Prof. Dr. Sarsılmaz: Basiretim Bağlandı Özal’dan Birkaç Saç Teli Çekebilirdim

Devlet Denetleme Kurumu’nun hazırladığı raporda 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümünün şüpheli bulunarak ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılması gerektiği belirtildi. Özal'ın hayatını kaybettiği gün GATA'da nöbetçi subay olan Şifa Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarsılmaz, o gün tuttuğu notları ve şahit olduğu olayları anlattı.

Turgut Özal'ın ölümünü araştıran Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından da dinlenen Sarsılmaz, çarpıcı açıklamalar yaptı. Özal'ın vücudunda darbe izine rastlamadığını söyleyen Sarsılmaz, "Neden vücuttan bir kan, kıl örneği almadınız?" sorusuna, "Basiretimiz bağlandı, birkaç saç teli çekebilirdim." karşılığını veriyor. Özal'ın cenazesi kendilerine geldiğinde "Aile otopsi istemiyor." tutumu takınıldığını, ancak daha sonra Semra Özal'a bu iddiayı bir televizyon programında sorduğunu anlatan Sarsılmaz, kendisinden ‘Kesinlikle yalan söylüyorlar, ben böyle birşey dile getirmedim’ cevabını aldığını, bir cumhurbaşkanının ölümü sonrasında otopsi yapılıp yapılmayacağına ailesinin karar veremeyeceğine dikkat çekti.

Nöbetçi subay olduğu gün Turgut Özal’ın Orta Asya’dan geldikten sonra rutin kontroller için GATA’ya gelmesini beklerken Hacettepe’ye gittiği haberinin geldiğini anlatan Sarsılmaz, “O gün saat 11.00’e kadar ses çıkmadı. Komser Hamza isimli bir kişi, nöbetçi amirliğini arayarak ‘Hacettepe’ye gidiyoruz, komutanınızı arayın’ diyor. Notlarımda da var. Daha sonra vefat ettiğini öğrendik. Hacettepe’den gece 22.30’da cenazesi GATA’ya geldi. Büyük bir kalabalık vardı. Mümkün olduğu kadar az sayıda kişiyi ve Can Okanar isimli gazeteciyi içeriye aldık. Meftayı aldık, o gün için Ahmet Hoca vardı. Onun duaları eşliğinde morga kaldırmış olduk.” dedi.

O gün komutanları olan Ömer Şarlak’ın kendilerine, ‘Devlet başkanımızın defin işlemleri için Diyanet İşleri Başkanını çağırmadığımız için çok üzgünüm, ikincisi de defin işlemleri yapılırken niçin video çekimi yapmadık” dediğini anlatan Sarsılmaz, kendisinde keşkelere ilave olarak saç kılı almadığına pişman olduğunu dile getirdi. Devlet Denetleme Kurumu’nun yaklaşımının iyi olduğunu belirten Sarsılmaz, “İnşallah hayırlı sonuçlar elde edilir. İlla bir sonuç çıkacağını iddia etmek belki yanlış olabilir ama en azından vicdanlarımıza su serpen güzel bir sonuç da alınabilir.” dedi.

GATA nöbetçi subayı Mustafa Sarsılmaz’ın, el yazısıyla tuttuğu ve 19 yıl sakladıktan sonra DDK’ya verdiği 6 sayfalık notlardan yer alan bilgiler şöyle:

"14.30 civarında bir telefon aldık ve birinin bize Turgut Özal öldü demesini işittik. Bir anda çok şaşırmış ve inanamamıştım. Hemen TV kanallarını dolaştım. Gerçekten haber doğruydu ama ben inanmak istemiyordum.

Kur. Bşk. telefonla Özal'ın naaşının GATA'ya nakledileceğini, bu haberin duyulmamasını istedi. Ben de imamı evinden aldırdım, tek. Hizmetlilere boya-badana yaptırdım. Elektrikleri gözden geçirttim.
22.30 civarı GATA'ya merhumun naaşı getirildi, morga aldık. Ahmet Hoca yıkama ve dua işlemlerini yaptı. Sadece ailesinden akrabaları, GATA komutanı, F. Kocabalkan ve iki hoca yıkanma esnasında mevtanın yanı başında bulundular. Dualar yapılarak morga konuldu.

GATA'da yıkama esnasında bulunanlardan tanıyabildiklerim, Kemal Yamak, Aslan Güner, Yusuf Bozkurt Özal, Korkut Özal, garnizon komutanı, Dr. Mustafa Özer, Şarlak, Fikri Kocabalkan, hocalar, koruma, özel kalem, ihtiram nöbeti tutan askerler vs. vardı. Basından (Kanal 6) Can Okanar da oradaydı.

Bizim anladığımız anlamda tahnit yapılmasına ailesinin müsaade etmediğini, yüzünün veya vücudunun yaralanmasına razı olmayacaklarını söyledi. Bu nedenle patologlar intratorakal, intraabdominal ve intramuskuler formalin enjeksiyonlarını yaptılar. Cerrahlar, bilhassa F.Alpaslan nasogastrik sonda ile aspirasyon yaptı ve ardından formalin verdi. Mesaneden sokulan sonda ile formalin verdi. Bizim vakum aletini çalıştırdık. Nasogastrik bölgeden aspirasyon yapıldı. Sırtından da formalin verildi. Rektal yol temizlenmeye çalışıldı ama muvaffak olunamadı.