İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, PKK’nın kokuşmuş devlet yapısı içerisinde asalak olarak yer alanların oluşturduğu bir kesim olduğunu ifade etti.
Bursa Mühendis ve Mimar İşadamları Derneği (BUMİAD) haziran ayı toplantısına konuşmacı olarak katılan Arıboğan, devletin içerisinde bu tarz çalışmalar yapan asalaklar olduğunu vurguladı. Arıboğan, şöyle konuştu: "Devlet kendi içerisinde yerleşmiş asalakları temizlerse, PKK da kendiliğinden bitecektir. Devlet yıllarca doğudaki aşiret yapısını destekledi. PKK insanları köyden kente göçe zorladı. Kendi aşiret yapılarını kurdular. Bunu devletin yapması gerekirdi. Ancak devlet geçmişte o bölgede insanlar yaşıyor gözüyle bakamadı. Terör ve terörist var diye baktı. Bunu yapmaması gerekirdi. Terörden doğan büyük bir ekonomi var. Bunu kimse göz ardı edemez. Onları sana demokrasi vereceğim diye ikna edemezsiniz. Yani bu işin artık demokrasi ile çözülecek bir tarafı kalmadı. Bu iş artık çok hassas bir sosyolojik olay durumuna geldi."
"TERÖRÜ İNSANLARI ÖLDÜREREK BİTİREMEZSİNİZ"
Terörün bölgedeki varlığından bahsederken onu besleyen unsurları da göz ardı etmemek gerektiğinin altını çizen Arıboğan, şunları kaydetti: "Terörü besleyen birçok unsur var. Bunlar da bazı işlevleri yerine getiriyorlar. Yani terörü bitirmek için öyle silahlı mücadele gerek yok. Çünkü siz teröristler ile savaşarak onları yok edemezsiniz. Birini vursanız onun kardeşi var, abisi var. Onlar eline silah alıp dağa çıkacaklar. O yüzden sadece teröristleri öldürmek bu işi bitirmek için yetmez. Siz eğer terörü besleyen unsurları yok ederseniz zaten terör kendiliğinden ortadan kalkar. Kürt sorununda haklı ya da haksız diye bir kavram kalmadı. Bu bir sorun. Hem de önemli bir sorun. Bunun artık çözülmesi gerekiyor. Türkiye’nin bu işin çözümü için daha fazla zaman ve para harcayacak gücü kalmadı. Bu sorunun temelinde yatan şey psikolojik olarak çözülebilir."
"İRAN’IN VURULMASINI ARABİSTAN İSTEDİ"
Dünyayı sarsan Wikileaks belgelerinde çok önemli bir ayrıntının yer aldığını kaydeden Arıboğan, bölgede önemli bir güç olan İran’ın vurulmasının Suudi Arabistan tarafından ısrarla istendiğini iddia etti. Türkiye’nin laik yapısından dolayı Ortadoğu’da yaşanan sorunlar ile karşı karşıya kalma ihtimalinin bulunmadığını söyleyen Arıboğan, dünyayı sarsan Ortadoğu olaylarının henüz bitmediğini, bu olayların bitmesinin ardından 2020’li yıllardan sonra Afrika ülkelerinde de başlayacağını belirtti.
Arıboğan, Türkiye’nin bölgedeki rolünü ise şöyle anlattı: "ABD, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Arap ülkelerinde yeni pazarlar oluşmasını isteyen kapitalist ülkeler, bu ülkelerde altın kaplı birkaç Rols Royce yerine binlerce adet normal otomobilin satılmasını istiyor. Sermayenin halka aktarılmasını, tüketen yeni halklar istiyor. Başı kapalı kadınlar değil, makyaj yapan, saçına bakım yaptıran kadınlar olsun daha çok parfüm, kozmetik, şampuan satalım istiyorlar. İşte bunun için demokrasi isteniyor ve diktatörler teker teker devriliyor. Oluşacak bu yeni ve büyük pazarların oluşumunda kenarda duran, bekleyen Türkiye, işadamlarının girişimciliği ile oluşacak bu pazarlarda en çok söz sahibi olacak ülkelerin başında gelecek ticari ve siyasi nüfusunu arttıracaktır.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz