Mardin Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdür Vekili Emniyet Amiri Veysel Kunt, zanlıların parmak izinden tespiti gibi kulak izinden de tespitinin mümkün olduğunu bildirdi.
Kunt, Polis Dergisi'nin Mart ayı sayısında kulak izinden zanlıya ulaşma analizini içeren bir makale kaleme aldı. Kunt makalesinde, suç ve suçlularla mücadelede olay yeri inceleme ve kimlik tespit hizmetlerinin yerinin önem arz ettiğini belirterek, "Olay yerinde elde edilecek her bir bulgu değerlendirildikten sonra bizi faile götürecek bir ulaşım vasıtası haline gelmektedir. Bugüne kadar olay yerinden elde edilen ve olayla fail arasındaki bağlantıyı sağlayan bulgular gelişen bilim ve teknoloji sayesinde bu yolu iyice kısaltmış durumdadır. Ancak dikkati çeken husus olay yeri inceleme uzmanlarının olay yerlerinde en çok tespit ettikleri bulgunun parmak izi olduğu görülmekte ve çözülen olayların çoğunluğunu olay yerinden elde edilen parmak izlerinin kimliklendirmesi sonucu fail ya da faillerin belirlenmesi oluşturmaktadır" dedi.
Kunt, her ne kadar güçlü bir vizyona sahip olsa da her olay yeri incelemesinde yaklaşım tarzı sadece parmak izi tespit etmek değil polisi faile götürebilecek artı her türlü bulgunun incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Bu bulguların birisi ve yine kimlik tespitinde önemli bir unsun olan kulak izidir. Özellikle son dönemlerde kulak izi ile ilgili inceleme ve araştırmalar yoğunlaşmış ve kulak izlerinin de parmak izleri gibi kişiye has ve eşsiz olduğu konusunda düşünceler ortaya konmaya başlamıştır. İnsan kulağında, her bir bireyinki tek ve eşsiz yapacak kadar karmaşık bir yapı vardır. Herkesin kulağının özellileri farklıdır ve bu ölçüler belirlenebilmektedir. Kulak izinin incelenmeye başlanması 18. yy da Lavator adlı bir araştırmacının raporlarında yer alan şahıslara ait kulak çizimleri ile rastlamaktayız. Yaklaşık 100 yıl sonra 1894 yılında Bertillo'un kimlik tespitinde kulak izini kullandığı, antropometrik ölçümler katagorisi adı altında özellikle sağ kulak üzerinde ölçümlerle birlikte, kulağın karakteristik özelliğini oluşturan şekillerin analizi yaptığı görülmektedir. Daha sonra yapılan çalışmalarla kulak izinden kimliklendirme mümkün olmuştur. İlk kulak izinden hırsızlık olayı ile ilgili bir suçlunun kimlik tespiti 1965 yılında Hirchi tarafından İsviçre'de yapılmıştır. 1989 yılında ABD'li bilim adamı Alfred Lannarelli 10 bin adet kulak izinin karşılaştırmasında kulakların hiçbirinin birbirine benzemediğini ortaya koymuştur."
Kunt, kuluk izinin de parmak izi gibi her insanda farklı olduğunun ortaya çıkmasının ardından dünyada ve Türkiye'de de özellikle evden hırsızlık olaylarında kulak izinden kimliklendirme yapılmaya başlandığını vurgulayarak, "Özellikle hırsızların dış kapı da dinleme yaparken kulak izi bıraktıkları tespit edilmiştir. Her insanın kulak yapısı ve özellikleri farklılık arz etmektedir. Bu nedenle kulak, insanın biyometrik özelliklerinden biri gibi kullanılır. İnsan yaşlandıkça kulağı da büyümekte fakat kulağın bölgeleri arasındaki oran asla değişmemektedir. Kulak çok çeşitli özelliklere sahip olduğu için adli olaylarda kimlik tespiti için önemli parametrelerden biri olarak değerlendirilmektedir. Kulak izi muayenesinde polisler, kulak izleri genellikle bir suç işleme düşüncesi ile kapalı bir yeri dinlemek amacıyla kapı veya pencere gibi yerlere kulaklarını dayamak suretiyle dinlemeleri sonucu iz kalır. Bu tür izlerde kişilere özgü özellikler taşıdığından olay yerlerinde özellikle kapı pencere gibi yerlerde aranmalıdır. Kulağın biçimini tam olarak veren bir resmin elde edilmesi ile yeterli bir veri oluşturduğu görülmektedir. Olay yerinde kapı üzerinde tepit edilen bir kulak izi aynı zamanda olay ille ilgili olarak şahsın boyu hakkında da yaklaşık bilgi verdiğinden kaydedilmesi ve ihmal edilmemesi gereken bir bilgi olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.
Kunt, Türkiye'de ilk önce Bursa, daha sonra İzmir'de iki hırsızlık olayının kulak izinden çözülerek zanlıya ulaşıldığını kaydetti.
Suçların aydınlatılması ve suç faillerinin yakalanmasında en küçük ihtimallerin değerlendirilmesi gerektiği göz önüne alındığında olay yerinden elde edilebilecek bir kulak izinin yadsınmayacak kadar kıymetli olduğu bildiren Kunt, "Bilinmektedir. Bu nedenle bu hizmeti yerine getiren uzmanlar tarafından parmak izi kadar pek çok olayda rastlanabilecek kulak izleri parmak izini tespit ve transfer yönteminin aynısını uygulamak suretiyle alınabilmektedir. Kulak izinin mukayesesi konusunda esas olan olay yerinden elde edilen izleri kalitesi yani mukayesesi el verişli olup olmadığıdır. Bu kalite unsuru yalnızca kulak izi konusunda değil aynı zamanda parmak izi ve diğer tüm izler konusunda geçerlidir. Olay yerinde tespit edilen parmak izinden rastlanabilen ellinden fazla özellikle kulak izi için geçerli değildir. Kulak izi daha esnek ve daha fazla deformasyona müsait yapıda olduğundan kalitesi daha düşük seyredebilecek ve kimlik tespiti yüzdesi daha düşük olabilecektir. Ancak bu duruma her olayda bu şekilde olacak anlamına gelmemektedir. Olay yerinden elde edilebilecek en küçük bir ipucu olayın çözülmesine katkı sağlayacak ve faile ulaştıracak bir araç olarak görülmektedir" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz