Güreş, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra bu tür ilişkilerin daha da arttığını anlattı.
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi’nde 23 Mayıs 2012'de gözaltına alınan 'Şexo Tercan' kod adlı 41 yaşındaki Ahmet Güreş hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla 10 yıla kadar hapis cezası istemi ile Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Türkiye'den İran'a 18 yıl önce gittiğini anlatan Ahmet Güreş, bir takside silah, bomba yakalatınca 5 yıl hapis yattığını ve cezasını çektikten sonra Gürbulak Sınır Kapısı'nda Türk makamlarına teslim edildiğini anlattı. Mahkemede şok itiraflarda bulunan PJAK'lı terörist Ahmet Güreş"in Ağrı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde 25 Mayıs 2012 günü verdiği ifadesinde de ilginç itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı. Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinden ilkokul mezunu Ahmet Güreş, askerlik çağı geldiğinde 1980 yılında Almanya'ya gittiğini söyledi. Almanya'dan Fransa'ya kaçak olarak gittiğini bildiren Güreş, iltica ederek bu ülkede kaldığını anlattı.
**LEZBİYEN İLİŞKİLER YAYGIN**
Örgütte gönül ilişkilerinin Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra arttığını belirten Ahmet Güneş, PKK içinde gay ilişkileri duyduğunu, ancak lezbiyen ilişkilerin daha fazla olduğunu söyledi. Örgütün lider kadrosunun kadınları taciz ettiğini, bir çok kadının bu yüzden intihar ettiğini belirten Ahmet Güneş bu ilişkileri şöyle anlattı:
"Dicle Andok kod isimli Malatyalı örgüt mensubu, Xınere'de 2000'li yıllarda iki kadın militanı 'Botan' kod adlı Nizamettin Taş ile ilişkiye girmesi için zorladı. Onlar da el bombasıyla aynı anda intihar etti. Apo, 'En çok ders okuyan ve güzel kızları severim' derdi. Kadınlarla arası en iyi olan Murat Karayılan'dır. Şırnaklı 'Hatice' kod adlı kadının Murat Karayılan tarafından sürekli ilişkiye zorlandığı, tacize uğradığı ve bundan dolayı örgütten kaçtığını biliyorum."
**DÜĞÜNLERDE ÖRGÜTE PARA TOPLANIYOR**
İfadesinde terör örgütünün gelir kaynaklarını açıklayan Güreş şunları söyledi:
"1994 yılında örgüt için Avrupa'nın bir çok ülkesinde para toplanıyordu. Örgüt dönerci, manav, restoran, tekstil gibi iş alanlarında başkasının adına iş yeri açarak buraların işletmesi yurtsever olarak tabir edilen Kürt kökenli vatandaşlara veriyordu. Bu iş yerlerinden elde edilen gelir örgütün kasasına gidiyordu. Avrupa ülkeleri buna ses çıkarmıyordu. Ayrıca düğünlerde ortada büyük bir bez dolaştırılıyordu. Bu bezin içerisine herkes belirli bir miktar para atıyordu. Atmayanlara kötü gözle bakılıyordu. Ayrıca Avrupa'da faaliyet gösteren derneklerin kullandıkları elektrik, su, kira, gaz gibi sarfiyatları bulundukları ülke tarafından karşılanıyordu. Ben Fransa'nın Alsesloren bölgesinin maliyecisiydim. Düğünlerde toplanan paralar hariç diğer tüm elde edilen gelir ERNK makbuzları karşılığında toplanırdı. Bu toplanan paralar 2-3 ayda bir o zaman Şam'da bulunan Abdullah Öcalan'a bildirilirdi. Abdullah Öcalan'ın Avrupa'daki kasası Mardinli 'Hen Bije' koddu. Abdullah Öcalan'dan habersiz kimseye para verilmezdi."
**
PKK 2 GÜN ÖNCEDEN ÖĞRENİYORDU**
Terörist Ahmet Güreş, "2002 yılında Xınere kampına hava saldırısı oldu. Ancak kampları vurmadılar. Bize hava saldırısı olacağı, 2 gün önceden haberi geliyordu. Biz sığınaklara giriyorduk. Hava saldırılarıyla ilgili olarak örgütün yönetim kadrosu 1-2 gün önceden haber aldıklarını, haberleri Türk devleti içerisindeki ajan ve istihbaratlarından aldıklarını söylerlerdi. Söyledikleri gibi, haber alıp örgüt tarafından tedbir alındıktan sonra hava saldırıları gerçekleştiriliyordu" dedi.
DHA