Tanıklardan biri "Çayan Birben polis memuruna ‘Biber gazı sıkma benim astımım var’ dedi. Buna rağmen polis memuru, ‘Biber gazından kim ölmüş ki sen ölesin’ dedi. Biber gazını sıktı" diye ifade verdi. Anne Gücel Birben, "Bu kadar çoluk çocuk öldü biber gazından, hiç dur diyen yok mu? Benim yavrumu ciğerimden soğutmuş almışlar. Bu biber gazı öldürmüyorsa oğlum niye öldü?" diye sordu.
Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Çayan Birden davasının bugünkü duruşmasına, Birben’in ailesi, Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Alper Taş ile yakınları katıldı. ’Ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama’ suçlamasıyla tutuksuz yargılanan sanık polislerden İ.B., T.C., E.K. ve S.A.Y. duruşmada hazır bulundu.
"ASTIMIM VAR, SIKMAYIN"
Duruşmada tanık olarak dinlenen Kadir Bayraktar ifadesinde, "Bir polis memuruyla Çayan Birben’in konuşmalarına şahit oldum. Çayan Birben polis memuruna ‘Biber gazı sıkma benim astımım var’ dedi. Buna rağmen polis memuru, ‘Biber gazından kim ölmüş ki sen ölesin’ dedi. Biber gazını sıktı. Bu sırada Çayan Birben ve ben yere düştüm. Orada bir taksici arkadaş var. Beni alıp eve götürdü. Sonrasını hatırlamıyorum. Çayan Birben’e ne olduğunu bilmiyorum" dedi.
Diğer tanık Çayan Birben’in kuzeni Emre Dinç ise polislerin kavgayı ayırmadan biber gazı sıkıldığını iddia etti. Dinç, şunları söyledi: "Olay günü Çayan Birben ile beraberdik. Olay yerine arabayla gittik. Polisler vardı ama kavga ortamı yoktu. Çayan Birben de polisin yanındaydı. Karşı taraftan, Edip Yıldırım olsa gerek bana yumruk salladı. O sırada polisler ayırmaya çalışmadan biber gazı sıkmaya başladılar. Kavgayı ayırabilecek kadar fazla olmalarına rağmen isteseler biber gazı sıkmayabilirlerdi. O arada kuzenim Çayan Birben’in ’Sıkmayın, rahatsızlığım var’ dediğini duydum. Problemi olduğunu da biliyordum. Ben gözlerim kapandığı için su aramaya gittim. Orada daha sonra yaşananları bilmiyorum."
KAMERA KAYITLARI
Çayan Birben’in olaylar sonrası gittiği internet kafenin sahibi Serkan Özkan ise, bir müşterinin kendisine gelerek tuvalette birinin yerde yattığını söylediğini anlattı. İş yeri güvenlik kamerası görüntülerinin polis tarafından alındığını belirten Özkan, "Olaydan iki veya üç gün sonra polisler tarafından kamera kayıtlarının olduğu hard disk alındı. Tutanakta tarihi vardı. Bana da vermişlerdi ancak şu anda nerede olduğunu bilmiyorum. Hard disk poliste yaklaşık bir ay kadar kaldı. Ben teslim aldıktan sonra cihazı dükkanıma taktım. Daha sonra da dükkanı bir başkasına sattım" dedi.
OLAY NASIL OLMUŞTU
Yalova’da 27 Mayıs 2012 tarihinde Abdullah Baştürk Parkı’nda iki grup arasında çıkan kavgaya polis biber gazıyla müdahale etti. Olay sonrasında biber gazına maruz kalan 31 yaşındaki Çayan Birben, çevredeki bir internet kafenin lavabosunda yüzünü yıkarken baygınlık geçirerek Yalova Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. 3 gün yoğun bakımda kalan Birben, 30 Mayıs 2012 tarihinde hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra Çayan Birben’in Yalova’da yaşayan ailesi Rize’ye yerleşti.
YENİDEN İNCELEME İSTENDİ
Birben ailesinin Avukatı Halis Yıldırım, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nun sanıklara ceza verilmesine mahal olmadığına dair karar verdiğini bildirerek, "Adli Tıp raporu bu kararda yanlış değerlendirilmiştir. Bunun mahkemeyi etkilemeye yönelik olduğunu düşünüyoruz" dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden kullanılan gazın ismi, kullanılmış veya kullanılmamış tüpünün istenilmesini isteyen avukat Yıldırım, "Bu konuda uzman bir kuruluştan gazın insan sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili rapor aldırılmasını, polisler tarafından gazın kullanılmasıyla ilgili bir sertifika verilmiş mi, bunların Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sorulmasını talep ediyoruz. Kayıt cihazındaki hard diskin şuanda kimdeyse alınarak yeniden incelenmesini talep ediyoruz" dedi.
"BİBER GAZINI PROSEDÜRLERE UYGUN KULLANDIK"
Sanık polislerin avukatı Ali Çelik ise polislerin prosedürlere uygun şekilde biber gazını kullandığını savundu. Çelik, ayrıca tanık beyanlarının çelişkili olduğunu da ileri sürdü. Çelik, kavgaya karışan Soner Dinç, Emre Dinç ve Gökhan Aydın hakkında Çayan Birben’in öldüğünü gördükleri halde müdahale etmedikleri gerekçesiyle ihmalden ölüme neden olma suçundan duruşmada bulunan cumhuriyet savcısı tarafından gerekli girişimin yapılmasını talep etti.
Sanık polislerden İ.B. de tanık beyanlarının çelişkili olduğunu dile getirdi ve bununla ilgili yazılı beyanda bulunacaklarını söyledi. Mahkeme heyeti, Avukat Halis Yıldırım’ın taleplerini reddederken duruşmayı erteledi.
"BÜTÜN HUKUK YOLLARINI KULLANMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Duruşma sonrasında açıklama yapan Birben ailesinin avukatlarından Sabri Kuşkonmaz, "Bütün taleplerimizi mahkeme reddetti. Bunun aslında yorumlanacak fazla bir yanı yok. İktidarların, devletin insan öldürmesi gibi kadim bir gelenekle yine insan öldüren iktidarın yargıyı adam gibi yapmaması gibi ikinci bir olumsuz kadim geleneği net bir şekilde burada bir kere daha gördük" dedi.
Hukuk mücadelesinin bitmediğini kaydeden Kuşkonmaz, "Bu konuda hukuki mücadele bu arada bitmiş değil. Zaten yargılama devam ediyor. Bu devam eden yargılamada bütün hukuk yollarını kullanmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
"BİBER GAZINDAN ÖLEN İNSAN SAYISI 8"
Davayı takip eden ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ise biber gazının öldürücü olduğunu söyledi. Biber gazının yasaklanmasını isteyen Taş, "Davayı izliyoruz, tablo son derece net. Net olan şu; Genç kardeşimiz Çayan Birben bir olaya müdahil oluyor, ayırmaya çalışıyor. Biber gazı kendisine sıkılıyor. Israrla ‘Hastayım, astım hastasıyım’ denmesine rağmen biber gazı sıkılmaya devam ediliyor. ‘Biber gazından kim ölmüş ki sen ölesin’ deniliyor ve Çayan Birben ölüyor" dedi.
ANNENİN FERYADI
Çayan Birben’in annesi Gücel Birben ise "Tek ortada olan gerçek, görünen gerçek Çayan Birben’di. Gerisi hep yalandı. Ben hiçbir şeye inanmıyorum. Yargının yaptıklarına, hiçbir şeye. Tek gerçek Çayan. Çayan’ı benden soğutmuşlar, almışlar, biber gazını hala savunuyorlar. Halen polisi savunuyorlar" dedi.
Bu kadar insanın biber gazından öldüğünü kaydeden Gücel Birben, "Buna dur diyen yok mu? Benim yavrumu ciğerimden soğutmuş almışlar. Bu biber gazı öldürmüyorsa o niye öldü? Ben onu niye gömdüm? Bunların hesabını kim verecek? Benim oğlumu kim geri getirecek?" diye feryat etti. (DHA)