Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi de olan Cander, AA muhabirine, Kovid-19 salgınında başvuruların 24 saate yayıldığından kaçınılmaz olarak birçok hastanede planlamaların giriş kapısı olan acil servisler üzerinden yapıldığını belirtti.
Türkiye'de acil servislerin normal dönemlerde diğer ülkelere nazaran aşırı yoğun çalıştığına dikkati çeken Cander, "Daha önce acil servis başvuru sayılarını verdiğimizde diğer ülkelerdeki meslektaşlarımız buna inanamayarak 'Bu sayılar Avrupa'da, ABD'de başvurursa sağlık sistemleri çöker ve afet ilan ederler.' diyorlardı. Gerçekten bu durum gerçekleşti. Biz bu sayılardaki hastaya sürekli baktığımız için sağlık sisteminde sorun yaşanmadı. Günde 600 bilgisayarlı tomografi çekebilecek acil servis Avrupa'nın hiçbir ülkesinde yok." diye konuştu.
Kovid-19'la mücadele sürecinde vatandaşların duyarlılık gösterdiğini vurgulayan Cander, "Vatandaşlarımızın acil servislere gereksiz başvurmamaları nedeniyle yeşil ve sarı alanlardaki hasta sayısında yüzde 80'lere varan düşüş yaşandı. Bu durum Kovid-19 mücadelesinde acil servislere güç kazandırdı, daha iyi mücadele etme imkanı sağladı. Bu da aslında daha önce başvuranların önemli bir kısmının gerçek acil vaka olmadıklarını düşündürüyor." dedi.
Genellikle ambulansla hastaların geldiği kırmızı alandaki gerçek acil hastalarda azalma beklemediklerine ancak burada da ciddi azalmalar görüldüğünü aktaran Cander, bu azalmanın bazı riskler barındırdığına işaret etti.
Cander, özellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, şuur değişikliği ve inme gibi gerçek acil durumlarda derhal acil servislere başvurulması gerektiğine dikkati çekti.
Buradaki azalmanın Kovid-19 bulaşma riski düşüncesinden kaynaklandığını belirten Cander, acil servislerde Kovid-19 salgınından sonra düzenlemeler yapıldığını ve genellikle şüpheli vakalar için ayrı ortamlar oluşturulduğunu dile getirdi.
Cander, özellikle ağır hastalarda Kovid-19 ile birlikte başka acil durumlar da söz konusu olduğu için birlikte müdahaleler gerekebildiğini kaydetti. (AA)