Prof. Dr. Efdal: “namık Kemal Birçok Eserini Sürgünde Yazdı”

Bağcılar Belediye Başkanlığı ile Yakın Doğu Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Osmanlı Döneminde Kıbrıs Uluslararası Sempozyumu’nda ilginç...

Bağcılar Belediye Başkanlığı ile Yakın Doğu Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Osmanlı Döneminde Kıbrıs Uluslararası Sempozyumu’nda ilginç konular ele alındı. Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, vatan şairi olarak da anılan Namık Kemal’in birçok eserini Kıbrıs’ta sürgün yaşamı sırasında kaleme aldığını belirterek, “Osmanlı her tebaadan insanı Kıbrıs’a sürgüne gönderdi” dedi.Lefkoşa’da düzenlenen Osmanlı Döneminde Kıbrıs Uluslararası Sempozyumu yoğun ilgi gördü. Üniversite öğretim üyeleri, öğrenciler ve vatandaşların ilgiyle dinlediği konuşmacılar, Kıbrıs ile ilgili birbirinden ilginç konuları ele aldı. Yakın Doğu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, sempozyumda “Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs Adasına yaptığı Sürgünler ve Sonuçları” başlıklı bir sunumda bulundu. Osmanlı Devleti’nin suça karışan her tebaadan insanı Kıbrıs’a sürgüne gönderdiğini ifade eden Prof. Dr. Özkul, yaşam şartlarının Lefkoşa ile Tuzla’dan daha zor olması sebebiyle Osmanlı’nın sürgün yeri olarak Magosa’yı belirlediğini ifade etti. Özkul, Tuzla şehrinin o dönemlerde canlı ticaret bölgesi olduğunun da altını çizerek, Magosa’nın adeta kaderine terk edildiğini anlattı. Vatan Yahut Silistre romanının da yazarı olan edebiyat dünyasının ünlü ismi Namık Kemal’in de Kıbrıs’a sürgüne gönderildiğini kaydeden Prof. Dr. Özkul, “Namık Kemal ile ilgili zindan olayı doğrudur. Ancak orada bir gece kalmıştır. Rahatlıkla hayatını sürdüren Namık Kemal eserlerinde adada gördüklerin kaleme almıştır" dedi. Özkul, sürgünlerin çoğunda zincire vurmanın da olmadığını anlattı.Uzman Melek Deniz de, sürgünlerin padişahın izniyle olduğunu kaydetti.“OSMANLI KIBRIS’TA CAMİ, ÇEŞME, SU DEĞİRMENİ, HAN, HAMAM VE MEDRESE İNŞA ETTİ”Ankara Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Abdüllatif Armağan da sunumunda 1571 yılında fethedilen Kıbrıs’ta Osmanlı Devleti tarafından Vakıf Teşkilatı’nın kurulduğunu anlattı. Kıbrıs Beylerbeyiliği’nin kurulmasıyla birlikte Anadolu’ndan adaya göç yaşandığını belirten Armağan, “Baf Sancakbeyi Mehmet Bey Ayasofya Camii yaptırdı. İnşa ettirdiği vakıf medreselerinde yetim çocukların bakımını üstlendi ve onları eğitti. Elde ettiği paralarla mektebi muallim okulu, su değirmenleri, su kemerleri, çeşmeler, han ve hamamlar yaptırdı” diye konuştu.“ZİMMİLER MAHKEMEYE GÜVENİYORDU”Yrd. Doç. Ümit Güler de, Kıbrıs’ta Müslümanlarla gayrimüslimlerin arasındaki ilişkinin iktisada dayandığını savundu. Eşya hukukunda her iki topluma mensup kişilerin alışveriş, kiralama, kefil olma, borç verme faaliyetlerinde bulunduklarını belirten Güler, “Kıbrıs’ta entegrasyon vardı. En geniş saha alım satımdı. Tamamı gayrimenkule dayanıyordu. Taraflarda mahkemeye taşınan sorunların yüzde 81’i ticariydi. Günlük bir sorundu. Her iki taraf ta mağduriyet yaşamadı” dedi.Şirketler hukukuna dair bir bilgi bulunamadığını da anlatan Güler, sözlerini şöyle tamamladı:“Zimmilerin haklarını kadının huzurunda rahatça arıyorlardı. Kadı, kesinlikle tarafsızdı. Zimmilerin şikayetleri üzerine davalılar ifade veriyorlardı. Ada’nın fethinden sonra mahkemeye başvuru sayısı artmıştır. Mahkemeye olan güven tesis edilmişti.”

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz