Pokemon: Let’s Go, Eevee & Pikachu İnceleme

Nintendo Switch‘in hiç kuşkusuz en çok beklenen ve muhtemelen oynanan oyunu “Pokemon: Let’s Go, Eevee & Pikachu“, serinin sevenlerinin yanında ilk kez Pokemon macerasına atılmak isteyenler için birebir. Pek tabii ki eğlencenin yanında belli eksilerin de oyuna dahil olduğu yapım, herkesin kalbine dokunmayı başaracak türden.

Mobil platformlarda Pokemon GO‘yu gördüğümüzden beri tek isteğimiz daha fazla Pokemon yakalamak ve güçlenmekti. Pokemon: Let’s Go ile bu istek iki katına çıkmış durumda. Mobilin yarattığı etkiyle birlikte bir yandan orijinal seri olaya dahil edilirken, bir yandan da RPG elementleri işleri daha da güzelleştirdi. Aslında bu taktik işe de yaradı. Özellikle Pokemon Red, Blue ve Yellow ile birlikte cesur dinamikler hayatımıza girdi. Oynanış formülünde gazımızı iyice aldık.

Pallet Kasabası, tüm Pokemon severlerin tanıdığı mekanlardan. Hikayemiz de burada başlıyor. Kasabanın yeni çocuğu olarak komşu rakibimizle birlikte kendimizi kısa sürede Profesör Oak’ın yanında buluyoruz ve ardından ilk Pokemon’umuzu seçiyoruz. Oynadığımız oyunun versiyonuna göre ilk Pokemon’umuz Pikachu veya Eevee oluyor. Ardından maceramıza başlıyoruz.

Reklam
Reklam

Pokemon’umuzla aramızdaki bağ kurulduğu anda kendisine aşık olmamak imkansız. Bu noktada ara sinematikler oldukça kaliteli işlenmiş. Pokemon’umuzu seçtikten sonra kendimizi RPG türünün güzelliklerine bırakıyoruz.

Bölge bölge seyahat ederek gym liderlerinin peşine düşüyoruz ve rozetleri topluyoruz. Tabii rozet toplama işi o kadar kolay değil. Sonuçta pokemon, elementlerin gücüyle hareket ediyor. Her pokemon’un diğer elementteki pokemon’a karşı zayıflığı veya daha güçlü olduğu noktalar var.

En büyük ve tartışma yaratan değişiklik rastgele karşılaşmaların tamamen kaldırılmış olması. Gezdiğimiz haritada pokemon’ları görebiliyoruz ancak onlarla savaşamıyoruz, direkt yakalama işlemine geçiyoruz. Mağaralarda veya uzun otların arasında gezinirken, pokemon’lar üzerimize sıçramıyorlar. Hatta bazıları kaçabiliyor bile. Pokemon GO’nun en büyük ilham kaynağı da burada ortaya çıkıyor. Yakalama eylemi tıpkı mobil sürümdeki gibi ritmik olarak gerçekleşiyor.

Başarılı olursak, pokemon’u maksimum 6 taneden oluşan partimize alabiliyoruz veya Pokemon Box’ımıza koyuyoruz. Kullanılmayan pokemon’ları Profesör Oak’a yollayıp, karşılığında bol bol şeker alabiliyoruz ki bu şekerler, minik dostlarımızı güçlendiriyor. Pokemon yakalarken meyveleri kullanabiliyoruz, böylece koleksiyonu arttırmak mümkün. Bazı pokemon’ları hemen Profesöre yollamamanızı öneririm. Kasabada gezerken belli sayıda pokemon’a sahipseniz, NPC’ler kendi pokemon’larını gücünüzü fark edip verebiliyorlar.

Reklam
Reklam

Her pokemon yakaladığımızda veya biriyle pokemon savaşı yaptığımızda deneyim puanı kazanıyoruz. Savaşlardan ve pokemon yakalamalardan kaçmamaya çalışın. Çünkü gym’de denk geleceğiniz Misty ve Brock gibi elemanların seviyeleri oldukça yüksek. Element olarak avantajda olsanız bile seviyeniz yeterli değilse, tek vuruşta pokemon’unuzu devirebiliyor ve her kaybettiğiniz savaş, oyun içi para kaybına da neden oluyor. İşin güzel yanı yaralanan pokemon’ları iyileştirmek ücretsiz.

Pokemon: Let’s Go, Eevee & Pikachu İnceleme