Poyraz’ın tutukluluk süresi 4 yılı doldurdu

Ergenekon davasından tutuklu bulunan Gazeteci-Yazar Ergün Poyraz’ın avukatı Hüseyin Buzoğlu, müvekkilinin tutukluluk süresinin bugün itibariyle 4. yılını doldurduğunu açıkladı.

Ergenekon davasından tutuklu Yazar Ergün Poyraz’ın avukatı Buzoğlu, yaptığı açıklamada, Poyraz’ın 27 Temmuz 2007 tarihinde Ankara’da gözaltına alındığını ve halen tutuklu olarak yargılandığını ifade etti.

Yazar Ergün Poyraz’ın tutukluluk süresinin bugün itibariyle 4 yılını doldurduğunu belirten Buzoğlu, “Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biri olan Poyraz’ın özgürlüğünden yoksun bırakıldığı bu ağır süreçteki tek desteği, diğer eserlerinde olduğu gibi, tutuklu kaldığı süre içerisinde kaleme aldığı “Amerika’daki İmam”, “Takunyalı Führer” ve “Kalpazan” isimli kitaplarını da listelerde ilk sıralara taşıyan okurları olmuştur” dedi. Poyraz’a 4 sene önce gözaltındayken “Genelkurmay’ın mı Jandarma’nın mı adamısın. Bunu açıkla seni hemen serbest bırakalım” sorusunun yöneltildiğinin müvekkilinin de bu soruya “Mustafa Kemal’in Askeriyim” yatını verdiğini anımsatan Buzoğlu, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) erinden muvazzaf orgenerallerine ve yüzlerce mensubuna yönelik sözde soruşturmalar ile yargılamalara seneler öncesinde karar verildiğini kanıtlamıştır” dedi.

Reklam
Reklam

-DAVA İKTİDAR KONTROLÜNDE YÜRÜTÜLÜYOR-

2001-2007 yıllarında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı yapan Sabri Uzun’un müfettişlere verdiği ifadelerine yer verilen açıklamada Buzoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en etkin istihbarat biriminin başında senelerce görev yapan Sabri Uzun’un anlatımlarına göre, sözde Ergenekon soruşturmasının başlangıcına gerekçe gösterilen Ümraniye’de el bombalarının 12 Haziran 2007 tarihinde bulunmasından ve 05-07 Mart 2003’te 1. Ordu Komutanlığı’nda seminer yapılmasından seneler öncesinde, TSK’da bir kısım görevli personel hedef şahıs olarak belirlenmiştir ve Türkiye’nin kurucu gücünün komuta yapısı siyasi iktidarın inisiyatifinde şekillendirilerek içerde ve dışarıda Türkiye’nin uluslararası operasyonlara açık konuma getirilmesi amaçlanmıştır.”

Hanefi Avcı’nın tutuklanma sürecine dikkat çekilen açıklamada şu değerlendirmeler yer aldı:

“Ergün Poyraz’ın yargılanmakta olduğu ve Ergenekon olarak isimlendirilen süreçte yer alan hakimler ile savcılar hakkındaki işlemler, mevcut siyasi iktidarın kontrolünde olduğu artık sabit olan sürece ilişkin, yurtsever meslektaşlarının ötesinde en kısa sürede bizzat Türk halkının tepki göstermesini zorunlu kılmaktadır. Ergün Poyraz’ın 4 seneden beri tutuklu olarak yargılandığı süreç, başlangıcından bugüne kadar mevcut siyasi iktidar kontrolünde yürütülmüştür ve artan bir yoğunlukta yürütülmeye devam edileceği anlaşılmaktadır. Beşiktaş Adliyesi’nde görev yapan ve mevcut siyasal saikli soruşturma ve yargılama sürecine karşı çıkan, hukuki değerlendirmelerde bulunan ve tutuklamalar ile tutuklu yargılamalara karşı görüş bildiren hakimler, siyasi iktidarın kontrolündeki yazılı ve görsel medya aracılığıyla Beşiktaş Adliyesi’nden ayrılmaya zorlanmakta veya kendilerinin yıpratılması için tüm olanaklar seferber edilmekte ve neticede görevlerini yapmaya devam edenler ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından görevden alınmaktadır.”

Reklam
Reklam

-YARGI SİYASİ İKTİDAR TARAFINDAN ELE GEÇİRİLMİŞTİR-

Anayasa değişikliğinin ardından hakim ve savcıların atanmasında Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan listenin etkin olduğunun savunulduğu açıklamada, şu değerlendirmeler yer aldı:

“Yargının kontrol altına alınması ve yargı mensuplarının siyasal iktidar karşısında bağımsızlıklarını yitirmeleri, giderek hukuk devletinin yok olması ve sivil dikta sürecinin yapı taşlarını oluşturmaktadır. Danıştay ile Yargıtay nezdinde sayısal çoğunluğu sağlayacak yeni kadrolar ihdas edilerek HSYK yeni yönetimi tarafından siyasal iktidarın eğilimleri doğrultusunda yüksek yargıda kadrolaşmalar gerçekleştirilmiş ve sonrasında Türk yargısı siyasi iktidar tarafından ele geçirilmiştir. Poyraz ve diğer yurtseverlerin tutuklu yargılamalarına devam edilmesinde siyasi iktidar destekli gösterilen direnç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu iradesini yansıtan kurumların tamamen ele geçirilmeleri ve Necmettin Erbakan’ın söylemiyle “kansız darbe”nin gerçekleştirilmesine kadar sürdürülecektir.”

Reklam
Reklam

ANKA