Türkiye’nin su kirliliği ve israfı konusunda araştırma yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını altını çizen Prof. Dr. Demir, israfa ve su kirliliğine karşı topyekün önlem alınmaması halinde 17 yıl sonra su sıkıntısının kaçınılmaz olacağını kaydetti.
Bir türlü baş edilemeyen su kirliliği ve israfı, tüm Dünya’da hızla artıyor. Dünya 6. Su Forumu’nda da gündeme gelen konuyla ilgili yürütülen bilimsel araştırmalar, 2050 yılında 9,4 milyara ulaşacak Dünya nüfusunun yüzde 40’ının (3.76 milyar kişi), susuzlukla karşı karşıya kalacağını gösteriyor. Susuzluk çekecek ülke sayısının ise 54’e çıkacağı belirtiliyor. Su kaynaklarına ilişkin yapılan çalışmalar, aynı sıkıntının Türkiye’yi de beklediğini ortaya koyuyor.
OMÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, 120’den fazla doğal göl ve 673 tane baraj gölüne sahip Türkiye’nin su zengini olmadığını söyledi. Kişi başına düşen yıllık su miktarı 8 bin-10 bin metreküp arasında olan ülkelerin su zengini sayılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Demir, “Ülkemizin tüketilebilir yeraltı ve yer üstü suyu potansiyeli toplam yıllık 112 milyar metreküptür. Kişi başına düşen yılda bin 300 metreküp su düşmektedir. Akıllıca yönetilmiş politikalar ve sınırlı bir nüfus artışıyla ancak mevcut su ihtiyacı karşılanabilmektedir. 2030 yılında nüfusumuz 100 milyona ulaşacak. Tarımda su ihtiyacı yüzde 75, evlerde ise yüzde 260 oranında artacak. Kişi başına su tüketimi bin metreküpün altına inecek.” bilgisini verdi.
Evde harcanan suyun yüzde 10’unun mutfakta, yüzde 40’ının ise banyoda harcandığını hatırlatan Prof. Dr. Yusuf Demir, “Gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakılabilmesi için su kaynaklarının çok iyi korunup, akılcı kullanması gerekiyor. Su israfından olabildiğince kaçınmalı, çok dikkat etmeliyiz. Dakikada 50–100 damla su akıtan bir musluktan ayda 750 ile bin 500 litre arası su israf ediliyor. Buna karşın gelişmekte olan ülkelerde halen 1 milyon 2 bin insan içecek su bulamıyor. Yaklaşık 780 milyon kişi halen temiz olmayan su içiyor.” diye konuştu.
Sudaki en büyük tehlikelerden birinin de kirlilik olduğuna değinen Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, endüstriyel işletmelerin yüzde 91’nde, özel sektörün yüzde 16’sında, kamunun ise yüzde 84’ünde, organize sanayi bölgelerinin yüzde 86’sında, turistik tesislerin yüzde 81’inde arıtma tesisi bulunmadığını dile getirdi.
"3 bin 215 belediyenin sadece 141’inde kanalizasyon sistemi, 43’ünde ise arıtma tesisi var.” diyen Prof. Dr. Demir, “1 litre kullanılmış motor yağı 800 bin litre suyu kirletiyor. Su kaynakları nüfus artışı, hızlı kentleşme, sanayileşme ve tarımda bilinçsiz sulama, tarımsal mücadele ilaçları, kimyasal gübreler sebebiyle fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik bakımdan kirletiliyor. Endüstrinin ürettiği zehirli ve ağır metaller ihtiva eden atık suların sadece yüzde 22'si arıtılıyor. Yüzde 78'i ise doğrudan göl, ırmak ve denizlere veriliyor." ifadelerini kulandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz