Prof. Dr. Orhan Çeker Adana'da Konferans Verdi

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, imanın şüphe barındırmadığını belirterek “İman ile şüphe, milyarda bir bile bir araya gelmez” dedi.İhsan Çevre ve Gelişim Derneği'nin Seyhan Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Kelime-i Şehadet ve Müslüman” konulu konferansa, konuşmacı olarak Orhan Çeker katıldı. Konferans, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Prof. Dr. Çeker, yaptığı konuşmada bir Müslüman için Kelime-i Şehadet'in ne anlama geldiğini, bu kelime ile ne demek istediği ve neleri kabul ettiğini anlattı. Çeker: ”Biz, Müslümanlar olarak, Kelime-i Şehadeti tekerleme gibi söyleriz. Fakat bunun ne anlama geldiğini çok da düşünmeyiz. 'Şehadet ederim' yani şahitlik ederim demek, gözümle gördüm demektir. Gözü ile görmeyenin şahitliği kabul edilmez, göz ile görülen inkar edilmez. Gayb alemi ile ilgili konularda, 'İnandım' deriz. Peki ,Allah ve melekler görülmez. Neden 'Gözümle gördüm, şahitlik ederim' diyoruz? Allah’ın inkarı mümkün olmasın diye şahitlik ediyoruz. Çünkü iman şüphe barındırmaz. İman ile şüphe milyarda bir bile bir araya gelmez” diye konuştu. Allah'ın, ilah sayılanlarla kıyas bile edilemez olduğunu vurgulayan Çeker, “Kur'an-ı Kerim'de 'Allah vardır diye bir ifade yok, tektir diye pek çok ifade vardır. İnanmayan insan yoktur. Her insan bir şeye inanıyor Allah da insanların inançları düzgün olsun diye peygamberler ve kitapları göndermiştir” ifadelerini kullandı.Müslüman'ın, ilahi mesaja boyun eğmiş, teslim olmuş kişi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Orhan Çeker sözlerini şöyle sürdürdü:“Gözümle görüyorum ki Hz. Muhammed, Allah'ın kulu ve resuludur. Önce, kulu kelimesinin söylenmesi önemlidir. Çünkü Hristiyanlar Hz. İsa'ya ve Yahudiler de Hz. Üzeyir'e, haşa, 'Allah'ın Oğlu', müşrikler de meleklere 'Allah'ın Kızları' dediler. İşte Yüce Allah, Müslümanlar'a başta böyle söyletiyor ki, yanlış yola sapmasınlar diye. İkinci bir husus da, müşrikler peygamberimizin bedenini inkar etmiyor, peygamberliğini inkar ediyorlardı. Onun için biz dine girerken, inkarı mümkün olmasın diye en başta 'Ben ayetlerin gelişini gözümle gördüm, öyle inanıyorum' diyoruz.”