Prof. Dr. Ödemiş: "Önlem alınmazsa kuraklıkların önüne geçilemez"

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berkant Ödemiş, dünya devletlerinin önlem almazsa ilerleyen yıllarda kuraklıkların önüne geçilemeyeceğini belirterek, tarımla uğraşan üreticilerin salma su yerine damlama sistemi ile tarım yapması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Ödemiş, Hatay’ın Erzin ilçesinde düzenlenen "Çevre ve Tarım" panelinde ‘Küresel İklim Değişikliği ve Su Kaynaklarına Etkisi’ konulu bir sunum yaptı. İklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki baskıyı arttırdığını söyleyen Prof. Dr. Ödemiş, sel ve kuraklıklardan okyanus asitleşmesine ve yükselen deniz seviyelerine kadar iklim değişikliğinin su üzerindeki etkilerinin önümüzdeki yıllarda şiddetlenmesinin beklendiğini ifade etti. Bu değişimlerin Avrupa çapında eylemleri harekete geçirdiğini belirten Prof. Dr. Ödemiş, "Şehirler ve bölgeler, sellerin etkisini azaltmak için daha sürdürülebilir, doğa bazlı çözümler kullanarak ve kuraklıklarla baş edebilmemiz için suyu daha sürdürülebilir, daha akıllı yollarla kullanarak buna ayak uydurmaya başladı bile. Avrupa iklim değişikliğinden etkileniyor ve bu etkiler sadece karada hissedilmiyor. Avrupa’nın su kaynakları, yani göller, nehirler ile kıtayı çevreleyen okyanus ve denizler de etkileniyor. Dünya yüzeyini kaplayan su karadan daha fazla olduğundan, 1950’lerden bu yana gezegenin ısınmasının yaklaşık yüzde 93’ünden okyanusların ısınmasının sorumlu olması şaşırtıcı değil. Bu ısınma atmosferde daha fazla güneş enerjisi sıkışmasına neden olan artan sera gazı emisyonlarının, en önemlisi de karbondioksidin bir sonucudur. Sıkışan ısının büyük kısmı okyanuslarda depolanıyor. Su sıcaklığını ve dolaşımını etkiliyor. Artan sıcaklıklar aynı zamanda kutuplardaki buz tabakasını da eritiyor. Küresel buz ve kar örtüsünün toplam alanının küçülmesi sonucu uzaya geri yansıtılan güneş enerjisi azalıyor ve gezegen daha da ısınıyor. Bu da sonuç olarak okyanuslara daha fazla tatlı su girmesine ve akıntıların daha da değişmesine sebep oluyor” dedi.

Reklam
Reklam

"Damlama sistemiyle verim artıyor"
Prof. Dr. Berkant Ödemiş, daha sonra şunları kaydetti:
"Eğer dünya devletleri önlem almazsa ilerleyen yıllarda kuraklıkların önüne geçilmez olacak. Bu nedenle tarımla uğraşan üreticilerimizin salma su yerine damlama sistemi ile tarım yapması gerekiyor. Narenciyenin ön planda olduğu Erzin’de yüzde 80’lere varan bir kesim damlama sistemi ile tarım yaptığı ve bu sayede verimin de arttığı gözlenmektedir."
Tüm Üretici ve Köylü Sendikası Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak ise tarımsal ve kırsal alanda örgütlenmenin, sosyal yapı içerisinde aynı amaca yönelmiş üreticilerin bir araya gelerek, sorumluluk ve karar alma mekanizmasının geliştirilmesiyle tek başlarına yapamayacakları ancak birlikte yapıldığı zaman hem sosyal hem ekonomik yönden üreticilere daha çok yarar sağlayacak olan bir yapılanma olduğunu söyledi. Türkiye’de küçük ve çok parçalı yapıdan oluşan tarım işletmelerinin önemli yer teşkil ettiğini söyleyen Başkavak, "Bu işletmelerde üretim az, maliyetler fazla ve gelir düşüktür. Dolayısıyla yaşamlarını sürdürebilmeleri ve pazarda rekabet edebilmeleri mümkün değildir. Yaşanan bu sorunların çözümlenebilmesi için üreticilerin örgütlü bir yapıya kavuşturulması ve üretici örgütlerinin etkin ve verimli çalışması önem arz etmektedir. Bu nedenle narenciye konusunda bir örgütlenmenin kaçınılmaz olduğu bilinmelidir ve kısa zamanda örgütlenme için adım atılmalıdır” diye konuştu.

Reklam
Reklam