Polis Akademisi’nde sınavlar tamamlandıktan sonra yapılan “değerlendirme yöntemi değişikliği” ile not ortalaması 100 üzerinden 20 olan öğrencilerin dahi sınıf geçirildiği iddia edildi.
Aralarında dün mezun olan çok sayıda polis adayının da olduğu öğrencinin sınıf geçmesi için öğretim üyelerinin notları bilgisayara girdikten sonra değişiklik yapılması, akademide büyük tepki yarattı.
Vatan gazetesinin haberine göre, aralarında dün mezun olan öğrencilerin de olduğu yaklaşık 150-200 öğrenci, girdikleri sınavlarda başarısız olmalarına ve hocalarının sınav notunu bilgisayar sistemine ilk girdiklerinde ekranda “başarısız” kaydı olmasına rağmen, notlar bilgisayara girildikten sonra yapılan “bağıl değerlendirme yönergesi değişikliği” ile başarılı sayıldı. Sınıfta kalması gerekirken, başarılı sayılarak sınıf geçen öğrenciler arasında, 100 üzerinden notu 18-20 olan öğrenciler bile yer aldı.
Bu durum ortaya çıkınca, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Mesut Bedri Eryılmaz, Akademi Başkanlığı’na bir e-posta mesajı yazarak, tepkisini dile getirdi. Prof. Eryılmaz şöyle dedi:
“İkinci dönem öğrencilerimin tamamının idari bir işlemle sınıfını geçtiğini öğrendim. Sizleri tebrik ederim. Asker ve emniyet müdürü başkanlarımızın başkanlığı döneminde başarılamayan bir işi başardınız ve bizleri öğrencinin gözünde değersizleştirdiniz. Yeni neslin sizin eseriniz olacağınızı konusunda hiç şüpheniz olmasın. Her şeyi vatan için yaptığınızdan kuşkumuz yok. Yeni icraatlarınızı bekliyoruz.”
Akademinin Güvenlik Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Mehmet Arıcan ise Akademi Başkanlığı’ndan, sınavlar tamamlandıktan sonra yapılan değerlendirme sistemi değişikliğine ilişkin bilgi veren e-postaya çok ağır bir karşılık verdi. Doç. Arıcan, Akademi Başkanlığı’nın yanı sıra çok sayıda öğretim üyesine de gönderdiği 15 Haziran tarihli e-posta mesajında şunları yazdı:
“Bağıl Değerlendirme Yönergesi ile ilgili yazınızı bugün aldım. El İnsaf. 31 Mayıs’ta yürürlüğe giren yönerge bugün mü tebliğ edilir? Bu nasıl bir dalga geçme, hayret ediyorum. Bu vesileyle, bu yönergeyi çıkartanları, vesile olanları, kıyısından köşesinden bu fikre destek verenleri, alet olanları ... şiddetle kınıyor, bu Akademi’ye yaptıkları kötülükten dolayı teessüflerimi bildiriyorum.
Bu konudaki fikirlerimi TCK md 125/3.a nedeniyle (kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret) ve Özcan Hocam müsade etmediği için grupta paylaşamıyorum. Kimse bu konuyu sineye çektiğimi zannetmesin. Görüşlerimi, bu işin ana sorumlusu olarak gördüğüm Sayın Başkan Vekiline ve Sayın Dekana kişisel mesaj olarak ilettim.”
25 yıllık Akademi meslek hayatında böyle “rezalet” görmediğini ifade eden Doç. Mehmet Arıcan, “Kural, maç devam ederken değil, maç bittikten sonra değiştirildi. 18 ortalama ile öğrenci geçti. 19 ve 20 ortalama ile geçen de dolu. İnanmayan baksın” diyerek, 3 öğrencinin sınav notlarını içeren bir tabloyu e-postasına ekledi. Doç. Arıcan, “Tabloya göre B.İ. adli öğrenci vizede 21, bütünlemede 16 aldı ve kalmıştı. Ama sizin geceyarısı müdahalenizle bu öğrenci geçti” dedi.
Olur da bu kadar olmaz. Yapılır da bu kadar yapılmaz. Öğrenciyi dersten geçirip şirin görünmenin başka yolları da vardı. Dediniz de ben geçirmedim mi? Hocaların sizin gözünüzde hiç mi değeri yok? Hocanın meslek onuru saygınlığı yok mu? 3 öğrenciye kıyak çekeceğim diye bu okulun eğitim sistemine dinamit koyma hakkını size kim veriyor? Hadi hepsini bir tarafa bıraktım; aramızdaki 30 yıllık 20 yıllık hukukumuzun da mı bir hatırı yok? Söyleyecek çok söz var ama daha fazla kişileri rencide etmeye gerek yok sanırım. Yaptığınız yanlıştı. Herkes yanlış yapabilir. Benim de yanlış ve hatalarım var kabul ediyorum. (Temel hatalarımdan bir tanesi bu geçme kalma olayını fazla abartmak, bir de yönetime güvenmek oldu) Ama yanlışları ve hataları düzeltmenin yolu bu değildi.
Yazık oldu... Sadece benim emeklerime değil, okulda belli bir displin sağlamaya çalışan genç komiserlere de yazık oldu. En kötüsü de ikiyüzlü davranıldı. Hem ben, hem de okulda görev yapan diğer insanlar kandırıldı. Yüzüme gülüyordunuz, meğer arkamdan iş çeviriyormuşunuz. En çok da bu koydu.
Evet, haftaya mezuniyet töreninde öğrenciler sizi kuvvetlice alkışlayabilir; bu alkışların sahte ve geçiçi alkışlar olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın. Artık olan oldu. Yeni eğitim ve öğretim döneminde sizin istediğiniz hoca profiline sadık kalmaya çalışacağım, efendim. Bundan bir kuşkunuz olmasın. Ben de baba hoca olmayı çok iyi bilirim. Görürsünüz...”