Prof. Bal: Saldırılar terörün varlığını devam ettirme çabası

Prof. Dr. İhsan Bal, terör örgütü PKK’nın Hakkari’de gerçekleştirdiği saldırı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Saldırılar ile...

Prof. Dr. İhsan Bal, terör örgütü PKK’nın Hakkari’de gerçekleştirdiği saldırı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Saldırılar ile PKK sorununun Kürt sorunundan ayrışmış olduğunun altını çizen Prof. Bal, olayın güvenlik boyutuna vurgu yaptı. Bal, PKK'yı yok etmek için güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Kürtlerin saldırılara artık karşı çıktığına dikkat çeken Bal, "Burada, bu ayrımı tekrar etmekte fayda görüyorum. Kürt sorunu ve PKK sorunu ayrık olaylar haline gelmiştir. Bu saldırılar Türkiye'yi, Türkiye Kürtlerini ve demokrasi sürecini rehin almaya çalışıyor. Çok boyutlu stratejik akılla bu süreci yönetmemiz gerekiyor." dedi.

Reklam
Reklam

Uluslararası Güvenlik Terörizm ve Etnik Çatışmalar Merkezi (USAK-UTEM) Başkanı Prof. Dr. İhsan Bal, konuyla ilgili Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK)'a yaptığı açıklamada, belirli bir süreden beri terör örgütünün saldırılarına bakıldığında, bu saldırıların daha çok bir “kör terör” olmaya doğru ilerlediğini gördüğünü ifade etti. İhsan Bal, “Kör terörden kasıt, siyasal bir sonuç doğurmaktan ziyade terörün kendi varlığını devam ettirmeye yönelik bir sürece doğru evrilmesidir. Terör burada araç olmaktan biraz daha amaca doğru yaklaşıyor ve bizatihi kendi varlığını devam ettirmeye çalışıyor. Yani varlık nedeni kendi olmaya başlıyor. Dolayısıyla terör örgütü şekil değiştiriyor.” ifadesini kullandı.

"TERÖR SONUÇ DEĞİL, HASTALIĞIN KENDİSİ"
Prof. Dr. İhsan Bal, kör terörün akılla, siyasal müzakereler yoluyla çözülmesi zor bir iş olduğunu kaydetti. Daha fazla hak ve özgürlük, daha demokratik bir anayasa, siyasi temsil hakları gibi demokratik derinleşme yönündeki çabalarla bu terörü çözmeye çalışmak önemli miktarda yanılgı içerdiğine dikkat çeken Bal, “Bu aşamada semptomu veya hastalığı tanımlamıyorsunuz. Bu durumu bir sonuç olarak görüyorsunuz. Bugün karşılaştığımız terör artık bir sonuç değil, hastalığın kendisi, nedeni haline gelmiş, kendi kendini üreten bir terördür. Bu bakımdan yaşananlara güvenlik ağırlıklı müdahale etmek zorunluluğu doğdu. Eskisinden daha farklı bir durum söz konusu.” değerlendirmesini yaptı.

Reklam
Reklam

"HASTALIĞI YOK ETMEK İÇİN ETKİN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALMAKTAN BAŞKA ÇARE YOK"
Bal, 1980’li, 1990’lı yıllarda teröristlere salt güvenlik olarak müdahale edildiğinden, terörü doğuran sebepler üzerine çok fazla yoğunluk kurulamadığına dikkat çekti. Günümüzde, terörü doğuran sebeplere önemli miktarda ulaşıldığını ifade eden Bal, şöyle devam etti: “Bu kez, terör kendini doğuran nedenlerden bağımsız yeni bir evrimleşmeye geçti. Dolayısıyla yeni bir vaka, yeni bir hastalık ile karşı karşıyayız. Bunu tedavi etmek ve bu hastalığa yönelik, kendi kendini doğuran ve devam ettiren şiddet eğilimini etkisiz hale getirmeye çalışacak, çok etkin güvenlik önlemleri almaktan başka bir çare yok.”

"GÜVENLİK GÜÇLERİ YER DEĞİŞTİRİP HATA YAPMAYA YÖNLENDİRİLİYOR"
Kör teröre güvenlik açısından müdahale edilirken, güvenlik birimlerinin son derece donanımlı olması gerektiğinin altını çizen Bal, şu önerilerde bulundu: “Bu durumun müzakere edilme kısmı son derece zayıf. Örneğin asker kullanılacaksa bunların mutlaka profesyonel olmaları gerekiyor. Zorunlu askerler bu süreç içerisinde istihdam edilmemeli. Bu bir zafiyet oluşturuyor.”
Teknik donanımların desteğini artırarak ve bürokrasiyi azaltarak, alınan istihbarat bayatlamadan çok hızlı bir şekilde alana ulaşmak ve operasyonlarda işbirliğini sağlayacak bir profesyonellikle hareket etmek gerektiğini vurgulayan Bal, "Bu durum son derece önemli. Ancak belli ki, PKK bu son saldırılarıyla bölgeyi önemli bir miktarda kaosa götürmeye çalışıyor. Bunun altını çizmek gerekir ki, bu kaos sürecinde güvenlik güçlerinin aklı, çatışma alanında önemli miktarda öfkeyle yer değiştirip hataya yönlendirilmeye çalışılıyor." tespitini yaptı.

Reklam
Reklam

"KÜRTLER SALDIRILARA KARŞI ÇIKIYOR"
İhsan Bal, bu eylemlerin ardından toplumda bir ayrışmanın olup olmayacağı yönünde de açıklamalarda bulundu. Prof. Bal, PKK’nın son saldırılarıyla özellikle son dönemde bir siyasal ahlakı, direnişi veya Kürtleri temsil etmediğine dikkat çekti. Bu noktada, PKK sorununun ve Kürt sorununun ayrı şeyler olduğunu vurgulayan Bal; Kürtlerin, bu son saldırıyı üstlendiği, bu saldırılardan mutlu olduğu, saldırıları desteklediğinin söylenemeyeceğini dile getirdi. Bal, “Kürtlerin çoğunluğunun bu saldırılara karşı çıktığını rahatlıkla ifade edebiliriz.” dedi.

Bölgeye bakıldığı vakit, çeşitli illerde, kentlerde saldırı sonrasındaki taziye kabullerinde sivil vatandaşların bazılarının cesaretlerini toplayarak örgüte yönelik açıklamalarda bulunduklarına dikkat çeken Bal, “Siirt’te bir aileye taziyeye gelen terör yanlılarına veya terörle arasında yakınlık olanlara şiddetli bir şekilde karşı çıkıldı. Yine aynı şekilde Hakkari’de, İskenderun’da çeşitli yerlerde bunların yaşandığını görüyoruz. Bu bakımdan ben sürecin eğer nedensellik Kürt sorunu değilse ki, böyle olduğunu düşünüyorum, yaşanan saldırılar bizatihi örgütün kendi derdidir. Nedenselliği, Kürt sorununun oluşturmadığı kanaatindeyim. İşte bu kendi kendini üreten kısır döngü içerisinde örgütün, Kürt halkının daha fazla desteğini alacağı kanısında değilim. Tam tersi bir sürecin işlediğini düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

"GÜVENLİK SÜTUNUNU DAHA İŞLEVSEL HALE GETİRMEK LAZIM"
Prof. Bal, bundan sonraki süreçte ne yapılması gerektiğini de belirtti: “Bundan sonra güvenlik sütununu daha işlevsel hale getirmek lazım. İç güvenlik, dış güvenlik, istihbarat ve operasyonel ağırlıklı güvenlik ön plana çıkarılmalı. Öte yandan uluslararası alanda diplomatik destek alarak iç işlerinde de halkın sağduyulu hareket etmesi ve kucaklaşması teşvik edilmeli. Karadan sıcak temasın sağlanması diplomatik alanda bir sorun teşkil etmiyor. Kendi planladığımız operasyonları kendi içimizde geliştirmemiz gerekir. Sadece saldırı olduktan sonra operasyon yapmak yerine, seriler halinde operasyonların profesyonelce devam etmesi, şiddet son bulana kadar arkasının bırakılmaması gerekir. Anayasa çalışmaları mutlaka devam etmeli. Bugün Sayın Başbakan’ın da ifade ettiği gibi her kesimden vatandaşın ortak iradesini yansıtacak demokratik bir toplum sözleşmesi, yeni bir anayasa ortaya konmalı.”

"TÜRKİYE BÖLGEDE KÜRTLERİN YAŞADIĞI EN DEMOKRATİK ÜLKE"
Bugün Türkiye’nin bölge içinde Kürtlerin yaşadığı en demokratik ülke olduğuna dikkat çeken Bal, Kürtler, Suriye, Irak ve İran gibi ülkelerde yaşayanların, vatandaş bile sayılmadığını vurguladı. Kürtlerin en fazla hakka sahip olduğu demokratik bir ülkede bu saldırıların Kürt sorunu ile ilgili olduğu kanaatinde olmadığını ifade eden Bal, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Burada, bu ayrımı tekrar etmekte fayda görüyorum. Kürt sorunu ve PKK sorunu ayrık olaylar haline gelmiştir. Bu saldırılar Türkiye'yi, Türkiye Kürtlerini ve demokrasi sürecini rehin almaya çalışıyor. Çok boyutlu stratejik akılla bu süreci yönetmemiz gerekiyor. Olayın, KCK operasyonlarına yapılan bir misille olduğunu da düşünmüyorum. Burada her kesimden katılımcının yeni anayasa çalışması içinde olduğu bir dönemde saldırının Kürtlerle ilintilendirilerek yorumlanmasını doğru bulmuyorum.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz