Ay başında TÜİK eylül ayı enflasyonu açıklamıştı. Yıllık enflasyon yüzde 50'nin altında gelse de aylık enflasyon tahminlerin üstünde gerçekleşerek yüzde 2,97 olarak olmuştu. Enflasyon verileri sonrası Merkez Bankası'nın politika faizinde herhangi bir değişiklik yapıp yapmayacağı da merak konusu oldu.
Milliyet'e konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Ekonomist Tuğba Ekinci, Borsa İstanbul'da faiz sabit kalması yönünde fiyatlamaların olduğuna dikkat çekerek, "Kamu bankaları geçtiğimiz haftalarda ortak gayrimenkul alımı, piyasaya göre daha uygun faizle konut alım desteği sağlamaya çalışsa da yeterli talep gerçekleşmedi. Merkez Bankası faizleri sabit tuttuğu sürece özel bankaların da faiz konusunda esnek davranması mümkün görünmüyor. Bir süre daha yüzde 50 politika faizini ve etkilerini görmeye devam edebiliriz" şeklinde konuştu.
Eylül ayı enflasyon oranlarını hatırlayan Ekinci, şu cümleleri sarf etti:
"Eylül ayında yüzde 2,24 olan ekim ayı TÜFE artışı beklentisi, bu anket döneminde yüzde 2,39'a yükseldi. Cari yıl sonu TÜFE artışı beklentisi ise yüzde 43,14'ten yüzde 44,11'e çıktı. İleri tarihli enflasyon beklentilerinin kısmen gerilediğini görüyoruz. Enflasyonda gerileme faiz indirimlerini hızla gündeme taşır fakat enflasyonda gerilemenin kalıcılığı gerekiyor. Sadece beklentiler üzerinden ilerleyerek Merkez Bankası’ndan sürpriz faiz indirimi beklemek ekonomi literatürleri ile uyumlu olmayabilir. Perspektifimiz finansal piyasalarda beklentileri fiyatlamak olsa da Merkez Bankası faiz indirimlerine enflasyondaki gerilemenin sürekliliği ile başlayabilir. Ben bu toplantıda politika faizinde bir değişim beklemiyorum"
Ekinci, enflasyonda gerileme görüldüğü noktada yıl sonuna kadar faiz indiriminin gelebileceğini aktararak, "Hareketlenme görülebilir, önümüzdeki süreçte enflasyon verilerinde gerileme kaydedilirse yıl sonuna dek kalan toplantılarda faiz indirimi beklentileri güçlenir. Aralık ayında faiz indirimi fiyatlanabilir. Bu durum Borsa İstanbul’a olumlu yansıyacaktır. Jeopolitik risklerin devam etmesi ile birlikte dolarda küresel çaplı yükseliş hakim. Dolar/TL’de ise dalgalı fiyatlanmalar görebiliriz, faiz indirimleri yatay pozitif seyri destekleyebilir"
Firmaların nakit sıkıntısı çektiğine dikkat çeken Ekinci, "Endekste düşüş gelen bilançoların etkisi, yüksek faizlerin sermayeye erişimde oluşturduğu güçlük nedeniyle firmalarda artan nakit sıkıntısı ve üretimde yoğun olarak hammadde alımında dışa bağımlılık gibi nedenlerden kaynaklanıyor. Jeopolitik riskler navlun fiyatlarında artış oluşturuyor. Ayrıca satış politikalarını firmalar her ne kadar güçlendirmeye çalışsa bile, tedarik zincirinde sürekliliğin kırılmış olması üretimde maliyet belirsizlikleri dolayısı ile nakit akışında bozulmalara neden oluyor. Ödemelerde vadelerin uzun olması da yine firmalar için en önemli negatif etmenlerden biri olarak devam ediyor" ifadelerini kaydetti.
Borsa hakkında da açıklamalarda bulunan Ekinci, şu cümleleri kullandı:
"Borsada yükseliş için yeterli hikaye olmaması da 9.000 puanın altında seyrin devam etmesini sağlıyor. Teknik açıdan baktığımızda 100 günlük ortalamalar hala 200 günün üzerinde. Hacim olarak 60 milyar TL’nin üzerinde seyir var. Geçtiğimiz yıl düzeltme zamanlarında 40 milyar TL’ye yaklaşık hacimler görüyorduk. BIST 100 Endeksinde 8.670-8.700 aralığında güçlü destek var.
Eğer 8.670’in altında kapanışlar görürsek endekste düşüş devam edebilir. Kötü senaryomuz 8.340 seviyesi olur. Burada daha önce oluşan ve dolmamış olan bir Gap var. Yakın dönemde ise 8.450-8.500 seviyeleri destek olarak takip edilebilir. Olası yukarı fiyatlamada ise teknik açıdan 9.000 üzeri kapanışlar gerçekleşirse 9.130-9.150 güçlü direnç bandı görülüyor"
Altın fiyatlarında jeopolitik risklerin devam ettiğini aktaran Ekinci, Küreselde artan talep, eylül ayı başından bu yana yavaşlamış olsa da hala ılımlı olarak dolar kurunda seyreden yatay pozitif hareket, gram altında yeni rekorları destekliyor. Teknik olarak olası geri çekilmelerde 2.850-2.900 lira bandı destek, devam eden yükselişte ise 3.000-3.050 lira bandı direnç olarak takip edilebilir.
Doların 34 liraya gerileyebileceğini aktaran Ekinci, Merkez'in sıkı duruşunun tek başına yeterli olmayacağını aktardı ve sözlerini şu şekilde noktaladı:
"Yüksek faizler bütçe dengesinde negatif etki oluşturur. Bütçe dengesinde artan negatif görünümün iyileşmesi gerekebilir. Faizleri indirmek kurda artışa neden olacağı için faiz indiriminden önce bütçe dengesinde negatif etki oluşturan diğer faktörlerin iyileştirilmesi ile birlikte dengede kalan bütçe dengesi ile 34 TL’nin altında gevşeme kaydeden dolar kuru görmek mümkün olabilir.”