Londra’nın güney-batısına uzanan Plymouth’a, başkentten arabayla yaklaşık 4 saat sonunda ulaşabilirsiniz.
Plymouth şehri, Plym ve Tamar Nehirleri arasında kurulmuş olup, (dünyanın olmasa da) Avrupa’nın en geniş limanlardan birine sahip. Tarih boyunca Plymouth, önemli bir ticaret merkezi olarak görev yapmış. Öncelikle 16. yy’da yün ihracatı yapmak için kullanılırken daha sonra Afrika’ya yapılacak seferlerde İngiliz Deniz Kuvvetleri'ne üs olarak hizmet vermiş.
Günümüzde denizcilik işletim üssü ‘Her Majesty's Naval Base’ (HMNB), Devonport olarak Batı Avrupa'nın en büyük deniz üssüne ev sahipliği yapıyor. Barbican’ın üst kesimlerinde Plymouth’un en eski yerleşim yerlerinin olduğu kısmı (bir kısmı II. Dünya Savaşı’nda bombalanmasına rağmen hala ayakta) gördüğünüzde, neden her yıl milyonlarca turistin ilgisini çektiğini anlayacaksınız.
Bu resmedilmeye değer açık alanda dolaştıkça, dar sokaklardan yavaşça yokuşu tırmanırsanız göz alıcı limanı, yarı ahşap evlerin sıralandığı sanat galerilerini, ayrıca restoran ve mağazalarla dolu bir alan göreceksiniz. İlginç yerleri görmek isterseniz, Ulusal Deniz Akvaryumu, Royal Citadel (kraliyet) Hisarı, Mayflower Steps (1620 yılında Amerika’ya yola çıkan Pilgrim Fathers anısına yapılmış anıt), ya da muhteşem Plymouth Koy manzarasını görmenizi tavsiye ederiz. Bu gezintiler gününüzü geçirmenize yetecek.