. 2013 ve sonrasında da liderliğimizi, sürdürülebilir büyüme stratejimiz ile ileriye taşımaya kararlıyız. Büyüme beklentimiz, Türkiye ekonomisinin büyüme beklentileriyle paralel. 2013 yılının ilk çeyreğinde yürürlüğe girmiş olan yeni tebliğin gereklerini yerine getirdik ve sorumluluk sahibi bir kurumsal vatandaş olarak, tüketiciye her zaman olduğu gibi en iyiyi sunmayı hedefliyoruz.”

Reklam
Reklam

“Türkiye’de kişi başı et tüketim miktarı çok düşük”
Sektörün sorunlarına yönelik değerlendirmelerde de bulunan Tunç Tuncer, Türkiye’de kişi başı et tüketim miktarının düşüklüğünün sektörün en önemli sorunlarının başında geldiği yorumunu yaptı. Türkiye’de kişi başı kırmızı et ve beyaz et tüketiminin artış gösterdiği halde, hâlâ dünya ortalamasının altında olduğuna işaret eden Tuncer, “Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artan nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesinde önemli bir yere sahip olan hayvancılık sektörü, birçok alanda endüstri hammaddesi olarak kullanılması açısından da yüksek oranda katma değer üretiyor. Hayvancılık sektörü, birçok yan sektörü barındırması sebebiyle de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor” şeklinde konuştu.

Sektörün yüksek girdi maliyetleri nedeniyle küresel alanda rekabetçi olamadığına da değinen Tuncer, sektörde yaşanan hammadde fiyatlarındaki dalgalanmaların ve istikrarsızlığın da önemli bir sorun olduğunun altını çizdi. Türkiye’de son yıllarda kurulan büyük ölçekli modern hayvancılık işletmelerinin genel durumu değiştirebilecek boyut ve nitelikte olmasına karşın, entegrasyondaki sıkıntılar nedeniyle istenilen düzeye gelmekte zorluklar yaşadığından bahseden Tuncer, Türkiye’de et ırkı hayvancılığın geliştirilmesi için tüm değer zincirinin gözden geçirilerek, tedbirlerin ve teşviklerin tüm değer zinciri bütününde düzenlenmesi gerektiğini savundu. Tuncer, sözlerine şunları ekledi:

Reklam
Reklam

“Hayvancılık sektöründeki küçük işletmeler, verimsizlik, teknolojiyi kullanamama ve pazara yönelik üretim ve örgütlenememe gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Önümüzdeki dönemlerde bu sorunların aşılabilmesi amacıyla katma değeri yüksek ürünler elde edilen hayvancılık faaliyetlerinde; hayvan ıslahına, hayvan hastalık ve zararlılarıyla mücadeleye, meraların ıslahının ve kullanımının düzenlenmesine, kaliteli ve uygun maliyetli yem bitkileri üretimine ve yayım hizmetlerine ağırlık verilerek rekabet gücünün artırılmasına ihtiyaç var” görüşünü savundu.