Prof. Dr. Şükrü Ersoy'dan beklenen Marmara depremiyle ilgili uyarı! 'En potansiyel tehlike yeri...'

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında beklenen Marmara depremi yeniden gündem oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, meydana gelecek depremin tsunamiyi de beraberinde getirebileceğini ifade ederek en potansiyel tehlike yerinin Doğu Marmara olduğunu açıkladı.

Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremler Türkiye'yi yasa boğdu. Depremler sonrası yaralar sarılmaya çalışılırken Marmara'da beklenen deprem yeniden gündem oldu. "Ben en kötüyü düşünüp hareket etmeden yanayım" diyen Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara’da meydana gelebilecek herhangi bir depremin tsunamiyi de beraberinde getirebileceğini belirterek, “Bu açıdan en potansiyel tehlike yeri Doğu Marmara’dır" diye konuştu.

"İSTANBUL ÇEVRESİNDE BİR DUBLE TEHLİKE VAR"

1’inci Bezmiâlem Uluslararası Afet Hemşireliği Sempozyumu’nda konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, İstanbul ve çevresinde duble bir tehlike olduğunu ifade ederek “Çünkü Marmara kıyılarını biz, kendimiz kazdık. Bu bölgede deprem olursa ‘nerede ne kadar yükseklikte bir dalga olur, ne tarafa gider’ gibi birçok senaryo var. Bu bakımdan da İstanbul çevresinde bir duble tehlike var. Deprem olduğunda eğer tsunami olursa insanlara ulaşma süresi 5-30 dakikadır. Bu süre de bir şeyler yapılabilmesi açısından fena değildir” dedi.

Reklam
Reklam

“1 YIL İÇİNDE 2 TANE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM KAPASİTESİ VAR”

Türkiye’de meydana gelen depremleri anlatan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Türkiye’nin yüzde 100 deprem bölgesi olduğunu ve Türkiye’de deprem yaşanmayacak herhangi bir yer olmadığını söyledi. Beklenen İstanbul depremi hakkında da konuşan Prof. Dr. Ersoy, “Birisi çıkıp diyor ki 6,5’i geçmez, bilmem ne olmaz. ’Vebalini sen ödeyecek misin? Ben en kötüyü düşünüp hareket etmeden yanayım. Öyle olması gerekir. Tarihte İstanbul çevresinin şöyle karakteri var; 1 yıl içinde 2 tane 7 büyüklüğünde deprem oluşturabiliyor. Bu kapasite var. Belki bir parça, belki iki parça, belki tek parça burası kırılacak. En küçük kırılma 40 kilometre olsa bile yedi 7,2 vereceğiz. Bu az değil ki. 2019’da 5,8’de yaşananları hatırlıyor musunuz? Ulaşım tıkandı. Haberleşme durdu. O büyük depremin küçük bir provasıydı. Yani bir şeyler yapmak gerekiyor. Şimdi burada şuralar gerilimde. Bu gerilimler mutlaka deprem olarak karşımıza çıkacak” dedi.

Reklam
Reklam

“EN POTANSİYEL TEHLİKE YERİ..."

Depremin tetikleyeceği denizaltı heyelanının tsunami yaratabileceğini ve bunun yüksek de olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ersoy şunları söyledi:

“Şöyle ki bu çukurların yamaçlarında bir çamur var. Eğer o çamurları deprem silkelerse denizaltı heyelan olur. Olmuş mu? Olmuş. Geçmişte de var. Bu açıdan en potansiyel tehlike yeri Doğu Marmara’dır. Çınarcık açığı ve Tuzla açıklarında tsunaminin yüksek olmasını sağlayacak koşullar var. Denizaltı heyelanları olabilecek potansiyel yerler orada fazla. Tsunaminin kuzeye doğru 4 metre, güneye doğru 6 metre olabileceği hakkında simülasyonlar var. Tsunami direkt cepheden gelmek değil, bazen burunlara çarparak dönüp açı değiştirip girme durumu da olabilir. Mesela Sarayburnu’na çarpan dalgalar dönerek Eyüp'e falan gelebilir, Boğaza girebilir. Öyle etkileri de var. Ama deprem anında tsunami oluşma olasılığı ise 3 depremde 1’dir.”

Reklam
Reklam

Prof. Dr. Ersoy, “Ya kaçacaksın ya da tsunamiyi durduracaksın ya da yönlendireceksin. Bir strateji olması gerekiyor. Ve kıyılarda mekânsal planlamanın yapılması gerekiyor Marmara kıyılarının mekânsal açıdan yeniden planlanması gerekir. Denize sıfır yapı yapmak, çok akılcı bir olay değil” şeklinde konuştu.

Kaynak: DHA