Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç, TBMM’de kabul edilen 4. Yargı Paketi ile ilgili tespitlerde bulundu. İhaleye fesat davaları düzenlemesinin pratikte getirdiği sonuçla ilgili bilgi veren Özgenç, “Bu suçlara bugüne kadar ağır ceza mahkemeleri bakıyordu. Yapılan bu düzenlemeyle bu suçlardan dolayı yapılacak yargılamalar artık asliye ceza mahkemelerinde yapılacak ancak bugüne kadar açılmış olan davalara, ağır ceza mahkemeleri bakmaya devam edecek.” dedi.
İzmir’de düzenlenen 4. Hukuk Kongresi’ne katılan Prof. Dr. Özgenç, 4. Yargı Paketi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Pakette tutuklama sebepleri ve şartları konusunda herhangi bir değişiklik olmadığını belirten Özgenç, sadece tutuklamayla bağlantılı usûl bağlamında düzenlemeler yer aldığını belirtti. Özgenç, düzenlemelerin devam eden KCK davalarındaki tutuklamalar üzerinde pratik sonuç doğuracak bir yönünün olmadığını da ifade etti. Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. ve 7. maddelerinde de değişiklik yapıldığını anlatan Özgenç, “Bu değişiklikle özellikle terör örgütlerinin propagandasının yapılması, terör örgütlerinin bildirilerinin yayınlanması, basılması fiilleriyle bağlantılı olarak cebir şiddet unsuru getirildi. Bu düzenlemenin, uygulama bakımından fazla bir değişikliğe sebebiyet vereceğini düşünmüyorum. Bu çerçevede yapılan önemli bir değişiklik var. Örgüt üyesi olmadığı halde örgüt adına suç işleyen kişi, işlediği suçtan dolayı, ayrıca örgüt üyeliğinden dolayı cezalandırılacaktı. Bu hüküm, çok ağır sonuçlar doğuracak şekilde uygulanıyordu. Mesela bir kişi, terör örgütünün üyesi değil ama terör örgütünün propagandasını yaptığı için Terörle Mücadele Kanunu hükümlerine göre 1 yıl hapis cezasına mahkum oluyordu ama aynı zamanda terör örgütü üyesi kabul edilerek, Ceza Kanunu'nun 314. maddesine göre 5 yıl, Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesine göre de yarı oranında arttırılmak suretiyle 7,5 yıl ile cezalandırılıyordu. Yani toplam 8,5 yıl hapis cezasına mahkum oluyordu. Bir kişinin, terör örgütü adına düzenlenen bir gösteri yürüyüşüne katıldığı için 1 yıl ceza alması gerekirken 8,5 yıl ceza alması sonucunu doğuran bir durum vardı. Yapılan bu düzenlemeyle bunların önüne geçilmek amaçlanmıştır.” dedi.
'İHALEYE FESAT SUÇUNUN CEZASI AZALDI'
Pakete ana muhalefet partisi CHP’nin verdiği önergeyle giren ihaleye fesat karıştırma suçuyla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Özgenç, değişikliğin birtakım sonuçlar ortaya çıkardığını belirtti. İhaleye fesat karıştırma suçunun cezasının azaltıldığını ifade eden Özgenç, “5 yıldan 12 yıla kadar cezası olan suçun temel şeklinden dolayı verilecek ceza miktarı 3 yıl ile 7 yıl arasında değişiyordu. Yine değişiklikten önce kamu açısından suçun işlenmesiyle bir zarar meydana gelmişse ceza yarı oranında arttırılıyordu. Bugün yapılan değişikle ihaleye fesat karıştırılmış olmakla birlikte fesat karıştırma fiili sonucunda kamu açısından zarar meydana gelmemiş ise faile verilecek cezanın miktarı 1 ile 3 yıl arasında tutulmaya başladı. 7,5 yıl ile 18 yıl arasında ceza verilmesi gereken bir durumda, şu anda 3 ile 7 yıl arasında ceza verebiliyoruz. 5 ile 12 yıl arasında bir ceza verebileceğimiz durumda ise bu düzenlemeyle 1 ile 3 yıl arasında cezaya hükmetme imkanımız olabilecek. Ceza miktarlarında büyük ölçüde bir düşme meydana gelmiştir. Düşme siyasetin tercihidir ama bir ifrat tefrit sonucunu doğuran değişiklik olduğunu düşünüyoruz.” dedi. Suç oluşturan fiiller arasında bir değişiklik meydana getirmediğini de kaydeden Özgenç, “Sadece şunu söyleyebiliriz, eski Devlet İhale Kanunu'na göre muhammen bedel gizli değil, açıktı ama Kamu İhale Kanunu'nda yaklaşık maliyet gizli tutuluyordu. Yaklaşık maliyetin gizli tutulması karşısında şayet birisi bu gizliliği ihlâl ediyorsa ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturuyordu. Yapılan değişiklikle yaklaşık maliyetin açıklanması, ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturmuyor. Onun gerekçesi de şu yaklaşık maliyet her ne kadar Kamu İhale Kanunu'na göre gizli tutulsa bile bir ölçüde tahmin edilebilen bir durum. Bu nedenle kişilere ağır cezalar verilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Dolayısıyla şu anda gizlilik ihlâli sadece teklif içeriklerinin gizliliğinin ihlâliyle sınırlı tutulan bir düzenlemeye dönüşmüştür.” şeklinde konuştu. İhaleye fesatla suçuyla ilgili düzenlemenin 2005 yılında yine ana muhalefet partisinin teklifiyle yapıldığını hatırlatan Özgenç, “Bu şekliyle yapılan düzenlemenin ortaya çıkaracağı sonuçları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.” dedi.
'DÜZENLEMEYLE TAHLİYELERİN ÖNÜ AÇILMIŞTIR DİYEMEYİZ'
Mevcut düzenlemelerle birlikte yeni tahliyeler olup olmayacağı sorusuna Özgenç, “Düzenlemeyle yeni tahliyelerin önü açılmıştır diyemeyiz, böyle bir şey yok ama yeni düzenlemeler karşısında bir vesileyle eski dosyalar yeniden ele alınıp o dosyalar bağlamında ilgili kişiler bakımından tutuklama şartları gerçekleşmiş midir gerçekleşmemiş midir yeniden bir değerlendirmeye tâbi tutulabilir. Bu çerçevede birtakım insanlar serbest bırakılabilir ama kanun, bugüne kadar bu insanların serbest bırakılması için sebep yoktu, engel vardı şeklinde bir anlayışa dayanmayacak, kişilerin şartları yeniden değerlendirilecek. Tahliye edilmelerini gerektiren bir durum var mı yok mu, buna göre bir karar verilebilecektir. Bugüne kadar bir insanın tahliyesini engelleyen bir sebep vardı da şimdi o sebep ortadan kalktı şeklinde bir değerlendirmeye sebebiyet verebilecek bir düzenleme değil.” diye cevap verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz