İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Perinatoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Oya Demirci, prematüre bebeklerin engelsiz sağ kalım oranlarında belirgin bir artış görüldüğünü belirtti.
Doç. Dr. Demirci, AA muhabirine, gebeliğin 37. haftasından önce gerçekleşen ve prematüre doğum olarak adlandırılan erken doğumun bugün yenidoğan sağlığını tehdit eden en önemli sebeplerden biri olduğunu ifade etti.
Vaktinden önce doğan bebeklerde akciğer gelişimi problemi ve buna bağlı solunum sıkıntısı yaşanmasının yanında merkezi sinir, sindirim ve dolaşım sistemleri gibi birçok sistem ve organın yetersiz gelişimine bağlı rahatsızlıkların da görülebileceğini anlatan Demirci, erken doğum vakalarına yol açan birçok faktör olsa da bunların önemli bir kısmında altta yatan sebebin henüz tam olarak aydınlatılamadığına dikkati çekti.
Oya Demirci, önceki gebelikte erken doğum yaşanmasının, prematüre doğuma yol açan en önemli risk faktörü olduğuna işaret ederek, erken doğum öyküsü olan anne adaylarına, bir sonraki gebeliklerini planlarken kadın doğum uzmanına muayene olmaları, var olan tüm risk faktörlerini araştırmaları ve bu faktörlere yönelik tedbirleri gebelik öncesinde almaları uyarısında bulundu.
Demirci, tekrar gebe kalındığında ise alanında uzman bir hekim tarafından gebeliğin başından itibaren takibinin yapılması ve gereklilik halinde ilaç ya da cerrahi tedavi seçeneklerinin uygulanması gerektiğini aktardı.
Diğer risk faktörleri arasında ise genetik yatkınlık, sigara kullanımı, anne adayının aşırı kilolu ya da zayıf olması, 35 yaş üzeri veya 19 yaş altı gebelikler, diyabet, hipertansiyon, böbrek hastalıkları gibi sistemik hastalıkların sayılabileceğini aktaran Demirci, bu durumlarda da gebelik öncesi risk faktörlerinin gözden geçirilmesi, önlenebilir durumlar için tedbir alınması gerektiğini dile getirdi.
- "Rahim ağzının bir kısmı alınan anne adayları da riskli grupta"
Oya Demirci, genital sistem enfeksiyonlarının da risk faktörü oluşturduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Bu enfeksiyonlar tedavi edilmediği takdirde bebeği çevreleyen zarı (amniyotik zar) enfekte ederek yırtılmasına, dolayısıyla erken su gelişine ve erken doğuma neden olabilmektedir. Bu gibi enfeksiyonların gebeliğin başında araştırılarak, tedavinin sağlanması önem teşkil etmektedir. Kadın genital sistemi hastalıklarından rahim şekil bozuklukları ya da rahim ağzı hastalıkları nedeniyle rahim ağzının bir kısmının alındığı anne adayları da erken doğum açısından riskli gruptadır. Bu gibi durumlarda gebelik öncesi veya gebelik sırasında uygun cerrahi işlemlerin yapılması erken doğum riskini en aza indirecektir. Zeynep Kamil Hastanesinde bu gibi rahim şekil bozuklukları gebelik öncesinde başarılı şekilde düzeltilerek başarılı gebelikler elde edilebilmektedir. Ayrıca rahim ağzı kısalması veya yetmezliği gibi durumlarda gebelik sırasında yapılan cerrahi işlemlerle erken doğumun önüne geçilebilmektedir."
Erken doğan bebeklerin engelsiz sağ kalım oranlarında belirgin bir artış görüldüğünü de belirten Demirci, "Bunun nedenleri arasında hem kadın doğum uzmanlarının hem de yenidoğan hekimlerinin bu tür vakalar karşısında bilgi ve deneyimlerinin artması, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin gelişmesi ve sayılarının artması sayılabilir." ifadesini kullandı.
Demirci, erken doğumun bazı durumlarda kaçınılmaz olduğunun altını çizerek, gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) gibi gebeliğe bağlı bir takım hastalıkların anne ve bebeğin sağlığını tehdit edebileceğine işaret etti.
Bu tür gebeliklerin alanında deneyimli uzmanlarca yönetildiğini ve bazen erken doğumun tek seçenek olabildiğini aktaran Demirci, "Benzer şekilde plasenta (bebeğin eşi) yerleşim anomalileri ve plasentanın erken ayrılması gibi ciddi kanamalara neden olabilen durumlarda da anne adayı ve bebeğin sağlığı için erken doğum seçeneğine başvurulmaktadır. Bu gibi riskli gebelikler Zeynep Kamil Hastanesi Yüksek Riskli Gebelik (perinatoloji) Kliniğinde başarılı bir şekilde yönetilip, doğan bebekler deneyimli yenidoğan uzmanlarına teslim edilmekte ve başarılı sonuçlar alınmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
Doç. Dr. Oya Demirci, anne adaylarına risk faktörlerini iyi bilmeleri, sadece gebelikte değil gebe kalmadan önce de yaşam tarzlarını değiştirmeleri tavsiyesinde bulunarak, şunları kaydetti:
"Gebelik öncesinde diyetisyen eşliğinde fazla kilolarını vermeleri ya da tam tersi aşırı zayıf anne adaylarının beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri, sigara kullanan anne adaylarının gebelik öncesinde ve esnasında bu alışkanlıklarını mutlaka bırakmaları, sigara içilen ortamlardan uzak durmaları gerekmektedir. Ayrıca, gebelikte ağır egzersizlerden kaçınmaları ve stresten uzak durmaları önemlidir. Kronik hastalıklara sahip anne adaylarının gebelik öncesinde ilgili uzmanlarca gözden geçirilmesi ve bu hastalıkların kontrol altına alınmasını takiben gebelik planlanmasıyla daha sağlıklı bir hamilelik süreci yaşanacaktır."