Piyasaları uçuracak iki ihtimal!

Milliyet gazetesi yazarlarından Güngör Uras, piyasalar için kritik olarak değerlendirilen iki gelişmeyi bugünkü köşesinde kaleme aldı.

Uras, önümüzdeki dönemde finans piyasalarının merakla beklediği iki haberi ve bu haberlerin olası yansımlarını şu şekilde değerlendirdi;

"Önümüzdeki dönemde piyasaların merakla beklediği iki konu var. Birincisi ABD başkanlık seçimi ne olacak? İkincisi ise Fitch Türkiye’nin notunu artıracak mı?

Ekonominin temeli üretimdir. “Finans kesimi” diye adlandırılan sistem, üreticinin, tüketicinin parasal ihtiyacını karşılar. Esas olan üretimi gerçekleştiren “reel kesim”dir. Reel kesim ne kadar büyür, ne kadar kâr eder ise finans kesimi de o kadar büyür ve kâr eder.

Reklam
Reklam

Son yıllarda işler tersine döndü. Reel kesim ile ilgisini kesen finans kesimi büyüyor. Reel kesim (üretim, tüketim) gerilerken, finans kesimi coşmuş durumda. Almış başını gidiyor.
Ülkelerin, şirketlerin borçları arttıkça, bono, tahvil satın alanların kârları gerileyeceğine artıyor. Şirketler güç duruma düşerken borsada hisse senetleri tavan yapıyor. Kredi verdikleri şirketler zarar ederken banka kârları patlıyor, çatlıyor. Ülkenin cari açığı, borçlanma gereği artarken döviz fiyatı ucuzluyor. İthalat, ihracatın önünde koşarken, döviz fiyatının artmaması için tedbirler alınıyor.

Sonuç: Bütün güçler finans sistemi için çalışıyor. Reel kesim gölgede kaldı. Finans kesiminde işler iyi ise... Mesele yoktur! Finans kesiminde işlerin iyi olmasının göstergeleri nelerdir?

* Döviz fiyatı istikrarlı mı?
* Faiz fiyatı içeridekiler için ucuz, dışarıdakiler için yüksek tutulabiliyor mu?
* Borsada hisse senedi satın almaya ve de bono satın almaya yeterli ölçüde yabancı para geliyor mu?
* Cari açığın büyümesi dizginleniyor, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri yabancıların riskini azaltacak şekilde artırılabiliyor mu?
* Enflasyonun azması önlenebiliyor mu?
Bunlar tamamsa... Boş verin reel sektörün durumuna... Üretim yavaşlıyormuş, halkın satın alma gücü azalıyormuş, genç işsizlik artıyormuş... Ne yani? Daha önce böyle değil mi idi?
(Bir hikaye: Mustafa Kemal bir köy kahvesine uğramış. Köylü etrafında toplanmış. Kahveci sipariş alıyor. Mustafa Kemal “Evladım benimki sade olsun” demiş. Mustafa Kemal’den sonra kahveci yanındakilerin ve kahvede bulunanların siparişini almış. “Benimki şekerli, benimki orta, benimki sade...” Kahveci siparişi alıyor ama kağıda kaydettiği falan yok. Mustafa Kemal’in dikkatini çekmiş. “Bu kadar siparişi nasıl aklında tutacaksın?” diye sormuş. Kahveci: Paşam seninki sade olacak ya... Gerisini boş ver...” demiş.)

Reklam
Reklam

MERKEZ DOLARI 1.80 TL’DE TUTMAYA DEVAM EDECEK
Bayram sonu finans kesimini (1) İçten (2) Dıştan etkileyen ve etkileyecek gelişmeler olacak.
1) Finans kesimini içten etkileyen ve etkileyecek güçler ve gelişmeler neler olacak?
Finans kesimini, içten etkileyecek güçlerin pozisyonlarında bayram sonunda önemli değişiklikler beklenemez.
* Merkez Bankası dolar fiyatını 1.80 TL’de tutmaya devam edecek.
* Faizi aşağıya çekme baskısı altında kalacak olan Merkez Bankası, “göstermelik” de olsa yıl başına doğru faiz oranlarında düzeltmeye gidecek. Ama bu kredi faizlerine yansımayacak. Mevduat faizleri gerileyecek.
* Banka kredilerindeki sınırlama gevşetilse bile kredilerde önemli ölçüde artış olamayacak. Çünkü kredi talebi düşük ve bankaların ödenmeyen kredi portföylerinin büyümesinden korkuluyor.
* Hazine bonolarının faizi enflasyon yükü taşıyan Türk müşteriler için neredeyse sıfır veya sıfırın altında iken yabancı yatırımcılar için cazibesini koruyacak. Çünkü döviz fiyatı sabit tutuluyor, vergi yok.
* Parasını mevduata yatıramayanların bir bölümü İMKB’ye gidecek, hisse senedi satın alacak. Fiyatlar artacak. Artan fiyatlar borsada payları yüzde 70’lere yükselen yabancı yatırımcıları mutlu edecek.
2) Finans kesimini dıştan etkileyecek gelişmeler nelerdir, neler olacak?
* Dışarıda para bol ve faiz sıfır. Ve de parası olanlar paralarını yatıracakları risksiz ülke ve risksiz yatırım aracı bulmakta zorlanıyor.
İşte bu bizim şansımız. Çünkü ülkeye oluk oluk sıcak soğuk döviz giriyor. Bizde “Ekonomi iyiye mi kötüye mi gidiyor diye merak edenler üretim rakamına bakmazlar. İki şeye bakarlar: Döviz fiyatı değişiyor mu? Döviz bol mu? Döviz girişi devan ettiği için “Cari Açık-Döviz Açığı” sorununu bile nerede ise unuttuk.
*Önümüzde, finansçıların merakla beklediği 2 haber var:
1) ABD’de başkanlık seçimi ne olacak?
2) Fitch not artıracak mı?

Reklam
Reklam

ABD’de başkanlık seçiminin sonucu neden önemli

ABD Merkez Bankası seçimlerden önce piyasaya, işe yaramayan ipotekli ev kredisi tahvilleri karşılığı 40 milyar dolar para saldı.
Bekleyiş o ki, Obama seçimi kazanır ise Merkez Bankası piyasaya bir o kadar daha para salacak. Her ne kadar büyüme ve istihdam göstergeleri “iyidir” deniliyor ise de “yeterli iyilikte” değil.

Obama tekrar seçilir ise bu defa “politik etkisinden çekinmeden” Merkez Bankası’nın piyasaya tekrar para akıtacağı tahmin ediliyor.
Bundan bize ne? Bizim finans piyasamız için bu önemli. Bunun anlamı, küresel pazarlarda sıfır faizli paranın bollaşması ve gidecek yer aramasıdır. “Komşuda pişer, bize de düşer” misali, bu paranın kırıntısı bile bize gelse, döviz bolluğu, ucuzluğu devam eder. Bonoya talep artar. İMKB’de fiyatlar yükselişini sürdürür.

Görünümün artması da bize yeter

Kredi dereceleme kuruluşu Fitch’e göre bizim kredi notumuz “Yatırım yapılabilir seviyenin bir altı olan BB+”de.
Ayrıca her kredi notunda bir de “Görünüm” kademesi var. Bunlar “Pozitif, Durağan ve Negatif” şeklinde sıralanıyor.
Fitch geçen kasım ayında bizim notumuzu BB+’da korurken Görünüm’ü Pozitif’ten Durağan’a indirdi. Şimdi bekleyiş, (1) Görünüm’ün Durağan’dan tekrar Pozitif’e yükseltilmesi veya (2) Görünüm ile ilişkili olmadan kredi notunun “Yatırım Yapılabilir Seviye olan BBB-‘e yükseltilmesi.
Ülkenin kredi notunun en az “Yatırım Yapılabilir” seviyesinde olması gerekiyor. Not bu seviyeye çıkınca, ülkeye yabancılar daha çok döviz getiriyor, ülke daha ucuza borçlanıyor ve de borçlanmada vade uzuyor.

Reklam
Reklam

* Yabancıların getirdikleri döviz ile tahvil, bono ve hisse senedi satın alıyorlar.
* Kamu ve özel sektör yurtdışı finans kuruluşlarından kredi kullandığında, daha uzun vade ve ucuz faiz imkanından yararlanıyorlar.
Piyasalar kredi notunun yükseltileceğine inanıyor. Ama gerçekçi bekleyiş şu: “Kredi notu yükseltilmez. Görünüm “Durağan”dan, ”Pozitif”e çıkartılır. Aslında bu da bize yeter.

Halkın satın alma gücünden ne haber?
Tekrarda yarar var. Esas olan üretim. Para bir araçtır. Altında üretim olmadan artan para “balon” gibidir. Mutlaka patlar.
Bayram bitti. İki basit göstergeye dikkatinizi çekmek istiyorum.

1) Bu bayram, geçen bayrama göre daha az kurban kesildi. Kurbanlık fiyatları bir önceki Kurban Bayramı fiyatlarının gerisinde idi. Açık anlatımıyla orta sınıfın satın alma gücü geçen bayrama göre düşmüş durumda. Sonuç tarımsal ve sanayi ürününe olan talep geriliyor.

2) Tarım ürünleri para etmediğinden tarımda üretimde yavaşlama var. Sanayide talep olmadığı için işyerlerinde üretim artmıyor.

Reklam
Reklam

Sadece finans kesimine bakarak “ekonomiyi değerlendirmeyiniz”. Esas olan reel kesimdir. Üretimdir. Reel kesimde olan bitenle ilgileniniz..."