Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Adana Şube Başkanı ve Prof. Dr. Timuçin Çil, ilk olarak Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüsün (Kovid-19) aslında hayvanlarda bulunan bir virüs olduğunu, ancak genetik yapısı değişerek hayvandan insana bulaştığını dile getirdi.
Prof. Dr. Timuçin Çil, çoğu zaman gençlerde şikayet oluşturmayan veya hafif enfeksiyona neden olan virüsün yaşlılarda ve şeker, tansiyon, kalp, kanser hastalığı bulunan ve immün sistemi güçlü olmayan kişilerde ağır enfeksiyonlara yol açtığına ve bu kişilerde ölüm riskinin yüksek olduğuna işaret etti.
Hızlı yayılan ve aynı hızda bulaşan virüsün metal ve plastik yüzeylerde uzun süre yaşayabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Timuçin Çil, her yaş grubunda bireylerin virüsün bulaşmasının önlenmesi için sıkı önlemler alması gerektiğini belirterek, kanser hastalarını ise kişisel hijyen kurallarına çok sıkı uymaları, zorunlu kalmadıkça evlerinden çıkmamaları ve dış ortama çıkma ihtiyacı hissettiklerinde ise kalabalık ortamlara girmemeleri konusunda uyardı.
Kanser hastalarının koronavirüs salgınına karşı nasıl davranması gerektiği hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Timuçin Çil, "Koronavirüs, yeni kanser tanısı konulmuş veya tedavi almakta olan hastalarımız için tedaviye devam edilmesine engel değildir. Ancak tedavinin nasıl devam edeceği, tedaviden beklenen fayda, ilaç doz değişimi, gibi faktörlerin hepsi hastayı takip eden tıbbi onkolog tarafından her hasta için ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Virüsün oluşturacağı riskler de göz önüne alınarak bu kararlar verilir. Aktif tedavi alan hastaların tedavi araları genişletilebilir, ilaç dozları uygun dozlarda azaltılabilir, özellikle kemoterapi uygulanan hastalarda kan değerleri düşmemesi için önleyici önlemler alınabilir. Kanser hastalarının, kişisel koruyucu ekipman kullanımı konusunda ise özellikle Sağlık Bakanlığımız tarafından önerilen 14 kuralın uygulanması gerekir. Kanser hastalığı nedeniyle yatan hastalara hastane ziyareti yapılmamalı. Tıbbi Onkoloji polikliniklerine gelen kanser hastaları, en fazla bir yakını ile gelmelidir. Kanser hastalarının ve yakınının hastaneye girişinde maske takması uygun olabilir ancak zorunlu değildir. İnsanlarla olan mesafeyi korumak çok daha önemlidir" dedi.
Hastaneye gelirken toplu taşıma araçlarının kullanılmamaya çalışılması, kullanmak zorunda kalınırsa diğer kişilerle aralarında 1-2 metrelik mesafeyi korumaları çok önemlidir diyen Çil: "Sağlık Bakanlığımızın üzerinde hassasiyetle durduğu şekilde, ellerin sık sık ve 20 saniyeden daha uzun süre sabunlanarak yıkanması, kolonya veya el dezenfektanları ile temizlenmesi, ellerin ağız, göz ve buruna dokundurulmaması sosyal izolasyon ve bireysel önlemler açısından çok önemlidir. Ayrıca, şüpheli hasta teması dışında eldiven kullanımı önerilmemektedir. Sağlık Bakanlığımız tarafından da önerilen pnömokok aşısı gerekliliği var ise, hasta takibi yapan tıbbi onkologa danışarak yaptırılabilir" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Timuçin Çil, tedavisi biten, aktif tedavi almayan ve sadece kontrollere gelen hastaların ise kontrol tarihlerinin uygun bir zamana ertelenebileceğine işaret etti. Gerek kanser hastaları, gerekse tedavisi tamamlanan hastaların koronavirüse karşı hijyen kadar beslenmelerine de dikkat etmeleri gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Timuçin Çil, doğal besinlerin tercih edilmesi gerektiğini belirterek, "Özellikle proteince zengin gıda ürünlerinin tüketimi çok önemli. Kanser hastalarının bu süreçte yoğurt tüketimini artırmaları önemli olacaktır. Mevsim sebzeleri tüketilmelidir. Her şeyden önemlisi hazır gıdalardan uzak durulmalı, ağırlıklı olarak tencere yemekleri tüketilmelidir” ifadelerini kullandı.
Sorunun küresel, mücadelenin ise ulusal olduğun hatırlatan Prof. Dr. Timuçin Çil, basit gibi görünse de alınacak her tedbirin virüse karşı verilen mücadelede büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.