PKK halk ayaklanması çıkarmaya çalışıyor

Akşamgazetesine bir röportaj veren Ümit Özdağ, PKK saldırıları ve yapılan operasyonlarla ilgi ilginç açıklamalarda bulundu...

Prof. Dr. Ümit Özdağ, PKK'nın son iki aydır düzenli gerçekleştirdiği saldırılarla bir halk ayaklanması çıkartıp, TSK'yı meskun mahal saldırısına zorlamayı hedeflediğini söylüyor. Özdağ'a göre, PKK böylece dünyaya 'Suriye'de yaşananlar Türkiye'de de oluyor' mesajı verecek.
[ ****](https://www.mynet.com/4-pkkli-teslim-oldu-110100651730)
[ ****](https://www.mynet.com/tuncelide-yol-kesen-pkklilar-arac-yakti-110100651727)
İşte Akşam Gazetesi'nde yayınlanan o söyleşinin ilgili bölümleri...
**PKK birbiri ardına düzenlediği saldırılarla ne yapmaya çalışıyor?**
PKK Oslo görüşmelerinde İngiltere'nin hakemliğinde birçok tavizi aldı ve bunları yazılı hale getirip, İngiliz Hükümeti'nin kasasına kaldırttı. PKK biliyor ki, ikinci bir müzakere süreci başladığında artık bunlar alınmış hak kabul edilecek. Ardından Arap Baharı'nın Suriye'ye gelmesini kendisi için olağanüstü bir fırsat olarak gördü. Bu süreçten istifade ederek, Oslo sürecinde aldıklarından daha fazlasını alabileceklerini düşündüler. Nitekim Ortadoğu'da Suriye iç çatışmasının başlaması yeni bir ittifaklar lobisi oluşturdu. Bir tarafta Suriye, Irak, İran; öbür tarafta da Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, geri planda İsrail ve Barzani ittifakı oluştu. Şimdi Suriye, Irak ve Lübnan'ı kapsayacak bölgesel bir iç savaşa doğru ilerliyoruz. 1980'de başlayan Irak-İran Savaşı, 90-91 Körfez Savaşı, nihayet 2003'ten sonra ABD'nin Irak savaşı... Bu üç savaş Ortadoğu'da PKK'nın var olması ve gelişmesini sağlayan savaşlardır. PKK, Ortadoğu savaşlarının hepsinden güçlenerek çıkmıştır.
**HAKKARİ'YE TAMPON BÖLGE -**
**Şimdi ne yapmaya çalışıyor peki örgüt?**
PKK her iki blokta da dostları olan bir örgüt olarak gittikçe yaşam veya manevra alanını geliştirmeye çalışıyor. Suriye'de etkinlik kazanırken Türkiye'de de 1991-92'de ilan etmiş olduğu Botan- Bahdinan Savaş Hükümeti planının bir benzerini, yani Şırnak'ta 1992'nin 18-19 Ağustos'unda başlattığı ayaklanmaya benzer bir ayaklanmanın ön koşullarını şimdi bölgede oluşturmaya çalışıyor. PKK'nın bugün Şemdinli ve Beytüşşebap'ta yapmış olduğu saldırıların amacı devletin ve hükümetin moralini kırmak, devlet yanlısı halkı psikolojik baskı altına almak ve umutsuzluğa sürüklemektir. Kendi yandaşlarına moral aşıladıktan sonra bölgedeki kasabalardan veya ilçelerden bir tanesine, kent içine sızdırmış olduğu milisleri cephanelik ve silahlarla ayaklanmaya sevk etmek ve o sırada kente dışarıdan saldırarak ele geçirmektir. Bu görüntüler bütün dünyaya 'Suriye'de olanların aynısı Türkiye'de de oluyor' şeklinde verilecektir. Şimdi bugün Türkiye'nin BM'den Suriye'de tampon bölge istediğini biliyoruz. Buna karşı çıkanların başında gelen Rusya eğer Türkiye'de bu çatışmalar çıkarsa 'Tamam, Suriye'deki tampon bölgeyi kabul ediyoruz. Hakkari'nin de tampon bölge ilan edilmesi kaydıyla' diye bir şartla ortaya çıkarsa hiç şaşırmamak gerek.
**- Rusya'dan neden böyle bir adım bekliyorsunuz?**
Böyle bir adım beklediğim için söylemiyorum, PKK'nın durumu tırmandırmak istediği yerin ne kadar dramatik olduğunu göstermek açısından söylüyorum. Çünkü mevcut şartlarda Rusya'nın böyle bir talepte bulunması Türkiye ile diğer alanlardaki ilişkilerinden dolayı makul olmaz. Ama PKK 'Bakın, Suriye'deki iç çatışmanın bir benzeri Türkiye'de yaşanıyor' şeklinde büyük bir propagandaya ve siyasal baskı aracına sahip olacaktır. Yapmak istediği TSK'yı meskun mahal çatışmasına zorlamaktır. Ki bunu 1992'de Şırnak'ta gerçekleşmiştir ve bir ordunun en fazla kaçındığı şey de meskun mahal çatışmasıdır. Bu nedenle de bu süreci çok tehdit edici görüyorum. Bakın perşembe günü Şemdinli'ye 7 tabur sevk edildi. Genelkurmay Başkanı da gitti....
**Evet, Şemdinli'ye 7 taburla başlatılan operasyon oldukça dikkat çekici. En son ne zaman bir Genelkurmay Başkanı bir operasyon yönetmişti, hatırlıyor musunuz?**
Doğrusu ben ciddi bir şekilde hatırlamıyorum ama ilk çatışmanın 21 Temmuz'da çıktığını düşünürsek, o tarihten bu yana iki aya yakın bir süre oldu. Bölgede TSK'nın operasyon üzerine operasyon yaptığını da göz önünde tutarsak, PKK'lıların hala TSK ile çatışacak güçte olması durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.
**TSK'NIN MÜCADELESİ ENGELLENDİ -**
**- Bu iş nasıl bu kadar ilerledi? Yani PKK o silahları oralara yerleştirirken nasıl oldu da kimse fark etmedi?**
Oslo sürecinden itibaren TSK'nın PKK'ya karşı etkili mücadele etmesinin engellendiğini görüyoruz. Oslo'da yapılan görüşmelerde bu ifade ediliyor. TSK, kışlalarına ve karakollarına tıkıldığı bir dönem geçirdi. 1990'lı yılların terörle mücadeledeki kahraman isimleri de bugün hapishanelerde ve yargılanıyorlar. Yine ortaya atılan bir iddia, Oslo görüşmelerinde 1990'larda Güneydoğu Anadolu'da PKK'yla çatışan polis ve subayların Abdullah Öcalan'ın önerdiği bir komisyonda yargılanmalarının söz konusu olduğuydu. Bütün bunlar yaşanırken hiç kimsenin kahraman olmak istemediğini düşünüyorum.
**BDP kapatılmamalı**
**- BDP'li vekillerin PKK ile kucaklaşma görüntüleri çok tepki çekti. Geldiğimiz noktada BDP'nin kapatılma sürecini bile tartışıyoruz. Siz BDP'nin kapatılması ihtimaline nasıl bakıyorsunuz?**
Geçmişte DTP'nin kapatılmaması gerektiğini savunduğum gibi bugün de BDP'nin kapatılmaması gerektiğini savunuyorum. Evet, BDP'lilerin PKK'lılarla kucaklaşması hepimizin kanını dondurmuş ve kızdırmıştır. Ama gerçekçi olalım, hiç kimse bekledi mi PKK'lılarla BDPlilerin kavga etmesini? Bunlar aynı siyasal örgütün dağ ve kent kadrolarıdır. Sanki bu kucaklaşmayı gördüğümüz zaman mı anladık bunu da tepki gösteriyoruz? Biraz da kendi kendimize dürüst olalım: Bunlar kucaklaşmayacaklar da ne yapacaklar? Tabii ki kucaklaşacaklar. Çünkü bunlar aynı örgütler. Ve örgütün etkin olan tarafı da BDP değil; PKK tarafı. BDP bir anlamda PKK'nın alt örgütüdür. Burada hukuku dar yorumuyla uygularsanız, BDP diye bir partinin değil seçimlere girmesi, olmaması gerekirdi. Ama bir de Türkiye'nin terörle mücadelesi açısından olumlu sonuç çıkarmak şeklinde yorumlarsanız, BDP'nin ya da daha önce DTP'nin ve diğer partilerin kapatılmasının ciddi, olumlu, elle tutulur bir sonuç üretmediğini düşünüyorum. Bugün PKK'lılar Kuzey Iraktaki kamplardan gelip, 20-25 km öteden içeriye giriyor, insanlarınızı öldürüyor, askerlerinize tuzak kurup şehit ediyor ve geri dönüyorlar. Fakat biz Kuzey Irak'taki sıkıntıyı, oradaki terör kamplarını konuşmuyor, BDP'yi kapatmaktan bahsediyoruz. Bence bu işin kolay ve popülist yönüne sapmaktır

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: