Piyasalara kurtarma paketi dopingi

Euro liderlerinin Yunanistan için 109 milyar euroluk yeni bir kurtarma paketi üzerinde uzlaşması hisse senetlerinin ortalama değerini artırdı.

Euro bölgesi liderlerinin Yunanistan'ın borç krizini çözmeye yönelik bir plan konusunda anlaşmayı varması ardından uluslararası borsalarda hisse senetleri bugün de değer kazanmaya devam etti.

İngiliz, Fransız ve Alman borsalarında hisse senetlerinin ortalama değeri ilk işlem saatlerinde yüzde bir oranında arttı. Japon Nikkei endeksi, günü yüzde 1,2'lik yükselişle kapadı.

Euro, dolar karşısında değer kazandı.

Euro bölgesi liderleri dün Brüksel'deki zirvede Yunanistan'a 109 milyar euro ek kredi sağlanmasını kararlaştırmıştı.

Reklam
Reklam

Anlaşmaya ilk kez, bankaların da dahil olduğu devlet dışı alacaklılar da katılacak.

Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, bunun sonucu olarak Yunanistan'ın tahvillerinin notunu temerrüt seviyesine indireceğini açıkladı.

Kurtarma paketi, bankaların Yunanistan'ın borçlarının yeniden yapılandırılması sonucu zarar edecekleri kaygılarını ortadan kaldırdı.

Bankacılık hisselerinde hızlı yükseliş bugün de sürdü. Fransız Credit Agricole ve İngiliz Royal Bank of Scotland'ın hisseleri yüzde 3'ten fazla değer kazandı.

Özellikle Yunanistan ve Portekiz'de yatırımcıların devlet borçlarıyla ilgili riskle ilişkilendirdikleri tahvil faizleri düştü.

Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, yeni paketin ekonomiyi büyük ölçüde rahatlatacağını söyledi.

17 ülkenin liderinin katıldığı olağanüstü zirvede alınan kararlara Uluslararası Para Fonu da destek veriyor.

Bankalar ve diğer özel sektör yatırımcılarının pakete katkılarının 37 milyar euro civarında olacağı bildirildi.

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, anlaşmayı memnuniyetle karşılarken, ''paketin Yunanistan'ın borçlarını sürdürülebilir kıldığını'' söyledi.

Reklam
Reklam

Papandreu, ''Sonunda da bu sadece bir fon programı değil, Yunan halkı üzerindeki borç yükünün de hafifletilmesi anlamına gelecek'' dedi.

Ticari borçverenlerin katkısı müzakelerin en zorlu parçasını oluşturuyordu.

Fransa ve Avrupa Merkez Bankası'nın muhalefetiyle ortaya çıkan tıkanmanın İspanya ve İtalya'yı da içerecek şekilde Avrupa çapında bir bankacılık krizine neden olmasından ve hatta Avrupa Merkez Bankası için de risk oluşturmasından endişe ediliyordu.

Almanya ise, özel sektörün de yükün bir kısmını üstlenmesini talep ediyordu.

Uzlaşmazlık noktalarından biri, ödeme vadesi ve koşullarının iyileştirmesinin kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Yunanistan'ın borçlarını ödeyemeyecek duruma düştüğü biçiminde yorumlanması ve ''kısmi iflas'' olarak görülmesinden duyulan endişeydi.