Prenses Diana, özgür ruhunu ilk kez kraliyet ailesinde ortaya koymasıyla hatırlanıyor. Kendine has giyim tarzıyla moda ikonu olarak kabul edilen Diana, bugün modern stilistlere bile ilham kaynağı oluyor. Adeta kuşaktan kuşağa anlatılarak bir efsaneye dönen Lady Diana o dönem birçok modacının hayranlık duyduğu giyim tarzıyla da tanınmıştı. İşte karşınızda Diana’nın imajını bu kadar çekici kılan küçük detaylar...
Prenses Diana’nın elbiseleri kendisi kadar büyük sükse yarattı. Düşük yakalı ve uzun modelleri tercih eden Diana’nın ikonik parçası 1996 yılında Versace tarafından tasarlanan tek omuzlu kraliyet mavisi elbisesi oldu.
Balon kollu bluz ve elbiseler ilk kez 1980’li yıllarda Diana tarafından farklı şekillerde gösterildi. Diana geniş omuzları olmasına rağmen vatkalı modelleri de tercih ediyordu.
Oje rengi kraliyet ailesi için özel bir kuraldır. Kraliçenin özel isteğine göre kraliyet kadınları ten rengi ya da açık tonlarda oje tercih edebiliyor. Prenses Diana ise kırmızı oje tercih ederek kraliyet ailesine karşı aslında tavrını gösterdi. Yıllar önce verdiği röportajında kraliyet kuralları için, “Kural kitabına göre gitmiyorum. Çünkü hayatımı kafadan değil kalpten yönetiyorum ve bu durum başımı belaya soktu. Bunu anlayabiliyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Prens Charles ile ayrılığının ardından Diana’nın özellikle halka açık anlarda kırmızı oje sürmeye başladığı dikkatli gözlerden kaçmamıştı.
Prenses Diana’nın takıları her zaman kişiliğinin bir yansıması olarak algılandı. Günlük hayatında da takı takmayı seven Prenses Di’nin uğurlu kolyesi üzerinde D harfi olan altın bir kolyeydi. Arkadaşları tarafından on altıncı doğum gününde hediye edilen kolyeyi Diana, Prens Charles ile evlendikten sonra da takmaya devam etti.
Kraliyet ailesine mensup kadınların feminen görüntülerinin aksine Prenses Diana maskülen kombinleriyle modaya adeta yön vermişti. Dik yakalı balıkçı kazak, erkeksi bir ceket, takım elbise hatta bir papyon Prenses Diana’nın korkmadan tamamlayabileceği parçaları oluşturuyordu.
Kraliyet ailesinde her zaman parlak ve dikkat çekici renkler kraliçeye ait olmalıdır. Çünkü onun kalabalıklar içerisinde bile ayırt edilebilmesi gerekir. Parlak renkler olmasa Diana zıt renklerden oluşan dikkat çekici kombinleri ile kraliçenin bu kuralını da biraz esnetti.
Prenses Diana çok sık saydam camlı gözlükler takmayı tercih etmezdi. Kombini ile uyumlu bir gözlük seçtiğinde ise genellikle güneş gözlüklerinin çerçevelerini anımsatan kalın modelleri kullanırdı.
Prenses Diana’nın safir nişan yüzüğü onun için oldukça önemliydi. Parmağından hiç çıkartmadığı nişan yüzüğünü çoğu zaman onunla uyumlu takılarla kombinlemeyi tercih ederdi. Nişan yüzüğünün dışındaki takılar için Prenses Diana, küçük parmağını seçerdi.